BİR CUMHURİYET KADINI: TÜLAY ÖZÜERMAN
Sevgili Prof. Dr. Tülay Özüerman ile 2013 yılında İzmir’de tanıştık. Kendisi, CHP eski Genelbaşkanı Deniz Baykal’ı havaalanında karşılayanlar arasındaydı. Baykal ve ekibi, İzmir’in kurtuluş törenleri için gelmiş ve burada bir takım ziyaretlerde bulunmuştu. Bu karşılama sırasında pek kıymetli Tülay hocamı görmek benim açımdan çok önemliydi. Her ne kadar daha önce yüz yüze görüşmemiş olsak da her yazısını büyük bir ilgi ve merakla okuyor, yorumlara düşüncelerimi iliştiriyordum. Bütün hepsinin kendisi tarafından okunup önemsendiğini o günkü tanışmamız anlatmıştı. Ve bu durum beni çok mutlu etmişti.
Bu güzel buluşmanın ardından yine aynı titizlikle Tülay hocamın yazılarını okuyor, kendime göre yorumluyor ve bunları kendisiyle paylaşıyordum. Saygıdeğer Özüerman’ın bana bir genç olarak değer vermesi, zamanını ayırıp fikir alışverişinde bulunuşu ve içinde bulunduğumuz süreci tarafsız bir gözle değerlendirişi benim için büyük bir kazanımdı. Her ne kadar kendisinin öğrencisi olmasam da sanki başta siyaset olmak üzere birçok konuda işin mutfağından yetişiyordum. Tülay hocamın yazılarından kendime notlar çıkarır, önerdiği kitapları edinmeye çalışır ve yazılarında yer verdiği olayları günümüz koşullarına göre değerlendirirdim. Bütün bunların hepsi düşünce ve yazım dünyamı oldukça zengin kılmaktaydı.
2014 yerel seçimlerine yaklaşmıştık. CHP, adaylarını teker teker açıklıyordu. Bu seçim, artık büyükşehir olan Balıkesir için oldukça önemliydi. O dönem CHP Balıkesir İl Gençlik Kolları yönetiminde olmam nedeniyle seçimlerde aktif olarak yer aldım. Bu süreci, Deniz Baykal’ın Balıkesir ve ilçelerine gelişi anlamlı ve özel kılmıştı. Deniz beyin seçim programında, Karşıyaka Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu KSK 100. Yıl Meydan açılışı da yer almaktaydı. 10 yıldır görevini layığıyla sürdüren başkan Cevat Durak’ın vefa dolu konuşması, bugün hala aklımdadır. Büyük bir coşku içinde geçen törene sevgili Tülay hocam ile birlikte katıldık. Kendisi Deniz beyin, genel başkanlığı döneminde Parti Meclisi Üyesi olarak görev yapan bir akademisyendi. Bunun ötesinde yazımın başlığında da belirttiğim üzere bir cumhuriyet kadınıdır.
Atatürk ilke ve devrimlerini hayat felsefesi olarak benimseyen sevgili Tülay hocam, onurlu duruşundan hiçbir zaman taviz vermedi. Milletvekilliği aday adaylığı ve delege seçimlerinde kazanmak uğruna inandıklarından vaz geçmedi. Aksine hem ülkesinin hem partisinin içinde bulunduğu durumu bütün çıplaklığıyla anlatmaya devam etti.
Düşünceleri gibi kendisinin mütevazı kişiliği de beni her zaman etkilemiştir. Hiçbir zaman kariyerini ön plana çıkarmadı. Yer aldığı sayısız konferansları, projeleri ve diğer çalışmaları konuşmadı. Sadece Yavru Vatan’ın değil bütün Türk dünyasının bugün de sevgi ve saygıyla andığı lider Rauf Denktaş ile olan fotoğraflarını paylaşmadı. Kaldı ki rahmetli Sayın Denktaş kendisini çok sever ve akademisyen olarak oldukça önemserdi. Yıllar önce Hatay’da birlikte yer aldıkları paneli hatırlayanlar bilir. Denktaş’a dair bir yazısında Özüerman’ın dediği gibi : ‘’Kahramanlar Ölmez’’
Tülay hocamın akademik başarısı, siyasi hayatı ve kişiliği üzerine anlatılacak daha çok şey var. Kendisini tanıyanlar da özellikle öğrencileri de bu konuda bana hak verecektir. İnsanlara hayattayken değer verilmesi gerekir düşüncesiyle, kendisine dair görüşlerimi naçizane olarak anlatmak istedim. Umarım, Tülay hocam da yazımı tebessümle okur.
Kendisinin bana en büyük armağanı, ilk kitabıma adını vermesidir. Hayatım boyunca unutamayacağım bu onur ve mutluluk için Tülay hocama çok ama çok teşekkür ediyorum. Kendisi artık yazıları ile bizlere ulaşmıyor. Kaleme almış olduğu her kelime zaten dünden bugünü anlatmıştı. Zaten artık yazacak bir şey kalmamış ve birçok şeyin sonuna gelmiştik. Her ne kadar yeni yazılarının eksiliğini hissetmiş olsam da bundan dolayı kendisine hak vermiyor da değilim.