Dünya kamuoyunda 'Salt Bae' olarak bilinen ünlü şef Nusret Gökçe'nin İngiltere'nin başkenti Londra'da iki yıllık gecikmeden sonra eylülde açtığı ve fiyatlarıyla sık sık gündem olan restoranı üzerinden Gökçe'nin basındaki yerine dair bir analiz yapıldı.
Wired sitesinin 'Salt Bae'nin bir sonraki büyük hareketi? Sınırsız içerik' başlıklı haberine göre şef Nusret Gökçe'nin ünlü tuzlama hareketinin yanı sıra 'saçma tabakları saçma fiyatlardan satmak' her yerel basının ilgisini çekecek türdendi ama restoranı açmasını takip eden 6 haftada Gökçe hakkında dünya genelinde 774 haber yapılmış olması ünlü şefin artık başka bir seviyeye çıktığını gösteriyor.
Londra restoranının açılmasından 1 ay, Gökçe'nin sosyal medyada ünlü olmasından 57 ay ve eti yenebilir ete sarmasından 37 ay sonra, 28 Ekim'de Twitter'a yüklenen bir videosu 1.7 milyon kez izlendi. The Outline'ın 2018'deki araştırmasına göre Gökçe'nin tuzlama hareketi gibi internet 'meme'lerinin ortalama ömrü 4 ay ama Gökçe'nin durumu farklı çünkü Gökçe artık yalnızca çok zengin isimleri ağırlamakla kalmıyor ama tüm bu yemekleri birer içeriğe dönüştürüyor.
Yalnızca geçen hafta internette Gökçe ile ilgili 149 yazı çıktı ki fast food devi McDonald's'ın ilk vegan burgeri McPlant de geçen hafta piyasaya sürüldü ve bunun hakkında yalnızca 48 haber yayınlandı. Gökçe, Kasım 2017'de Miami'de ABD'deki ilk restoranını açtığında yerel basın bunu çok az dikkate almıştı. Birkaç ay sonra New York şubesinin açılması basında kendine daha geniş yer bulsa da sözgelimi oyuncu Luke Evans'ın 'The Late Late Show with James Corden' TV programında bu restorandan bahsettiği video pek de izlenmedi. O halde Londra'daki restoranın bu kadar patlamasının ve Gökçe'nin dibi görünmeyen bir içerik kaynağı olmasının sebebi ne olabilir?
Bu sorulara yanıt arayan Wired sitesinin haberinde "Yenebilir altın birçok şeydir: Kelime anlamıyla ve metaforik olarak tatsızdır. Yine de yenebilir altına sarılı biftek aynı zamanda bir aynadır. O aynayı birine tutarsınız ve o kişi kendi yansımasını görür" ifadeleri kullanıldı. Yine habere göre İngilizler için sınıf çok önemli. Bazı karmaşık tarihsel sebepler nedeniyle İngiltere, insanların gerçek ve hayali toplumsal hiyerarşiler içinde bulunduğu durumları çok seviyor.
Haberde gösterilen bir diğer sebep de altın kaplı etin 'Biz' ve 'Onlar' arasında çizgi çekmesi. Sözgelimi 26 Eylül'de bir müşterinin restoranda 2 bin 400 dolar ödediğine dair faturayı paylaşması sosyal medyada çok konuşuldu. Söz konusu tweet 25 bin beğeni aldı, akabinde sahte olup olmadığı bilinmeyen başka faturalar da (ki bunlardan biri 49 bin dolarlık bir fatura) paylaşıldı.
Gökçe'nin yalnızca gazeteciler değil müşterileri için de bir içerik kaynağı olduğu yazılan haberde şu ifadelere yer verildi: "Son birkaç haftada Salt Bae'nin Londra restoranına gittiyseniz, siparişiniz kendini de servis eden bir adamla birlikte geliyor. Önünüzde abartılı biçimde tuz serpiyor, hatta et dilimlerini size kendisi yediriyor. Bir müşteri Salt Bae'nin restoranına gitmiş ve eti dilimlediği anları video çekmemişse o et dilimlenmiş sayılır mı ki?"
Salt Bae'nin İstanbul'daki restoranına birçok kez gitmiş olan 24 yaşındaki Makiez Arghandewal, siteye verdiği demeçte, "Kameralar karşısında şov sergilemek için her zaman istekli" dedi. Bir keresinde Gökçe ile aynı otelde kalan ve spor yaparken kendisini video çeken Arghandewal, "Mutlu oldu demek hafif kalır. Gerçekten sabırlı biri, insanların sosyal medya içeriği ihtiyaçlarını anlıyor" diye konuştu. Nusr-Et İstanbul'da çalışanların da müşterilerin çoğunun oraya fotoğraf çekmek için geldiğini bildiğini söyleyen Arghandewal, restoranı ikinci ziyaretinde, ilk yemek getirilirken kendisinin lavaboda olduğunu, garsonun bunu fark ettiğini ve sırf video çekebilsin diye masaya aperatif getirdiğini anlattı.
Habere göre Instagram'da 39.8 milyon takipçisi ve ününün büyük kısmını sosyal medyada borçlu olan Gökçe internetin gücünün farkında, kendisi hakkında yazılıp çizilen her şeyin, hatta çalışanlarına çok az ödediğine dair haberlerin dahi ekran görüntüsünü Instagram Hikayeler kısmında paylaşıyor ve reklamın iyisi kötüsü olmadığını biliyor.