AYDIN BŞB'DE TUFAN YILMAZ ASALETİ SÖKE SÖKE Mİ ALDI?
KARİYERİNİ KURTARMAK İÇİN BARİYERLERİ NASIL YIKTI ?
Yazarımız Dr. Erkan Karaaslan Türkiye'deki en önemli birkaç mali uzmandan biridir. Gazetemiz aracılığı yayınladığı ve devletin de dikkatle izlediği önerileri ve projeleri yakın zamanda hayata geçti.
Özellikle şartname oyunları ile yapılan vurgunları önleyerek devletin yılda en az 50 milyar tasarruf etmesini sağladı. Bu yönde onlarca projesi de halihazırda devlet bürokrasisi ile ortaklaşa yürüyor. Dr. Erkan Karaaslan yine gazetemizde Aydın Büyükşehir'deki LİTERA örneği üzerinden Belediyelerdeki yazılım ihalelerinin nasıl suistimal edildiğini yazmıştı.
İstihbarat servisimizin uzun zamandır, üzerinde çalıştığı konulardan biriydi. Konunun Ankara'da listelenen Aydın Büyükşehir'in yolsuzluk, usulsüzlük ve vurgun dosyalarından biri olduğunu biliyorduk. Ancak, Sabah gazetesi gibi ulusal bir yayın organı iddiaları atlatma haber yapınca bizler de bu konudaki bilgilerin kamuoyuna aktarılması gerektiğine inandık.
Bilindiği üzere bir süre önce, Aydın ASKİ'de şube müdürlüğüne usulsüz atandığı ve bunun sonucu olarak görevden alınan Tufan Yılmaz'ın aniden alelacele yıldırım hızıyla, asaleten daire başkanı atanmasındaki sır merak ediliyordu. O sır perdesi yavaş yavaş aralanıyor.
İhbar hattımıza gelen bilgilere ve daha önceki istihbarat bilgilerimize göre:
BUPAR'ın sahibi Erdal Akaltun'un referansı ile Abone İşleri Daire başkanlığına BUSKİ'den getirilen BUSKİ'nin Abone Daire Başkanlığının da kurucusu dürüst ve tecrübeli bürokrat Tanju Topçu'nun ASKİ'nin gölge genel müdürü ve kamuoyunun da bildiği gibi, aslında tek yetkilisi olan, Çerçioğlu'nun yanından hiç ayırmadığı prenslerinden ve işçi kadrosundaki Ozan Çavuşoğlu'nun kanuna aykırı isteklerini yerine getirmeyen Tanju Topçu görevden alınmıştı.
Erdal Akaltun'nun da yakın dostu Tanju Topçu'nun görevden alınmasına gücü yetmemişti. Bundan sonra Tanju Topçu emekli olarak Aydın'dan ayrılmıştı.
ASKİ'de 4 genel müdürü yedim...
(Berlin Teknik Üniversitesi mezunu yüksek makina mühendisi ve üçlü kararname ile Cumhurbaşkanı imzası ile Bakanlık yüksek fen kurulu daimi üyesi de olan Mithat Emre, Özlem Çerçioğlu'nun oy rekoru kırdığı ve "Topuklu Efe" namını aldığı, altın yılları denen ilk döneminin 1. adamı deneyimli bürokrat, İller Bankası yatırımlarının uzun yıllar başında olan, Çerçioğlu'nun Aydın'a araştırıp seçerek getirdiği görev yaptığı dönemde dürüstlüğü ve devlet adamlığı ile tanınan, İTÜ mezunu yüksek mimar Cemalettin Küçükerol, yıllarca maliyede çok önemli konumlarda bulunmuş, maliyenin sayılı konusunda uzman hazine avukatlığı da yapmış Avukat Özcan Dursun Korkmaz, halen Ankara ASKİ'nin ODTÜ inşaat mezunu, uluslararası bir çok inşaat projelerinde direktörlük yapmış, Türkiye'de tüm herkesin parti farkı gözetmeksizin takdir ettiği, Ankara ASKİ'nin Genel Müdürü, Mansur Yavaş'ın A takımından başarılı çalışmaları, dürüstlüğü, bilgisi, tecrübesi ve Devlet adamlığı ile parmakla gösterdiği gözde bürokratlardan Erdoğan Öztürk) kellelerini aldım diyerek herkese korku salan ve tüm Aydın'a uygulamalı LİYAKAT dersi veren Ozan Çavuşoğlu ve Hakan Olkaç'ın (gerçi son genel müdürün kellesini ben aldım, diyen Özlem Çerçioğlu'nun Söke Belediye Başkanlığına hazırladığı vazgeçilmez prensi Fatih Akkentli de var ama aralarında anlaşsınlar artık) ikili bastırması ile göreve getirilen, Çavuşoğlu'na hiçbir zaman saygıda en ufak bir kusur göstermeyen Tufan Yılmaz daha sonra bilinmeyen bir nedenle görevden alındı.
