NATO'nun Vilnius Zirvesi Bildirisi'nde terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele edilmesinin ortak savunma için elzem olduğu vurgulandı.
Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta gerçekleştirilen NATO Zirvesi ardından yayımlanan bildiride, Rusya'yla ilişkiler, terörle mücadele ve Ukrayna'nın NATO üyeliği konularına yer verildi.
NATO'nun açık kapı politikasına işaret edilen bildiride, tüm ülkelerin kendi güvenlik düzenlemelerini seçme hakkı olduğu belirtildi. Bildiride, "İsveç'i ittifakın tam üyesi olarak karşılamayı dört gözle bekliyoruz. Bu kapsamda NATO Genel Sekreteri, Türkiye Cumhurbaşkanı ve İsveç Başbakanı arasında varılan anlaşmayı memnuniyetle karşılıyoruz." ifadelerine yer verildi.
Terörizmin koşul gözetmeksizin reddedildiği ve mümkün olan en güçlü şekilde kınandığı bildiride, terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele edilmesinin ortak savunma için elzem olduğuna vurgu yapıldı.
"Ukrayna'nın geleceği NATO'dadır"
Vilnius Zirvesi Bildirisi'nde, Ukrayna'ya 2008 Bükreş Zirvesi'nde verilen NATO üyeliği taahhüdünün yinelendiği de aktarılarak, "Ukrayna'nın kendi güvenlik düzenlemelerini seçme hakkını tamamen destekliyoruz. Ukrayna'nın geleceği NATO'dadır." ifadeleri yer aldı.
NATO bildirisinde Karadeniz’de güvenlik, emniyet, istikrar ve seyrüsefer özgürlüğünü sürdürmeyi amaçlayan bölgesel çabalara Montrö Boğazlar Sözleşmesi yoluyla verilen desteğin altı çizildi.
Bildiride, Karadeniz’de gelişmelerin takip edileceği, durumsal farkındalığın artırılacağı vurgulandı.
NATO ile Rusya ilişkilerine yönelik değerlendirmelerin de yer aldığı bildiride, riski minimize etmek, gerginliği azaltmak ve şeffaflığı artırmak için Moskova'yla iletişim kanallarının açık tutulacağı bildirildi.
Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta gerçekleştirilen NATO Zirvesi ardından yayımlanan bildiride Çin'e yönelik değerlendirmeler de yapılarak, Çin'in iddialı ve cebri politikalarının NATO'nun çıkarlarına, güvenliğine ve değerlerine karşı zorluk oluşturduğu belirtildi.
"Çin ile karşılıklı şeffaflığı da içerecek şekilde yapıcı çalışmaya açık olmayı sürdüreceğiz" ifadelerinin kullanıldığı bildiride, Çin'e üç paragrafta yer verildi.
Rusya ile Çin arasındaki stratejik ortaklığın derinleşmesine dikkati çekilen bildiride, Çin’e Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olarak Rusya’nın savaşını kınama çağrısı yapıldı, Çin’in Rusya’ya silah desteği vermemesi istendi.
Bildiride, Finlandiya’nın ittifakın en yeni üyesi olarak memnuniyetle karşılandığı, NATO’nun açık kapı politikasının teyit edildiği belirtilerek, "Her ulusun kendi güvenlik düzenlemelerini seçme hakkı vardır." ifadesi yer aldı.
"NATO, Rusya'ya tehdit oluşturmuyor"
Rusya’nın Kırım dahil olmak üzere yasa dışı ilhaklarının tanınmayacağı ve Rusya’nın savaş suçları için hesap sorulacağı vurgulanan bildiride, Rusya’ya savaşı derhal sonlandırma ve kuvvetlerini Ukrayna’dan çekme çağrısı yapıldı.
İttifakın Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin barış formülünü desteklediği aktarılan bildiride, Ukrayna’ya askeri ve siyasi desteğin süreceği metnin birçok bölümünde tekrarlandı.
Bildiride Ukrayna'ya 2008'deki Bükreş Zirvesi'nde yapılan NATO üyeliği taahhüdü yinelenerek, "Bugün Ukrayna'nın Avrupa-Atlantik entegrasyonuna giden yolunun Üyelik Eylem Planı ihtiyacının ötesine geçtiğini kabul ediyoruz." değerlendirmesi yer aldı.
İttifak ve müttefikler için Ukrayna'nın güvenliğinin önemine vurgu yapılan bildiride, şunlar kaydedildi:
"Ukrayna'nın NATO ile daha fazla bütünleşmesini desteklemek için genişletilmiş bir destek paketi üzerinde anlaştık. Siyasi diyalog, angajman, işbirliği ve Ukrayna'nın Avrupa-Atlantik'teki NATO üyeliği hedeflerini ilerletmek için müttefikler ve Ukrayna'nın eşit üyeler olarak oturduğu yeni bir ortak organ olan NATO-Ukrayna Konseyi'ni kurmaya karar verdik."
Bildiride, mekanizmanın NATO ile Ukrayna arasında bir kriz danışma mekanizması olarak hizmet edeceğine de işaret edildi.
