İ. FIRAT AYKUT

SİNAN AYGÜN - TOGO KULELERİ - MİMARLAR ODASI - İMAR RANTLARI - ABB ve MANSUR YAVAŞ!

Gündeme gelince bundan tam 11 yıl önce irdelediğim, Beylikdüzü SKYPORT Projesi ve benzerleri ile ilgili olarak ifade ettiğim düşüncelerimi tekrar dikkatinize sunuyorum!

AÇIK İMAN’DAN, ÖRTÜLÜ İMAR’A

İmar Planı değişiklikleri ile yaratılan ve hatta son on dört yıldır teşvik edilen MEKAN RANTLARINDAN doğan haksız servetler vergilendirilemediği için gelir dağılımı bozulmakta ve her seferinde yoğunluk artışı öngören plan değişiklikleri nedeniyle de mevcut sosyal ve teknik altyapı yetersiz hale gelmektedir.

Bilindiği gibi özel kişi ve şirketlere ait bazı parsellerde yapılan imar Planı değişiklikleri ile yaratılan haksız değerleri parsel sahipleri alırken, bu yapıların yarattığı altyapı ihtiyaçlarının bedelini ise halkımız ödemektedir.

Son yıllarda hızla büyütülen ve ilçe statüsüne getirilen Beylikdüzü çevresindeki iş ve alışveriş merkezleri ile rezidansların yarattığı ilave trafik yükü artık çekilmez bir durum yaratmıştır. Bu yapıların hepsi faaliyete geçtiğinde artık Tekirdağlılar, Silivrililer, Çatalcalılar ve tüm Trakyalılar E-5 trafiğinin aşılması güç engeli ile karşılaşacaklardır.

Halkımız, trafikte zaman yitirmesinin yanında, ödediği vergilerle oluşan kamu bütçeleri ile aynı zamanda bu yapıların ihtiyacı olan yeni kanalizasyon, yeni elektrik ve suya hasret yeni su şebekelerinin de bedelini ödemek zorunda bırakılmaktadır.

AKP iktidarı, bütçe gelirlerini paylaştırırken işçiye, memura ve emekli ile

dul ve yetimlere yalnızca enflasyon farkı ödemekte ve kalkınmadan hiç pay vermemektedir. Mekan rantlarından doğan haksız kazanç sahiplerinin çıkarı kollanmakta ve yandaş müteahhitlere iş yaratmak uğruna hepimizin paraları yine yollara, kavşaklara, metrobüsler’ e ve bu gibi altyapılara harcanmaktadır.

Emme-basma tulumba sistemi çalıştırılmakta ve böylece halkın paraları çalmadan hortumlaşmaktadır. Ülkemiz kalkınırken yoksulluğun yaygınlaşmasının ana sebeplerinden biri de budur.

E-5 üzerinde seyahat edenlerin ve iş ile evleri arasında giderken eziyet çekenlerin kaçı farkındadır bilmiyorum ama, Beylikdüzü Migros’ un E-5 tarafında ve yolun hemen dibinde yapılmakta olan SKYPORT Rezidans Projesi ile lütfen herkes ilgilensin ve bilgilensin. Skyport Projesine ait internet sitesinde verilen bilgilere göre 9500 m2 lik bir parsel üzerinde 34 katlı ve 120 mt. yüksekliğinde toplam kullanım alanı (KAKS=6) 56000 m2 olan inşaat bittiğinde ve bunun gibi başka projelerde yapıldığında Trakyalılar İstanbul’ a nasıl ulaşacaklardır ?

Acaba, bu ve bu gibi ayrıcalıklı parsellerin eski imar durumları ne idi?

Yeni sahipleri kimlerdir ve bu yeni yapılanma hakkı hangi ihtiyaçtan kaynaklanmıştır?

İmar planı değişikliği ne zaman yapılmıştır? Bu değişiklik sonunda oluşan yeni arsa değeri ile eski yapılanma koşulunda ki arsa değeri arasındaki farkı kim nasıl paylaştıracak ve halkımız bu değerden pay alacak mıdır?

Şüphe yok ki, bu gibi değişikliklerde nimet/külfet dengesi halkımızın aleyhine işlemekte ve ülke kalkınırken, halkımız yoksullaşmaktadır.

Bu imar planı değişikliklerini tasarlayan şehir plancıları, belediyelerdeki teknik elemanlar, bu değişiklikleri onaylayan Belediye Meclis Üyeleri, bu yapıların ruhsatını veren Belediye Başkanları ve bu gibi yapıların projesini yapan bozuk düzenin ünlü mimarları sizlere sesleniyorum. Sizin hiç mi insafınız yok? Çocuklarınıza ve torunlarınıza nasıl yanıt verecek siniz?