Ancak başka bir daire başkanlığına kaydırıldı.
İşte tamda bu noktada Tufan Yılmaz'ın "elimde belgeler var. Sıkıyorsa beni daire başkanlığından alsınlar. Bana yaptırdıkları usulsüz işlerle ilgili tüm belgeler elimde. Savcılığa verirsem kimler cezaevine girecek göreceğiz, dizerim alayınızı adliyeye..." dediği Aydın'da Tufan Yılmaz'ın bu söylemleri dilden dile dolaşmaya başladı.
Oturduğu kalktığı her yerde, her ortamda sansürsüz olarak bu tehditleri hiç çekinmeden savuran Tufan Yılmaz'ın bu tehdit ve suç ihbarı niteliğindeki sözleri, Aydın Büyükşehir'in üst yönetiminin de kulağına gelince uzun uzun görüşmeler ve toplantılar yapıldı... Konu teftiş kurulu başkanına da iletildi. Yapacak bir şey olmadığını o da söyledi...
Kart rölans diyerek, Tufan Yılmaz'ın kartları düşünüldü, taşınıldı, tekrar tekrar düşünüldü. Derin hem de çok derin düşüncelere dalındı...
Sonuçta ne mi oldu?
Tufan Yılmaz'ın restini göremediler tabi ki! Olası bir operasyonda başkana çok çok yakın, önce özel kalemden memur yapılan, sonra da daire başkanı yapılan sekreterinin de eşi olan, Eşbaşkan şeklinde yürüyen ASKİ'nin gölge genel müdürü Ozan Çavuşoğlu, ve fiili genel müdürü Hakan Olkaç'ın da tutuklanabileceği ihtimali ve zarar görebilecekleri açık olduğu için, sarı öküz feda edilmedi.
Tufan Yılmaz, Çerçioğlu'ndan söke söke anasının ak sütü gibi analitik hem de babalitik üstün zekası ile söktü aldı kadroyu ve asaleti...
Bu stratejik zeka ile hakkında sadece bir davadan 72 yıl hapis cezası istenen ve birçok yolsuzluk davası olan Hakan Olkaç'ın koltuğu sallanırken, bu kardeşimizin biraz daha yüklenirse kanırta kanırta ASKİ genel müdürü olması işten bile değil, bizden söylemesi...
Her şey tamam da Tufan Yılmaz'ın koskoca büyükşehir yönetimini menemen testisi gibi hizaya sokan tehditleri ne idi?
Sabah gazetesinin de konu ettiği, iddialar odur ki ASKİ Genel Müdürü ve gölge Genel Müdür Ozan Çavuşoğlu, fiili Genel Müdür Hakan Olkaç'ın ve Fatih Akkentli'nin talimatları ile trilyonlarca su borcu sistem üzerinden silinmişti! Özellikle Kuşadası, Didim ve Söke üçgenindeki turistik ilçelerdeki çok büyük otel ve işletmelerin çok büyük su borçları ya kökten silinmiş ya da yüzde bir oranında düşürülmüştü. Geçen yıl bu işi yaptı diye göstermelik bir gariban bilgi işlemcinin de işine son verilmişti. İşte bu yapılan işlemlerin evraklarını abone işleri daire başkanlığından alındığında yanına alıp götüren Tufan Yılmaz aslında hayat garantisini de yanına alıyordu.
