2009’da insanların hayatına giren kripto para, Bitcoin’in rekor tazelemesi, ülkelerin denetlemeler getirme yolundaki çalışmaları ve dolandırıcılık hikayeleri ile gündemde. Peki, bu yatırım aracının riskleri neler? Bu para birimi gelecekte hayatımızın neresinde olacak? Bitpanda Türkiye ve MENA Yönetici Direktörü Elbruz Yılmaz Sputnik’e anlattı.
Kimi veya neyi temsil ettiği bilinmeyen ‘Satoshi Nakamoto’nun 2009 yılında, Bitcoin’i ve ilk blockchain piyasasını kurmasıyla kripto paralar insanların hayatına girdi. Kriptoloji bilimini kullanan, dijital ve sanal bir para birimi olan kripto paralar, hükümetler ya da merkezi otoriteler tarafından yönetilmediği için daha güvenli olarak görülüyor. Güvenli olmasının bir başka sebebi ise şifrelenmiş işlem takibini sağlayan dağıtık yapıdaki bir veritabanı sistemi olan blockchain teknolojisiyle merkeze bağlı olmaksızın işlem yapmaya olanak tanıması.
Özellikle Kovid-19 pandemisiyle beraber sosyal hayatlarının kısıtlanması ve bazı iş sektörlerinin durmasıyla insanlar internet üzerinden para kazanmaya yöneldiler. Zira, Türkiye’de borsadaki yerli yatırımcı sayısı 2 milyonun üzerine çıkarak rekor kırdı. Hem pandeminin etkisiyle hem de Bitcoin’in rekorlar kırmasıyla kripto para dünyası revaçta olan yatırım araçlarına eklendi.
Üstelik, 2019 yapılan bir araştırmaya göre, kripto para birimlerine en çok yatırım yapan Y kuşağının bu yatırım aracına hisse senetlerinde daha fazla güvendiğini ortaya koydu.
Ancak kısa sürede ‘para kazandırdığı’ için kullanıcılar tarafından tercih edilen bu piyasanın yaygınlaşmasıyla dolandırıcılık haberleri de gün yüzüne çıkmaya başladı. En çok kripto para kullanan ülkelerden biri olan Türkiye, son günlerde kripto para platformu Thodex’in dolandırıcılık iddiasıyla sarsıldı. 391 bin aktif hesaplı Thodex'in kurucusu Faruk Fatih Özer'in, yatırımcıların hesaplarına erişememesi haberlerinin ardından yurtdışına çıktığı iddia ediliyor. Borsada 12 milyar dolarlık işlem hacmi olan platformda 2 milyar doların 'buharlaştığı' ve bunun Türkiye tarihinin en büyük dolandırıcılık vakası olduğu belirtiliyor.
Kimi ülkelerin yasakladığı, kimi ülkelerin denetleme ve düzenleme getirdiği, kimi ülkelerin vergilendirdiği, kimi ülkelerin ise kendi kripto para birimlerini çıkardığı bu günlerde, çok cazip görünen bu yatırım aracının riskleri ne? Nelere dikkat etmek gerekiyor? Sputnik, Bitpanda Türkiye ve MENA Yönetici Direktörü Elbruz Yılmaz ile konuştu.
‘Kripto paralar hayatımıza 2008 ekonomik krizinden sonra girdi, güvenli ve şifrelenmiş bir para birimi’
Kripto paraların hayatımıza 2008 ekonomik krizinden sonra girdiği vurgusunu yapan Yılmaz, bu para biriminde kriptolojinin kullanılmasının güvenliği sağladığını belirtti. Yılmaz “Merkeziyetçi bir ağ üzerinde ve farklı bir data desteklemesiyle korunuyor ve eşleştiriliyor. Bu sebeple kripto para cüzdanı sahipleri arasındaki işlemlerde taklit edilmesi ya da işlem dışındaki bir muameleye tabii kalması mümkün değil. Bu yüzden kripto paralar güvenli, şifrelenmiş ve internet ortamında kullanılan bir para birimi” ifadelerini kullandı.
‘Bitcoin’in yükselişini herkes şüpheli karşılamıştı, geldiğimiz noktada kurumsal yatırımcılar da yüksek hacimli işlemler yapıyor’
Kripto paraların dünyanın bazı yerlerinde para birimi, bazı yerlerinde ise emtia olarak değerlendirildiğini söyleyen Yılmaz, her ülkenin kendi mevzuatına göre tanımladığını belirtti. Yılmaz, kripto paraların çok hızlı gelişmesinin nedenlerini sıraladı:
“Burada birkaç tane temel faktör var. Bunlardan bir tanesi gelişen internet teknolojisi sayesinde yapılan alışverişlerden, fintech şirketlerinden tutun, artık ekonomik hızlı bir şekilde dijitale doğru kayıyor. Zaten pandemi sürecinde de insanların tüketim alışkanlıkları da giderek dijital ortamda yer bulmaya başladı. Kripto paralar da bir varlık değer sınıfı olarak kendileri son birkaç yılda ispatlamaya başladılar. Bitcoin’in 2017-2018 yıllarındaki yükselişini herkes şüpheli karşılamıştı. Acaba kalıcı mı, gidici mi diye. Fakat 2020 yılında gördük ki, özellikle Bitcoin ve pazar hacmi gelişmiş olan kripto paralarda kurumsal yatırımcılar da bu yatırımlarını artırdılar, yüksek hacimli işlemler yaptılar.”
