Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, muhalefet partilerini eleştirdiği konuşmasında "Siz bu seçimleri kazanamadığınız için gazeteciler bedel ödüyor, ama siz hiçbir şey olmamış gibi çıkıp toplumun huzuruna, yolunuza devam ediyorsunuz. Bizim asıl sizi eleştirmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil ameliyatı nedeniyle verdiği aranın ardından Bizim TV Youtube kanalında Lale Özan Arslan'ın konuğu oldu.
'Uğur ağabeyin ne zaman ihtiyacı varsa yanındayım'
Yılmaz Özdil, Uğur Dündar için, “Uğur ağabey açısından durum düzeltildiğine göre benim açımdan da asla bir şey yok. Uğur ağabeyin ne zaman ihtiyacı varsa ben her zaman onun yanındayım. Bizim açımızdan sorun yok” ifadelerini kullandı.
Sözcü Gazetesi'ndeki görevine ilişkin Özdil, “Burak Akbay ile aramızdaki ilişki patron çalışan ilişkisi değildir. İnsan olarak kendisini severim. Benim Sözcü Gazetesi'nde devam etmemin tek sebebi, Sözcü Gazetesi aleyhindeki iftiralarla dolu davanın devam etmesi. Bu dava bitene kadar Sözcü Gazetesi haklı olduğu davayı kazanana kadar ben Burak Akbay'ın yanındayım. 5 milyon dolarlık teklifi bile kabul etmedim. 5 değil 555 milyon dolar da olsa; çalıştığım kuruma böyle bir iftira atılmışken, böyle bir dava varken Burak Akbay'ı ve mesai arkadaşlarımı yarı yolda bırakmam” diye konuştu.
'Erdoğan kasıtlı olarak doğu olmayan bilgiler yayıyor'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Avrupa'da Kovid-19 aşısının paralı olduğunu söylemesine Özdil, “Bunun adı cehalet bilimi. Doğru olmadığını kendisi de biliyor” dedi ve şöyle devam etti:
“Bu işi bilinçli olarak yapıyor. Kasıtlı olarak doğru olmayan bilgileri yayıyor. Kendi kitlesini bile bile doğru olmayan bilgileri savunmaya mecbur bırakıyor. Kafa karışıklığı özellikle yaratılıyor. Toplumun gerçek bilgiye ulaşması ne kadar engellenirse, bu tür iktidarlar o kadar güç sahibi olur. Bu çerçeveden baktığımızda aslında Türk medyasının neden yandaşlaştırıldığını ve muhalif medyaya neden rutubet gibi uydur kaydır adamların sızdırıldığının da cevabıdır.”
'Yandaş medya 'Sedat Peker Bakan oldu' dese inanacaklar'
Sözcü gazetesinin haberine göre, medyaya yönelik eleştirilerini sıralayan Özdil, “Öyle bir hale getirildi ki Türk toplumu medya anlamında, Satürn dünyaya çarpsa Türkiye'nin yarısının haberi olmaz. Sedat Peker'in yüz milyonlarca kez izleniyor ama anketlerde bakılıyor ki toplumun çok önemli bir bölümü hayatı boyunca böyle bir şey duymamış. Bunu doğru dürüst haber yapabilecek medya yok. İddia ediyorum, Tayyip Erdoğan talimat versin, yandaş medya yayına başlasın ‘Milli Eğitim Bakanı Sedat Peker' diye. 1 hafta sonra anket yapın, Türkiye'nin çok önemli bir bölümü Sedat Peker'i Milli Eğitim Bakanı zanneder."
Özdil, şöyle devam etti:
Muhalefetten milletvekilleri ‘bizi eleştiriyorsunuz' diyor ama ben de onlara diyorum ki ‘Siz seçimi kaybettiğinizde ben işten atılıyorum, ben hapiste yargılanıyorum' Siz seçim kaybettiğiniz için Necati Doğru gibi hepimizin onur duyduğu bir gazeteciye hapis cezası veriliyor ama siz orada oturmaya devam ediyorsunuz.