Hiç mi vicdanınız sızlamıyor?

ESKİ gecekondu mahalleleri bile daha insani idi.

Yarattığınız kente insan olarak gelenlerin GERGEDAN’a dönüştüğünü görmüyor musunuz? Kör müsünüz?

Binlerce yılda oluşan ortak değerlerimizi paramparça ettiniz. İnsanlarımız birbiri ile anlaşamaz ve birbirini anlayamaz hale geldi. Bilgi, emek, namus, onur ve erdem yerlerde sürünüyor. Mutlu musunuz?

Dr. Mimar Büyükşehir Belediye Başkanı kentin imarını böyle mi yönlendirir? İMAN ile İMAR birbiri ile çelişir mi?

Dünya Kültür Başkenti İstanbul böyle mi yönetilir? Londra, Paris, Roma, Madrid, Viyana, Moskova, New York, Tokyo böyle mi yönetiliyor?

Sen ne şanssız bir şehirmişsin be İstanbul….

Bir sözüm de Trakya’da yaşayan seçmenlerimize: Bundan sonra AKP ye vereceğiniz her oy ile kendi yolunuzu tıkayacak ve geleceğinizi tehlikeye atacaksınız. Sizin ve çocuklarınızın ömrü yollarda geçecek. Ömrünüzü çalıyorlar görmüyor musunuz, duymuyor musunuz, farkında değil misiniz?

Afrikalı yerlilerin dediği gibi “misyonerler geldiğinde ellerinde İncil vardı ve topraklar bizimdi, bir müddet sonra İncil’i bize verdiler ve topraklar onların oldu”.

Şimdi de “minareleri süngü, kubbeleri miğfer” diye bize yutturmaya çalışanlar, süngü miğfer muhabbeti ile bizim gözümüzü boyamakta ve geleceğimizi hortumlamaktadırlar.

Bir de “TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?” diye manşet atan dostlarıma seslenmek istiyorum. Eğer siz, esas tehlikenin kim olduğunun farkında olsaydınız seçmene akılcı ve gerçekçi mesaj vererek onları doğruya yönlendirirdiniz.

Ne yazık ki bunu başaramadınız ve AKP’nin tekrar iktidara gelmesini kolaylaştırdınız, hatta istemeden de olsa destek oldunuz.

Şimdi sıra, 2009 Mart ayında yapılacak yerel seçimlere geldi….

AKP, altı yıllık iktidarında oluşturduğu ve daimi yoksul, daimi işsiz, daimi yoksun ve daimi cahil bıraktırdığı yığınların sadakatine güvenerek belediyelerde yine iktidar olmaya devam edecek mi?

Bir cemaatler koalisyonu olan AKP’ye karşı bakalım yayın politikalarınızı nasıl çizeceksiniz? Doğrusu çok merak ediyor ve son söz olarak da sizlere bir öneri ile çağrıda bulunmak istiyorum.

Eğer tehlikenin farkına vardıysanız size önerim şudur: Artık tek bir partiyi desteklemekten vazgeçiniz. Tüm ülkede çağdaş, demokrat, namuslu, dürüst, halkın güvenini kazanmış, bilgili ve becerikli kadroları bir araya getirecek ve birlikteliği sağlayacak bir siyasi projeye hiç vakit kaybetmeden lütfen öncülük ediniz.

Önümüzdeki yerel seçimler hizmet odaklı olmaktan çok rejim odaklı olarak düşünülmelidir. Türkiye’de ki her seçim bölgesi ayrı ayrı ele alınmalı ve tüm yurtseverleri aynı aday etrafında buluşturacak yerel çözümler üretilmelidir.

Türkiye’nin buna acil ihtiyacı vardır ve bu iktidardan kurtulmanın da şimdilik başka çaresi gözükmemektedir.

Sokaktaki insanımızın da beklentisi bu yöndedir.

Artık bu beklentiye kulak verme zamanı gelmiştir.

AKP’ye tahammül etmektense birbirimize tahammül etmeyi denememiz kaçınılmazdır.

Bu çözümü gerçekleştiremediğimiz takdirde, neler olabileceğini halkımızın engin deneyimine bırakıyorum.

İ. FIRAT AYKUT

Eski Çatalca Belediye Başkanı

28.08.2008