Türk asıllı siyasetçi Karanfil, Gent Belediye Meclisi'nde, terör örgütü PKK yandaşlarının geçen ay Belçika'da çıkardığı olaylarla ilgili konuştu.
Olayların ertesi günü Gent Belediye Başkanı'na konuyla ilgili soru ilettiğini ve yanıtlarını geçen hafta aldığını belirten Karanfil, "Öncelikle önleyici ve iyileştirici müdahalelerinden dolayı Belediye Başkanımıza ve Gent polisimize teşekkür ediyorum. Ayrıca çeşitli topluluklardaki derneklere ve akil kişilere de teşekkür etmek istiyorum. Polisle yapıcı istişarelerde bulunarak olayların daha fazla tırmanmamasını sağladılar." diye konuştu.
Karanfil, şöyle devam etti:
"Arkadaşlar, Nevruz Bayramı'nı kutlamak herkesin hakkıdır. Baharın gelişini müjdeleyen bir bayramdır. 21 Mart tesadüf değil. Orta Asya'da yüzlerce, hatta binlerce yıldır kutlanan bir bayram bu ama aynı zamanda İran, Irak, Suriye ve Türkiye gibi ülkelerde de kutlanmaktadır. Bu aynı zamanda Gent gibi dünyanın başka yerlerinde de geçerlidir. Nevruz'u kutlamanın hiçbir sakıncası yoktur. Keşke bu kutlama, terör örgütü sempatizanları tarafından kullanılmamış olsaydı. Görüntüler ortada, hepimiz gördük. Gent’te, Dok-Noord'un avlusunda terör örgütü PKK ile elebaşı Abdullah Öcalan'ın sembolleri gösterildi. Bu, faaliyetin kamuya açık alanda gerçekleştirilmesine izin verilmemesine rağmen oldu."
"Bir terör örgütüne sempati duyulmasına, onun sembollerinin açıkça ve gösterişli şekilde kamusal alanda sergilenmesine göz yumamayız." diyen Karanfil, Belçika Başbakanı Alexander de Croo'nun olaylara ilişkin açıklamasında PKK'nın terör örgütü olduğunu açıkça ifade ettiğine dikkati çekti.
Karanfil, "Terör örgütü PKK, hem ABD'nin hem de Avrupa Birliği'nin (AB) terör örgütleri listesinde yer alıyor. Belçika Başbakanı da bunu dile getirdi. Arkadaşlar, lütfen PKK parametresini başka bir terör örgütüyle değiştirin. Ne yazık ki bu dünyada bunlardan çok sayıda var. Nasıl karşılık verirdik? Hepimiz sempatizan dernekleri suçlamak için sıraya girerdik. O da yetmezdi, değil mi?" değerlendirmesini yaptı.
Şiddeti kesinlikle tasvip etmediklerini vurgulayan Karanfil, şunları kaydetti:
"Hiç kimsenin meseleyi kendi eline alma hakkı yoktur. Açıkçası esnafa yönelik misilleme çağrılarını tasvip etmiyoruz. Sonuçta şehrimizde Türk ve Kürt vatandaşlarımız yıllardır barış içinde yaşıyorlar. Bu nedenle meydana gelen birkaç olay tamamen kınanabilir niteliktedir. Uluslararası çatışmalar, her ne olursa olsun, buralara asla taşınmamalıdır. Sonuçta bu durumdan hiç kimse yararlanamayacaktır."
PKK yandaşlarının saldırıları
Terör örgütü PKK/YPG destekçisi yaklaşık 150 kişilik grup, 25 Mart'ta Brüksel'deki Avrupa Parlamentosu önünde barikatları sökerek polise saldırmıştı. Önce Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliğinin bulunduğu caddeye, ardından AB kurumlarının yer aldığı Schuman Meydanı'na doğru yürümek isteyen kalabalık, polis engeliyle karşılaşmıştı.
Ülkedeki şiddet olaylarına devam eden örgüt yandaşları, Liege'e bağlı, nüfusunun büyük çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Cheratte köyünde de aynı gece boyunca taşkınlık çıkarmıştı. Ülkü Ocakları binasını ateşe veren grup, camiye de saldırarak camlarını kırmıştı. Yüzlerini örten, terör örgütü lehine slogan atarak sokaklarda dolaşan grup, Türklere ait evlere, dükkanlara ve araçlara zarar vermişti.
24 Mart'ta da Brüksel'e yaklaşık bir saat uzaklıktaki Heusden-Zolder kentinde nevruzla ilgili sözde kutlamalardan dönen PKK yandaşları, arabalarında terör örgütünü simgeleyen bez parçaları ve elebaşı Abdullah Öcalan'ın posterleriyle tur atarak, Türk asıllı vatandaşların yoğun olduğu caddeden geçmişti. Kentte yerleşik Türk asıllı vatandaşlar buna tepki göstermiş, ardından arbede yaşanmıştı.
Belçika Başbakanı De Croo, "PKK gibi, terör örgütü olarak sınıflandırılan bir örgüte sempati gösterisi yapmak ve provokasyonda bulunmak tolere edilemez." ifadesini kullanmıştı.