"Vatanı Koruma Ulusal Konseyi (CNSP)" Sözcüsü Amadou Abdramane, devlet televizyonundan yeni bir bildiri okudu.
Bildiride, Nijer'in Paris, Abuja, Lome ve Washington büyükelçilerinin görevine son verildiği duyuruldu.
Halka, casuslar ve yabancı ülkelerin ordularına karşı dikkatli olunması çağrısında bulunulan bildiride, şüpheli her türlü hareketin yetkililere ihbar edilmesi istendi.
Bildiride, Fransa ile imzalanan tüm askeri iş birlikleri ve protokollerin de feshedildiği kaydedildi.
Cunta, ECOWAS'a da yeni bir tehditte bulundu. Bildiride, "ECOWAS, Nijer'e askeri müdahalede bulunursa, dostlarımız (Gine, Mali, Burkina Faso) hariç üye ülkelerden birine ani bir saldırı düzenleriz." ifadesi kullanıldı.
Cumhurbaşkanı Bazum, ABD ve uluslararası toplumdan yardım istedi
Cumhurbaşkanı Bazum, Washington Post gazetesi için "Ülkem saldırı altında ve ben de esir alındım" başlıklı bir makale kaleme aldı.
Nijer'in, demokrasiyi yıkmaya çalışan askeri cuntanın saldırısı altında olduğuna dikkati çeken Bazum, kendisinin de keyfi şekilde esir alınan ve hapsedilen yüzlerce Nijerliden biri olduğunu yazdı.
Bazum, "Bu darbe girişimi Nijerliler için bir trajedi olsa da başarılı olması halinde sınırlarımızın çok ötesinde yıkıcı sonuçlar doğuracak." değerlendirmesinde bulunarak, ABD ve tüm uluslararası toplumu, ülkesinde anayasal düzenin yeniden tesisine yardım etmeye çağırdı.
Cumhurbaşkanı Bazum, darbecilerin, "Nijer'in terörle mücadelede başarısız olduğu ve ABD ile Avrupalı müttefiklerin ülkeye zarar verdiği" iddiasını yalandı.
Nijer'in güvenlik durumunun, suçlanan müttefiklerle işbirlikleri sayesinde önemli ölçüde iyileştiğine vurgu yapan Bazum, Nijer'in ulusal bütçesinin yüzde 40'nın dış yardımlara bağımlı olduğunu ve darbe başarılı olursa bu yardımların kesileceğini kaydetti.
Bazum, Nijer'in, son 15 yılın en güvenli dönemini yaşadığını belirterek, ülkesinin, darbe hükümetlerinin yönetimde olduğu Burkina Faso ve Mali'den çok daha iyi durumda olduğunu vurguladı.
Darbecilerin, güvenlik alanındaki endişeleri gidermek yerine halkın onurunu ayaklar altına alarak Wagner gibi sabıkalı gruplarla çalıştığını ifade eden Bazum, "Orta Sahel bölgesi, darbecilerin ve bölgedeki müttefiklerin açık daveti yüzünden Wagner vasıtasıyla Rusya etkisine girebilir." uyarısında bulundu.
Batı'nın Sahel'deki en önemli müttefiki
Mali ve Burkina Faso'da art arda yaşanan darbeler sonrası Batı'nın Sahel'deki en önemli müttefiki haline gelen Nijer'de, Fransa'nın 1500 ve ABD'nin de yaklaşık 1000 askeri bulunuyor.
ABD'nin şimdiye kadar inşa ettiği en büyük ve masraflı İnsansız Hava Aracı (İHA) üssü de Agadez kenti yakınlarında yer alıyor.
Fransa da ABD ve İtalya ile başkent Niamey'deki bir askeri üssü kullanıyor.
Uluslararası toplum, 26 Temmuz'dan bu yana var gücüyle darbenin seyrini değiştirmeye uğraşıyor.
Cuntaya verilen süre daralıyor
ECOWAS, 30 Temmuz'da, askeri cuntaya Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum'un serbest kalması ve yeniden görevine dönmesi için bir hafta süre vermişti.
ECOWAS, bu süre zarfında taleplerinin karşılanmaması durumunda askeri müdahale dahil her seçeneği değerlendireceklerini duyurmuştu.
Askeri müdahale ihtimali, Batı Afrika'daki diğer cunta hükümetlerinin tepkisini çekmişti.
Yönetimde askerlerin olduğu Burkina Faso ve Mali, yayımladıkları ortak bildiride Nijer'e askeri müdahalenin kendilerine savaş açmak anlamına geldiği konusunda ECOWAS'ı uyarmıştı. Gine de cuntaya destek açıklamasında bulunmuştu.
Diğer yandan Senegal, Fildişi Sahili, Benin ve Nijerya da üyesi oldukları ECOWAS'ın askeri müdahalesini destekleyeceklerini açıklamıştı.
Nijer'deki darbe
Nijer'de Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum, 26 Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı unsurlarınca alıkonulmuş ve o akşam asker yönetime el koyduğunu duyurmuştu.
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı General Abdurrahmane (Ömer) Tchiani, 28 Temmuz'da Vatanı Koruma Ulusal Konseyi (CNSP) isimli cuntanın liderliğini üstlenmiş ve geçiş hükümetinin başına geçmişti.