Rusya'nın Belarus topraklarına nükleer silah ve nükleer kapasiteye sahip sistemler konuşlandırma niyetinin kınandığı bildiride, "Rusya'nın sorumsuz nükleer söylemlerini ve zorlayıcı nükleer sinyallerini kınıyoruz." denildi.
Açıklamada Avrupa-Atlantik hattında ve NATO-Rusya ilişkilerinde öngörülebilirlik istendiği belirtilerek, "NATO, Rusya'yla karşı karşıya gelme niyetinde değil ve Rusya'ya karşı bir tehdit oluşturmuyor. Saldırgan tutumları karşısında Rusya'yı bir partner olarak göremiyoruz." açıklaması yapıldı.
NATO-Rusya ilişkilerinde değişimin ancak Rusya'nın saldırgan davranışlarına son vermesi ve uluslararası hukuk kurallarına tam olarak uymasıyla yaşanacağı bilgisi de bildiride yer aldı.
Açıklamada Rusya'nın tehditlerine birlik içinde ve sorumluluk çerçevesinde cevap verileceği de bildirildi.
Rusya'nın NATO üyeleri ve partnerlerine karşı başka güçler ya da hibrit yöntemler kullandığı eylemlerinin arttığı kaydedilen bildiride bu yöntemler arasında demokratik süreçlere müdahale, ekonomik baskı, dezenformasyon, siber saldırılar ve Rus istihbaratının illegal aktiviteleri sayıldı.
Bildiride, "Rusya'nın hibrit eylemlerine karşı koymak için elimizdeki araçları geliştiriyoruz ve ittifak ile müttefiklerin hibrit saldırılara karşı caydırmaya ve savunmaya hazır olmasını sağlayacağız." ifadeleri kullanıldı.
"Teknolojik üstünlüğümüzü korumamız için reform yapmaya devam etmemiz gerekiyor"
Terörle mücadelenin kararlılık, azim ve dayanışma içinde süreceğine vurgu yapılan bildiride, bu kapsamda başka ülkelerle ilişkiler kurup diğer uluslararası aktörlerle yakınlaşmanın süreceğine dikkati çekildi.
Galler'de 2014'te düzenlenen zirveden bu yana müttefiklerin savunma harcamalarını artırdığına işaret edilen bildiride, Soğuk Savaş'tan bu yana en büyük güvenlik endişelerinin yaşandığı vurgulandı.
Milli gelirin yüzde 2'sini savunma harcamalarına ayırma taahhütlerine değinilen bildiride, "Teknolojik üstünlüğümüzü korumamız ve yenilikçi teknolojilerin entegrasyonu yoluyla güçlerimizi ve yeteneklerimizi modernize etmeye ve reform yapmaya devam etmemiz gerekiyor." değerlendirmesi yapıldı.
"Müttefiklerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik bir saldırı olasılığını göz ardı edemeyiz" görüşüne yer verilen bildiride, kökten değişen güvenlik ortamına karşılık, her yönden gelen tüm tehdide karşı NATO'nun toplu savunmasının güçlendirildiği kaydedildi.
Var olan planların üzerine bölgesel savunma planlarının da yapıldığına işaret edilen bildiride, "NATO, nükleer caydırıcı misyonun güvenilirliği, etkinliği, emniyetini ve güvenliğini sağlamak için gereken tüm adımları atacaktır." ifadeleri kullanıldı.
Bildiride, bu kapsamda nükleer kapasitenin modernizasyonunun süreceğine, nükleer kuvvetlerin esnekliğini ve uyarlanabilirliğini artırmak için planlarda güncellemelerin devam edeceğine işaret edildi.
NATO Balistik Füze Savunması'nın (NATO BMD) tamamen savunma amacıyla yürürlükte olduğunun altı çizildiği bildiride, bu programın Romanya, Türkiye, İspanya, Polonya ve ABD gibi ülkelerin gönüllü katkılarıyla yürütüldüğü kaydedildi.
Bildiride, ittifakın nükleer silahsız bir dünya hedefi olduğuna işaret edilerek, "İran'ın asla nükleer silah geliştirmemesi konusundaki kararlılık" yinelendi.
İran'a Rusya'ya desteği kesme çağrısı
Rusya'nın Ukrayna'ya karşı tutumunun NATO-Avrupa Birliği (AB) işbirliğini de daha önemli hale getirdiği kaydedilen bildiride, NATO ve AB'nin Ukrayna'ya desteğinin süreceği vurgulandı.
Bildiride Moldova'nın toprak bütünlüğüne de destek verildi ve Rusya, Transdinyester'deki güçlerini çekmeye çağrıldı.
İran'ın Rusya'ya Ukrayna savaşında verdiği desteğin Avrupa-Atlantik güvenliğine de etki ettiği belirtilen bildiride, NATO, İran'ı Rusya'ya askeri yardımda bulunmamaya çağırdı.
Bildiri, 2024 yılındaki zirvenin NATO'nun kuruluşunun 75. yılında Washington'da, 2025 yılında ise Hollanda'da yapılacağı bilgisiyle sona erdi.