Siz bu seçimleri kazanamadığınız için Emin Çölaşan gibi, Yücel Arı, Metin Yılmaz, Burak Akbay gibi insanlar hayatlarıyla ilgili bedel ödüyorlar. Ama siz hiçbir şey olmamış gibi çıkıp toplumun huzuruna, yolunuza devam ediyorsunuz. Bizim asıl sizi eleştirmemiz lazım.
Türkiye'de sadece muhalefet partileri ve muhalefet partilerine goygoyculuk yapan gazeteciler bedel ödemiyor. Bunun dışında Türkiye'de herkes bedel ödüyor. Bu yanlış bir bakış açısıdır. Muhalefet, iletişime bu kafayla bakmaya devam ettiği sürece, AKP bunlarla kedinin fareyle oynadığı gibi oynamaya devam eder.
'Sedat Peker CHP ve İYİ Parti'yi hedef alsaydı çaycıları bile hapisteydi'
Organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş Sedat Peker'in gündemi sarsan açıklamalarıyla ilgili konuşan Özdil,
Bana göre Sedat Peker bir mafya mensubu değil. Alaattin Çakıcı da bir mafya mensubu değil. İnsanların suç işlemesi başka bir şey, o suçu işleyip karşılığında cezasını ödemesi başka bir şey. Suç kavramı ve mafya kavramı başka şeyler. Bu tür adamlar Türkiye'nin tarihinde de her zaman var olan, bu toplumun içinden çıkmış, devletin baba rolüne soyunmuş insanlar var.
Bu tür insan tipleri devleti kendi üzerinde gören ama suça da karışmış insan tipleri bizim tarihimizin bütününde var. Mafya ve kabadayı kavramı başka şeyler. Sedat Peker'in aslında anlattıkları insani çürümüşlük. Sedat Peker bu açıklamaları yapmaya başladığından beri ısrarla diyoruz, savcıların mutlaka devreye girmesi lazım.
Eğer Sedat Peker, benzer açıklamaları CHP ve İYİ Parti hakkında yapsaydı, çaycılarıyla beraber hapse tıkarlardı. Sedat Peker'in anlattıkları da bu insani çürümüşlük.
'Soylu bakanlıktan indiği an dava edeceğim'
Özdil, Süleyman Soylu'nun İçişleri Bakanlığı'ndan çekildiği an kendisine dava açacağını şu ifadelerle duyurdu:
“Süleyman Soylu bakanlıktan insin, milletvekilliğinden düşsün, ben yurttaş olarak Süleyman Soylu'yu dava edeceğim. Çünkü bana PKK'lı dedi. Bana bu iftirayı kimse atamaz. Bırak yazı yazmayı, mahkemeye vereceğim.“
'CHP acilen savcılığa başvurmalı'
Deniz Baykal ile Korkmaz Karaca'nın ilişkisine dair iddialarla ilgili Özdil, şunları söyledi:
Son derece ciddi buluyorum. Bununla ilgili derhal adli bir şey yapılması lazım. Hem Deniz Baykal ailesinin bu konuda acil bir girişim bulunması gerekirdi bana sorarsanız. Ya da Korkmaz Karaca'nın çıkıp hemen o saniyede bulunması gerekirdi.
Bunlar gecikiyor. Aynı zamanda herhangi bir savcı da topa girmeyince ortada kalıyor. Sedat Peker de ‘itiraz ederseniz isimleri açıklarım' diyor. İlgiyle izliyoruz.
Türkiye adına gerçekten üzülerek, içimiz kan ağlayarak izliyoruz. Bu anlamda iddiasını çok ciddi buluyorum. Vücut bulması lazım.
Sadece Deniz Baykal meselesi değil, Türk siyasetinin dizayn edilmesi, Türkiye'nin kurucu partisi CHP'nin dizayn edilmesi başta olmak üzere, Türkiye'nin rejiminin değişmesine sebep olan olaylara yol açtı bu hadiseler. Bunun derhal takibinin yapılması lazım. CHP'nin de açıklama yapması lazım. Acilen savcılığa başvurması lazım.