‘Para birimleri enflasyona karşı direncini kaybetti, Bitcoin değer saptama aracı olarak kendini ispatladı’
Kurumsal yatırımcıların Bitcoin’i bir değer saptama aracı olarak gördüğüne işaret eden Yılmaz “Altının değeri düşmeye başladı, enflasyon artıyor. Özellikle yurtdışında Fed’e baktığımızda yüksek hacimli dolar bastı piyasaya, ekonomik destek açısından. Para birimleri aslında enflasyona karşı direncini kaybettiği için globalde, tasarruflar değerini saklayamıyor. Dolayısıyla Bitcoin de bir değer saptama aracı olarak kendini ispatladı ve altınla kıyaslanıyor” dedi.
‘Kripto para özünde çok güvenli ancak her sektörde olduğu gibi dolandırıcılıklar meydana geliyor’
Kripto para pazarında dolandırıcılıkların özellikle para transferlerinde yapıldığının altını çizen Yılmaz “Kripto paradaki dolandırıcılık hikayelerine baktığımızda genellikle insanların bilmedikleri bir para birimini, tanımadıkları bir kişinin cüzdanına yönlendirmesiyle ortaya çıkıyor. Dolayısıyla burada ‘fishing’ dediğimiz denemeler oluyor. Aslında kripto para özünde çok güvenli, taklit edilemez. Fakat her sektörde olduğu gibi, kredi kartı hatta kontörlü telefon dolandırıcılığı da var, burada da konuya hakim olmayan kendilerini güvenlik açısından geliştirmemiş, eğitmemiş kullanıcıların başına böyle durumlar gelebiliyor” diye konuştu.
‘Kripto para işlemini yaptığınız platformun siber saldırılara karşı dirençli ve finansal otoriteler tarafından denetlenmesine dikkat edilmesi gerekiyor’
Yatırımcıların dikkat etmesi gerekenleri sıralayan Yılmaz “Kimlik doğrulama kısımlarında dikkatli olmaları, işlem yaparken 2 aşamaları doğrulama sistemlerini kullanmaları, kripto para işlemini yaptığınız platformun siber saldırılara karşı güvenli ve finansal otoriteler tarafından denetim altında olan sağlam bir yapıda olduğuna inanmanız gerektiği gibi önerilerimiz oluyor. En çok hatalar ise kripto para cüzdanından başka bir cüzdana para gönderirken yanlış adres girildiğinde o paranın bulunması imkansız. Çünkü bilmediğiniz veya olmayan bir hesaba gidebiliyor. Dolayısıyla çoğu insanın başına gelen de bu” diye belirtti.
‘Bu para birimi yüksek riskli bir değer sınıfı, yatırımlarınız içerisinde çok büyük bir yeri olmamalı’
Türkiye’nin özel bir pazar olduğunu ve finansal okuryazarlığa sahip yüksek bir kitle olduğunu belirten Yılmaz, kripto para okuryazarlığı konusunda hala alınması gerekenler yolların olduğuna dikkat çekti. Yılmaz kripto piyasasının oynaklığının sebebini şu şekilde açıkladı:
“Piyasanın inişli çıkışlı olmasının sebebi denetlenmiyor olması değil. Hisse senedi piyasasına da baktığımızda ki bu piyasa dünya çapında mevzuatları net olan ve denetlenen bir piyasa, buradaki fiyatlar da çok çabuk çıkıp inebiliyor. Bu oynaklık aslında varlık değer türüne göre şiddeti farklı olabiliyor. Kripto paralar yüksek riskli bir değer sınıfı, bunu ben herkese söylemeye çalışıyorum. Yatırımlarınız içerisinde çok büyük bir yeri olmaması gerekiyor. Bu zaten sağduyulu bir hareket değil. Altın, hisse senedi gibi yatırımlarınızın yanında kripto paranın payı çok da yüksek olmamalı. Bunu ben sağduyulu bir kullanıcı olarak kendim de uyguluyorum. Ama bazı yatırımcılar daha agresif bir stratejiyle hareket edebilirler, daha yüksek oranda kripto para alabilirler. Bu da tabii, oynaklıklardan dolayı olumsuz etkilenmelerini sağlıyor.”