150 TL su parasını ödeyemeyen garibanın esnafın suyu kesilirken, milyonlarca lira su paralarının silinmiş olması kamu vicdanını ne kadar yaralar... Bunun Türkiye'de yaratacağı depreme karşı kim dayanır? hangi babayiğit savunabilir? yanında durabilir. Hangi vicdana sığar?
Başkan Çerçioğlu'nun bunlardan ne derece haberdar bilemeyiz, ancak bildiğimiz hukuk müşavirliğinde 1,5 milyonluk açıkça göz göre göre zimmete para geçirilmesi olayı kadar vahim iddialar var.
Biliyoruz ki Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman'da kendi belediyesindeki 1,5 milyonluk zimmet suçunu ihbar ettiği halde 1.5 yıldır İçişleri Bakanlığı kararı açıkta olduğunu unutmamak gerekir.
Kimbilir bir bakmışsınız çok beklenen hak, hukuk, adalet Aydın'a da gelivermiş...
Ne de olsa yaz geliyor, ve havalar çok ama çok ısındı, ısınacak... Asfalt! Süpürülürken bile... Eman da Eman, Eman da Eman sesleri sarar mı? arşı alayı...
Ne de olsa Devlette herkes satılık değil!
Her devlet görevlisinin de aynı kalibrede olmadığını 15 Temmuzda gördük, üniformalı hainleri de kravatlı hainleri de gördük. Görevini yerine getirmeyen, savsaklayan, ölü taklidi yapan, beytül malın kuruşunun peşine, namusu bilip düşmeyen de makamı ne olursa olsun hainoğlu haindir.
Ancak öyle vatanseverler de var ki! Doğru bildiği yolda yalnızda kalsa asil duruşunu bozmayan; bir kuruş yetim hakkı için gözünü budaktan esirgemeyecek, dünyaları önüne serseler dönüp bakmayacak olan, harcı iman ve vatan sevgisi ile karılmış, helal süt emmiş koçyiğitler de var. Bu yiğitlerin de şu anda olaylara el koyduğunu da memleket adına gururla izliyoruz.
Balık sezonu kapandı. Satan! satana! sezonu geldi nasıl olsa!
En nihayetinde... "ne olur, lütfen çok uğraşıyorum ama başa çıkamıyorum. yanımdaki hırsızları temizleyin, ben de kaç yıldır mücadele ediyorum. Yardımcı olun bana, birlikte etrafımdaki hırsızlık, yolsuzluk yapan belediye görevlileri için gereğini yapalım..." Tabi hırsız listesi verildi mi? Kimler bu sıralı listede henüz bilmiyoruz, ancak bu taleple devlet ricaline de gidildiği duyumunu aldık.
Kovboy filmi gibi artık ortalık, hızlı silah çeken kazanır! ...
Zaman hızla geçiyor geç kalmamak önemli! Sabah gazetesi boşuna mı yazdı!
Erken kalkan çabuk yol alır.
Deneyimli bürokrat Haldun Haşmet Aysan'ın kamu yararı adına; gazetemizde yayımladığımız itirafçı olacaklar için örnek dilekçesini de dikkate almalarını tavsiye ederiz.
Yazarımız Dr. Erkan Karaaslan bir süre önce kaleme aldığı yazıda, yazılım ihalelerinin ve programlarının kötü amaçlı kullanılabileceğini yazmıştı.
ASKİ'de LİTERA ve KÜRE diye patlayan ve 2015 yılından itibaren soruşturması devam eden ve örgütlü suçlar savcılığında kovuşturmaların sonuna gelinirken, "acaba bu program su borçlarının silimesinde de kullanıldı mı sorularını" akla getiriyor!
Kamuoyuna yansıyan iddia ve belgelerde Litera programının usulsüz şekilde ihaleye fesat karıştırılarak ve sahte evraklar ile alındığı belgelerle ortaya konmuştu.
İhbar hattımıza, bir zamanlar ASKİ eski çalışanı ve yazılım sistemini çok iyi bilen, milyonlarca borcu silinen yerler ve oteller ile ilgili karizmatik belgeler mif,ler, gif'ler, geleceği de yazıyor. Bizlerde gelirse hiç bekletmeden yayınlayacağız.
Ne de olsa, her şey hak, hukuk, adalet için değil mi?
Bir daha hep beraber, kalpten söyleyelim mi? Hak! Hukuk! Adalet!