CHP'nin olası Temmuz Kurultayı, KK'nın 'kişisel eşyalarını" toplamasına yardımcı olabilecek mi?

CHP'nin olası Temmuz Kurultayı, KK'nın 'kişisel eşyalarını" toplamasına yardımcı olabilecek mi?

Piro'cuların gücü, KK'yı koltukta tutmaya yetecek mi?

A+A-

Deniz Baykal, CHP Genel Başkanlığı'ndan 1999 seçimlerinde partisinin barajın altında kalması nedeniyle istifa etmiş, ancak 15 ay sonraki kurultayda yeniden genel başkan seçilmişti.

Parlamentoya 1973 yılında CHP Antalya milletvekili olarak giren Baykal, 1974'teki Ecevit hükümetinde maliye Bakanlığı, 78'de ise enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı yaptı.

1987 seçimlerinde SHP'den Antalya milletvekili seçilen Baykal, 1992'de kapatılan siyasi partilerin açılmasına izin verilmesiyle tekrar CHP genel başkanı oldu.

Baykal 1995'te de DYP-CHP hükümetinde başbakan yardımcılığı ve dışişleri bakanlığı yaptı.

Rahmetli Deniz Baykal'ın Türk siyasetine bıraktığı izler tabii ki bunlarla da sınırlı değil... 

Baykal, yaşamının son yıllarında (tekerlekli sandalyedeyken) Kuzey'de Kürt Devleti'nin kurulmasına yönelik, birisi, ayağına iki defa heyetler göndermiş, aldıkları yanıtlar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir." sözleriyle karşılık bulmuştu...

Şimdi... Deniz Baykal'la Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasi duruşlarını, devlet adamlığını teraziye koyup tartmak bizim işimiz değil... 

Kılıçdaroğlu, istifa etmeyeceğini, seçim gecesi yaptığı konuşmada “Yürüyüşümüz sürüyor. Ayaktayız ve buradayız.” sözleriyle açıklamıştı!

Kılıçdaroğlu, CHP genel başkanı olarak 2011 yılında girdiği ilk genel seçimler için koyduğu baraj yüzde 40 oy oranıydı... Bu oranın altında kaldığında çıktığı TV'lerde istifa edeceğini kendi ağzıyla söylemiş, hatta "yüzde 42 aldığımda da mı istifa edeceğim, yok böyle bir şey" demişti... 

Kılıçdaroğlu'nun tek derdi yerel, genel seçimlerde aday belirlemekten ibaret!
Aday belirleme faslında yaşanılan aksiyonlara bayılıyor! 
Temsil, aday adaylığı döneminde "Sakın ha bu ismi değerlendirmeyin. Partimize zarar verir" diye birisini uyarmaya kalkışınız... Bilin ki o isim listenin baş köşesine oturtulacaktır! 
Yüzlerce isim... Onlarca örnek sıralayabiliriz... Dün olduğu gibi bugünde CHP'nin Kılıçdaroğlu ve ekibinden kurtarılması gerektiğini savunuyoruz!

"Cumhurbaşkanlığı seçimindeki hezimetinin ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu için deniz bitti. Gitmek zorunda... Eğer gitmezse de CHP'nin baraj altına yolculuğu başlar. "Delegeleri ben belirledim. CHP'yi etnik köken ve mezhep partisi yaptım. Artık ben istemezsem kimse beni gönderemez" diyerek koltuğa yapışırsa kurulacak yeni bir parti veya ortaya çıkacak yeni bir siyasi aktör bu boşluğu doldurur." bugün bunları Yeni Asır'dan Erhan Gülenç köşesinden yazdı... 

Gülenç'in "Delegeleri ben belirledim. CHP'yi etnik köken ve mezhep partisi yaptım. Artık ben istemezsem kimse beni gönderemez" bu tespiti, Kemal Bey'in 13 yılda CHP'yi ne hale soktuğunun belgesi değil midir? CHP'nin Kılıçdaroğlu tarafından Y-CHP haline getirildiğinin fotoğrafı değil midir?

Antalyalı Deniz Baykal kim...
Dersimli Kemal Kılıçdaroğlu kim...
CHP'nin genel başkanı olmak kim... 

KK, Penguen'e o günlerde böyle kapak olmuştu!

zdqdq3hfmkoqkut4bqa0wa.webp

 

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.