Tarımın çektikleri!
Tarım ne çekiyorsa, kendi yerine düşünenlerden çekiyor.
Toplumlar ne çekiyorsa kendisi yerine düşünenlerden çekiyor. Kendi bakış açılarını, ideolojilerini, yaşam önceliklerini toplum gereksinmelerinin ve önceliklerinin önüne koyanlar sadece toplumun kalkınmasının ve gerçek sorunlarının çözümünün gecikmesine aracılık ederler.
Oysa katılımcılık paradigması toplumun kendi dinamikleri ile kalkınmayı ve müdahaleci kalkınmayı değil katılımcı-aktif kalkınmayı öngörür. Eğer toplumlar biz neden geri kaldık, neden yoksuluz, sorunlarımızla nasıl baş ederiz sorularının yanıtlarını kendilerinde bulsalar ve çözümü de kendileri üretip, kendi dinamikleri ile harekete geçirseler kalkınma daha uygun bir sürede kırsalda da gerçekleşecektir. Bütünleşik bakış açısı ile hareket, sorunları önceliklendirerek ve toplumsal duyarlılıkla ortaya koymak kalkınmanın temel unsurlarındandır. 30 yıldır giderek boşalan kırsal alanlar herkesin kendi başına getirmeye çalıştığı çözümlerle bir türlü kalkınamadı. İhtiyaçlar çeşitlendi, sorunlar çeşitlendi, politikalar çeşitlendi ama kırsalda değişen bir şey yok.
Yanlış tarım politikaları, uygun olmayan kaynak arayışları, halkı hep ben kurtarırım öngörüleri sorunlara çözüm olamıyor. Sorunun çözümü halkın kendisindedir. Geleneksel kalkınma ve katılımcılık anlayışı hep halkın yanında imiş gibi olarak ama onun sahip olduğu değerlerden ve içinde yaşadığı sorunlardan uzak durarak gerçekleşti. Bu yönetişimin her katmanında da maalesef böyle algılanmaya başladı. Yeni-çağdaş kalkınma anlayışında yereli kalkınmanın merkezine koyan, yerelin bilgileri üzerine bilgi üreten, doğayı gözeten, yerelin önceliklerini kendi önceliklerinin önüne koyan, kendi ihtiyaç tanımlarının yereldeki için de gerekli olduğuna inanan ve buna göre politikalar üreten yaklaşımlar daha fazla kabul ve uygulamada olur görmüştür. Kırsalda yoksulluğun, işsizliğin, örgütsüzlüğün, topraksızlığın, kadın ezilmişliğinin, sınırlı üretkenliğin ve yanlış politikaların aşılması ancak ve ancak yereldekilerin öncülük edeceği, sorunlarını tanımlayacağı, bunun için de çözümler ortaya koyacağı ve yönetişimin her ayağındaki paydaşların da katkıları ile gerçekleşecektir.