Çiğdem ÇİMEN

Çiğdem ÇİMEN

KİMSE ‘’BAY DENİZ’’ DEMEYE CÜRET EDEMEDİ

A+A-

Yeni CHP’de kongre takvimi işliyor.

Kurultay ile noktalanacak olan bu süreçte birçok isimden söz ediliyor.

Kimi kazanıyor, kimi de kaybediyor.

Peki, gerçekten kazanan kim?

Kazanan isimlerin hangisi,

içinde bulunduğumuz bu zorlu süreçte toplumun tamamına umut ve güven veriyor?

Bu soruya, kaç kişi kişisel çıkarlarından arınarak yüreklice yanıt verebilir?

Ve akla düşen nice sorular…

Bir dağ silsilesi gibi uzar gider.

Malum 20 Mayıs 2010 tarihinden beri her seçimde özünden koparılan, her geçen gün kanayan,

kan kaybettikçe de Atatürk’ü, O’nun ilke ve devrimlerini temsil etmeyen bir Y CHP ile karşı karşıyayız.

Bu nedenle de her kim mevcut iktidara karşı aday gösterilsin;

sonuç, büyük bir fiyasko.

Daha da vahim olanı; bu anlayıştan tamamen kurtulmadıkça önümüzdeki yerel seçimlerde çantada keklik gibi düşünülen yerlerin de kaybedileceği su götürmez bir gerçek.

Ne yapılması gerektiği ortada, kazanmak uğruna her şey mubah demeyeceksiniz.

Karşıdevrime öykünmeyeceksiniz.

Senden olmayana, seni temsil edenden daha çok değer vermeyeceksin.

Altı Ok’unun her birine sımsıkı sarılacaksın ki; kapıdan içeri adım atamayanlar,

kendilerine yer bulabileceklerini aklına bile getiremesin.

Her seçimde, kendi seçmenini ve halkı aldatmayacaksın.

Kazanma bahanesiyle gösterdiğin her aday ile partinin genleriyle oynamayacaksın.

Eski CHP’nin Genelbaşkanı Sayın Deniz Baykal’ın istifasının ardından, bütün örgütler partiyi işgal edenlere karşı mücadelede tek yürek olabilseydi, yok oluşa giden sürece hiçbirimiz sürüklenmezdik.

Bugün, bütün herkes Atatürk’ün koltuğunda oturan bir genelbaşkana adı ve soyadıyla, saygı içeren unvanlarla hitap ederdi.

Aklıselim olan herkes genelbaşkanlığı süresince Deniz Bey’in toplumun her kesimden, her zaman aynı ölçüde sevgi ve saygı gördüğünü bilir ve hiç tereddüt etmeden dile getirir.

Bir devlet adamı kimliğiyle bu saygınlığı kazanan, bu onuru son nefesine kadar layığıyla taşıyan, gittiği her yerde büyük bir coşkuyla karşılanan, toplumun her kesimini kucaklayan, her derdine bütünleyici bir yaklaşımla derman olan, partililerin de tanık olduğu bu sevgi ve saygı sonucunda kendine güvenmesini sağlayan, önce insan, önce kuruluş felsefesi, önce Atatürk, önce CHP diyebilmenin en büyük kazanım olduğunu anlatan bir liderdi Deniz Baykal.

Yine ve yeniden bu büyük onuru ve gururu yaşatacak, yani partiyi Soros işgalinden kurtararak ilk kongremiz olan Sivas Kongresi ruhuna taşıyacak ve bir daha asla kimsenin ülkenin kurucu partisinde bir taşı bile yerinden oynatmaya cesaret gösteremeyecek hale getirecek bir genelbaşkanın seçileceği bir kurultay süreci umuduyla şimdilik hoşçakalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar