Bilindiği üzere; geçtiğimiz hafta KKTC Başbakanı Ersan Saner +18 kaset yüzünden istifa etmiş, Ulusal Birlik Partisi, Demokrat Parti, Yeniden Doğuş Partisi'nden oluşan üçlü koalisyon hükümeti bozulmuştu...

Kasetin ortaya çıkması, Başbakan Ensar'ın istifasının öncesinde organize suç lideri ve yurtdışında kaçak yaşayan Sedat Peker'in, gazeteci Erk Acarer'in devreye girip müdahil olmaları, KKTC'de siyaseti organize etmeye koyulduklarını akıllara getiriyor...

Tüm bunlar kumarhane işletmecisi Halil Falyalı'nın cezaevine konmasının ardından patlak vermesi, Falyalı'nın içeriden "elimde kasetler var" demesi, Sedat Peker'in kasetlerin eline geçtiğini duyurması, gazeteci Acarer'in adeta alan büyütürcesine kaset konularına badozlama dalması, doğal olarak bunların aynı noktadan beslendiklerini, aynı kişilerin çıkarları doğrultusunda hareket ettiklerini söylemekte sanırım eşyanın tabiatına aykırı düşmez...

Gazeteci Erk Acarer bilindiği üzere Sedat Peker'in attığı twitlere taşeronluk hizmeti veriyordu! Bu yüzden de çalıştığı gazetesinden atıldı... 

Halil Falyalı ismi, Peker'in attığı twitler ve videolar ile gündeme gelmişti. Falyalı, cezaevinden çıkmak ya da pazarlık yapmak adına olsa, elinde kasetlerin olduğunu açıklamıştı... Bir süre sonra Falyalı'nın elindeki kasetlerin Peker'in eline geçtiği bilgisi sosyal medyada ve haber sitelerinde yer aldı... 

Falyalı'nın elinde olan kasetler nasıl oldu da jet hızında Peker'in eline geçmişti? Peker, dün ifşa ettiği Falyalı ile yeni bir dostluk mu kurmuştu? Ya da Falyalı, kendisini kurtarması için Peker'i mi tutmuştu?

KKTC'de akıllara durgunluk veren gelişmeler kaydedilirken; Acarer attığı bir twitle bu defa alan genişliyor işin içine DP Genel Başkan Yardımcısı Tözün Tunalı'nın adı da karışıyordu...

Telegram Haber, Tözün Tunalı'ya Halil Falyalı, Sedat Peker, Erk Acarer'den hangisini tanıdığını, adının neden kaset ilişkilerinde geçtiğini sordu... 

Tunalı, ne Falyalı'yı, ne Peker'i ne de Acarer'i tanımadığını, bu isimlerle hiç bir işinin olmadığını, hayatında bu isimlerle bir araya gelmediğini, 6 kadar öncesinde de yine adının kasetle ilişkilendirildiğini, yasal yollara başvurduğunu, haklarını da yasal yollardan sonuna kadar arayacağını söyledi...

Peki, Tözün Tunalı'nın isminin ortaya atılması tesadüf olabilir miydi? 

KKTC'de siyaseti dizayn etmek isteyen güçler, Tözün Tunalı'yı engel olarak mı görüyordu?

Tözün Tunalı isminin ortaya atılmasıyla, alan genişleyecek, perde arkasından istenilen hedefe ulaşılacak mıydı?

Kumarhanecisi, suç örgütü lideri ile twit taşeronu gazetecinin aynı makamdan şarkı söylemeleri, tesadüf olabilir miydi?

KKTC'de sular bulandırıldıkça balık kolay mı avlanılacak?