‘Kripto piyasalarının oynak olması denetimsizlikten değil, yeni bir teknoloji olmasından’
Yılmaz “Kripto piyasalarının oynak olması denetimsizlikten değil, yeni bir teknoloji olmasından kaynaklanıyor. Dünyada hala kullanım oranı belli bir seviyenin üzerinde değil. Dolayısıyla diğer piyasalara göre daha az olgun bir piyasa. Çok hızlı gelişti, yayıldı. 2009 yılında hayatımıza girdi, üzerinden 12 sene geçmeden şu anda 2 trilyon dolar bir pazar hacmine ulaştı. Hız açısından baktığımızda, altın binlerce yıldır hayatımızda var, onun yayılma ve gelişme hızıyla kıyaslandığında çok daha hızlı. Pandemiden dolayı insanların yatırım konularındaki tercihleri çok değişti. İşini kaybeden, batan firmalar oldu. Ekonomik durumlar değişti. Yatırımcılarda dijital ortama hızlı bir şekilde kayma var” diye konuştu.
‘Düzenleyici kurumların ilgisi giderek artıyor, amaç kullanıcıların zarar görmesini engellemek’
Yakın zamanda Avrupa Birliği’nin yeknesak bir mevzuat ortaya çıkaracağını söyleyen Yılmaz, Türkiye’de ise çalışmaların başladığına işaret etti. Yılmaz “Geçtiğimiz haftalarda da gördüğümüz gibi düzenleyici kurumların da bu sektöre ilgisi yoğunlukla artıyor. Yakın zamanda büyük ihtimalle bütün kripto para piyasasının ekosistemini belirleyen bir düzenleme geleceği kaçınılmaz. Biz de bunu destekliyoruz zaten. Çünkü buradaki düzenleyici kurumların amacı kullanıcının zarar görmesini engellemek. Dünyada 10 bine yakın kripto para birimi var. Bunların çoğu çok riskli projeler. Biz de bunları platformumuza alırken bir eleme sürecinden geçiriyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Kripto para da hisse senedi gibi bir varlık değer sınıfı, kişiler kazançlarından dolayı vergi ödeyebilirler’
Bazı ülkelerde vergilendirmenin geldiğine vurgu yapan Yılmaz “Güney Kore’de, Avrupa Birliği’nde vergilendirme mevcut. Sonuçta, kripto para da hisse senedi gibi bir varlık değer sınıfı. Kişiler kazançlarından dolayı vergi ödeyebilirler. Vergi oranları ülkeye ve mevzuata göre değişiklik gösterir” dedi ve ekledi:
‘Türkiye’de bu konu hakkında çalışma yapılıyor, daha kapsamlı bir mevzuat olmalı’
“Türkiye’de şu an bunun çalışması yapılıyor, konulardan bir tanesi bu. Kripto paralar için müşteriler nasıl kayıt yaptırıyor, kimlik doğrulama işlemleri nasıl yapılıyor, siber güvenlik açısından nasıl bir altyapı gerekiyor, kara para aklamayla baş etmek için içeriye para transferi yapan kişilerin para kaynağı nedir, aynı kişi mi parayı gönderiyor, bunları teyit edilmesi gerekiyor. Bunun gibi birçok konu var denetim açısından. Kripto para ile ilgili daha kapsamlı bir mevzuat olması gerekiyor.”
‘Son döneme baktığımızda nakit para kullanımı azaldı, dijital ortamdaki güvenli bir paraya ihtiyacın olduğu artık çok bariz’
Yılmaz kripto paraların geleceğinin olumlu olduğu ve giderek gelişeceği görüşünde. Yılmaz “Hayatımızda farklı alanlara girecek bir kavram. Son döneme baktığımızda artık ödemelerde nakit para kullanımı azaldı. Nakit paranın hamalliyetine baktığımızda, paranın basılması, dağıtılması, sayılması gibi, zaten merkez bankalarının dijital para projelerinin sebebi bu. Dijital para hayatımızda olacak, bunu ne kadarı kripto olur, tartışılır. Uygulamada görürüz. Ama bildiğimiz bir şey varsa, dijital ortamdaki güvenli bir paranın artık bir ihtiyaç olduğu bariz” diye konuştu.
‘Blok zincir teknolojisi ile üniversite diplomasının sahte olup olmadığını anlayabilirsiniz’
Kripto paraların üzerine kurulduğu blockchain (blok zincir) teknolojisinin de pek çok başka alanda kullanılabileceğinin altını çizen Yılmaz “Blok zincire sadece kripto olarak bakmamak lazım. Örneğin, blok zincir sayesinde bir üniversite diplomasının sahte olup olmadığını anlayabilirsiniz ya da noter işlemlerini notere gerek kalmadan yapabilirsiniz. Mesela sağlık kayıtlarını güvenli bir şekilde sağlayabilirsiniz. Son yıllarda kişisel verilerin korunması çok gündemde. Blok zincir bu konuda getirdiği çok büyük kolaylıklar ve gelişmeler var. Ben kripto paraların giderek geliştiği, düzenlemelerle daha sağlıklı hale geleceği, daha çok kabul göreceği, önümüzdeki yıllarda da artık daha yakın duracağını düşünüyorum” diye ekledi.