İZMİR’İN ESNAF ODASI BAŞKANLARI; YAĞMURDAN KAÇARKEN DOLUYA TUTULMAYINIZ!
Başkan beyefendiler!
Sizler odanıza kayıtlı esnaf ve sanatkarın yönetim ve denetim kurulu olarak; seçtikleri yöneticilerisiniz...
Sizlere oy verenlerin bilerek ya da bilmeyerek bir bakıma vebalini yüklendiniz!
Üyelerinizin seçimlerde kullandıkları oylarıyla seçildiniz; esnaf sizlere mealen, benim direkt ya da endirekt haklarımı hukukumu koruyacaksınız diye oy verdi. Benim verdiğim aidatların her kuruşunu esnafın hayrına olan hizmetlere sarf edecekseniz ve üst kuruluşlarda benim menfaatim gereği olacak dolaylı ya da dolaysız ödediğimiz paraların hesabını her zeminde ve her fırsatta ve her yerde soracaksını.... Ve... Aynı zamanda; sormazsanız hem bu dünyada hem de ahrette hesabını verirsiniz demiştir!
2001 yılından bu yana İzmir Esnaf Birliğine veba mikrobu gibi bir virüs hakım olmuştur. Bu virüs türlü hilelerle türlü yalan ve dolanlarla esnafın kanını emmiştir ve emmeye de devam etmektedir... Bu şahıslar Sarnıç’taki esnafın geleceği olan 100 bin metre kare arsayı sattılar, esnafa sağlık hizmeti veren seyyar hastaneyi kaşla göz arasında yok ettiler, esnafın geleceği olan BESAŞ’ı hisse alım satımlarıyla içini boşaltarak ülkemiz finans tarihin en büyük teknik yolsuzluğunu yapmış ve BESAŞ’ı iflas ettirmişlerdir. Bu iflas nedeniyle şirketin ortağı olan esnaf perişan olurken; işi idarecilik olan bu şahıslar İzmir gibi bir kentte vergi rekortmeni olarak listede ilk 10’un içerisinde yer almışlardır!
Sen hala bu şahsılara, esnafa ait olan kurumda bir makam tahsis edip itibar gösteriyorsan, kıytırık bir onursal başkanlık tezgahıyla hegemonyasını sürdürmesine izin veriyorsan...
Tahsin Güzel olarak; ben kamu zararlarını, kamuoyunu bilgilendirme adına yazıyorum...
Unutmayın ki babam yanlış yapsa yanlışın karşısında olurum, yanlışı eleştirirken doğruları da takdir ederim, yanlış karşısında sözümü dudaktan, gözümü budaktan esirgemem...
Bugüne kadar garip esnafın hakkını aradım, karşılığında söz konusu kişilerin, cevap verme yerine iftira, uydurma suç isnatlarına maruz kaldım. Kamuoyuyla paylaştığım doğrular hakaret olarak değerlendirildi; hakkımda onlarca dava açtılar, adliyelerde bana ömür tükettirdiler, neticede yüce adalet tecelli etti.
Onursal başkanınız ve ekâbir takımı yaptıkları teknik yolsuzluk nedeniyle 5 yıl ceza aldılar...
Tahsin Güzel’in haklı olduğu ortaya çıktı...
Tahsin Güzel, üstlendiği her görevi laikiyle yapan, gazeteciliği de kamu adına icra eden birisidir.
Hal böyleyken mahkemece yolsuzluğu tespit edilen kişiye kıytırıktan bir onursal başkanlık adına hala İESOB’un kanını emmeye devam ettirilmesine neden sessiz kalıyorsunuz?
Oda başkanları olarak sizlere yazıklar olsun!
Bu onursal başkanınız geçmişte kısa bir süre ticari faaliyetinde vergi kaçakçılığından ceza aldığı ve kanunda seçilemez hükmü açık iken; ticari hiçbir faaliyeti olmadığı halde 2000 yılından 2006 yılına kadar Birlik Başkanı olarak seçtiniz...
Bu süreçte bu kurumun imkanlarını kullanarak milletvekilliğine terfi etmesine zemin oluşturdunuz, vekillik bitti, hala onursal başkanlık tezgahıyla İESOB’un maddi manevi imkanlarını tüketmektedir.
Buca Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatif Başkanlığını sürdürmekte ve Birliğin imkanlarından yararlanan bu şahsa sizler ise göz yummaktasınız, ayrıca adına oda tahsis ederek bu keyfiyeti sürmesine sessiz kalmaktasınız, bu yaptığınız esnafın hakkını arama değil; esnafa ihanet etmektir.
Esnafı temsil ettiğini sanan 128 oda başkanları sizlere sesleniyorum... ‘Yağmurdan kaçarken doluya tutulmayın’, ‘yalancının mumu yatsıya kadar yanar’ ve ‘gelen gideni aratır’ başlıklarıyla Ege Lobisi, Manşet Türkiye ve Telegram Haber İnternet gazetelerinde yayınlanan yazılarımda dikkat çektiğim konular çok önemlidir ve bu konu sadece İzmir’in değil bu ülkenin kanayan bir yarası ve esnaf teşkilatlarının da en büyük sorunudur.
Bu sorunları bitirmesi gereken kişi ise eski genel müdür Necmettin Erkan’dı! Sorunların üzerine gitmesi gereken bu bürokrat, işi gücü bırakmış esnaf teşkilatlarının seçimlerine müdahale etmiş, hatta müdahil olmuştur.
Bu konuya ayrıca değineceğim, milletvekili olunca benden kurtulacağını sanmasın!
Oda başkanları, dikkat edin kimse vazgeçilmez değildir, sizin vazifeniz yanlışa karşı sessiz kalmamak yanlışa ortak olmamaktır; benim vazifem ise kamu adına toplumu bilgilendirmek yanlışları kamuoyu ile paylaşmak ve uyarmaktır, gerisi size kalıyor.
Devamı yazımda M. Ali Susam ve Zekeriya Mutlu'dan bu kurumları kurtaralım derken alternatif olarak ortaya çıkan söz konusu bu kişileri dahi aratacak ve esnaf teşkilatına yakışmayacak kişinin marifetlerinden söz edeceğim...
Esnaf teşkilatı uyanık olun ahi evran ruhuna uygun adam bulun yolunuza devam edin…