İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan 55 sayfalık iddianame, İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
İddianamede, aralarında eski Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın da bulunduğu 3’ü tutuklu 16 kişi “şüpheli”, 20 kişi “müşteki”, 1 kişi ise “müşteki-şüpheli” olarak yer aldı.
SORUŞTURMA MÜFETTİŞ RAPORUYLA BAŞLADI
İddianamede, İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişlerince hazırlanan raporda, Beşiktaş Belediyesi çalışanlarının “irtikap” ve “rüşvet” suçlarını işlediği gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu, bunun üzerine soruşturmaya başlandığına vurgu yapıldı.
Soruşturma kapsamında sanıklar hakkında dinleme kararları alındığı bildirilen iddianamede, işlendiği iddia edilen rüşvet olayları tek tek eylemler şeklinde ele alındı.
İddianamede, Murat Hazinedar’ın 2014 yılı Mart ayında yapılan yerel seçimlerde Beşiktaş Belediyesi Başkanı olarak seçildiği, Hazinedar’ın Beşiktaş Belediye Başkanı olduktan sonra imar işlerinden sorumlu başkan yardımcısı olarak Meclis Üyesi Hüseyin Avni Sipahi’yi görevlendirdiği bildirildi.
Sipahi’nin hakkında yürütülen soruşturmalar olması nedeniyle görevinden alınması için partiden Hazinedar’a baskı yapıldığı, Hazinedar’ın ise bu baskılara dayanamayarak Sipahi’yi başkan yardımcılığı görevinden aldığı anlatılan iddianamede, Sipahi’nin yerine imar işlerinden sorumlu başkan yardımcısı olarak Rifat Örnek’in atandığı ifade edildi.
“İMAR ONAYI İÇİN BELTAŞ VAKFINA PARA YATIRMA ŞARTI”
İddianamede, bu atama üzerine Beşiktaş Belediyesinde imar konularından sorumlu kişinin Belediye Başkan Yardımcısı sanık Rifat Örnek olduğu belirtilerek, resmiyette yetkisi olmayan Sipahi’ye de belediyenin 4’üncü katında özel bir makam odası tahsis edildiği aktarıldı.
İmar başvurularının evrak işlemleri tamamlandıktan sonra sanıklardan Rifat Örnek’e onay işlemine gitmeden önce Belediye Meclis Üyesi Hüseyin Avni Sipahi’nin onayından geçmesinin istendiğine dikkati çekilen iddianamede, bu nedenle imar konularında yapılan başvuruların ilk olarak Beşiktaş Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğüne gittiği kaydedildi.
İddianamede, evrakları eksik olmayan başvuruların işlemleri tamamlandıktan sonra Sipahi’nin danışmanı sanık Uğur Şahin tarafından imar başvuru evrakları alınarak Sipahi’ye götürüldüğü ifade edildi.
İddianamede, danışman Uğur Şahin’in talimat üzerine imar evrakları tam olan ve onaylanması gereken başvuru sahiplerini arayarak Sipahi’nin makamına görüşme için çağırdığına vurgu yapılarak, sanık Hüseyin Avni Sipahi’nin, makamına gelen başvuru sahibine görüşme sırasında “imar evraklarının onaylanması için Beşiktaş Belediyesi Beltaş Vakfına para yatırması gerektiği, aksi takdirde imar evraklarının onaylanmayacağını” söylediği aktarıldı.
“ZORLA BAĞIŞ TOPLANDI”
Başvuru sahiplerinin çoğunun imar evraklarının onaylanmaması halinde zarara uğrayacağını düşündüğü için Beltaş Vakfına para yatırmaya rıza gösterdiği ve zorla para yatırdığı anlatılan iddianamede, para yatırmak zorunda kalan kişilere Uğur Şahin tarafından Beltaş Vakfına ait hesap numarasının verildiği, başvurucuların belirtilen hesap numarasına para yatırıp getirip dekontu Uğur Şahin’e teslim ettikleri belirtildi.
İddianamede, para yatırma dekontunun danışman Uğur Şahin tarafından teslim alınması üzerine imar başvuru evraklarının Sipahi’nin talimatıyla imar konularından resmiyette sorumlu olan Başkan Yardımcısı Rifat Örnek’e gönderildiği kaydedildi.
Sanık Sipahi’ye dönemin Belediye Başkanı sanık Murat Hazinedar tarafından yasal olmadığı halde imar konularında fiili olarak denetim yapma yetkisi verildiğine dikkati çekilen iddianamede, Sipahi'nin düz bir meclis üyesi olduğu halde yetkisiz ve sorumsuz olarak Beşiktaş Belediyesinde imar konularında “kilit isim” olduğu aktarıldı.
Müştekilerden “bağış” adı altında toplanan paraların usulüne uygun ve hukuk kuralları çerçevesinde harcanmadığı bilgisine yer verilen iddianamede, yatırılan paraların büyük bir kısmının Beltaş Vakfı Mütevelli Üyesi olan Belediye Başkanı ve başkan yardımcılarına “huzur hakkı” adı altında dağıtıldığı belirtildi.
Bu sanıkların akrabaları veya dostlarına da, Beltaş Vakfında danışman ve avukat sıfatıyla çalıştığı gösterilerek maaş ödemesi yapıldığına yer verilen iddianamede, Beltaş Vakfında birçok kişinin çalışıyor gözükmesine rağmen vakfın hiçbir çalışmasının ve faaliyet alanının bulunmadığı kaydedildi.
Vakfa para yatırmadan evrakları tam olan ve ruhsat almasına herhangi bir engel bulunmayan iş yerlerine ruhsat verilmediği belirtilen iddianamede, Beltaş Vakfına “bağış” adı altında para yatırılması halinde hiçbir evrak talep edilmeden ve şartları sağlayıp sağlamadığına bakılmadan iş yerlerine ruhsat verildiği aktarıldı.
İddianamede, “Başkan Murat Hazinedar’ın Beşiktaş Belediyesini bir şirket gibi yönettiği, Beşiktaş Belediyesine kendi eş ve dostlarını alarak aile şirketi statüsüne soktuğu, daha sonra aile şirketi statüsüne getirdiği belediyeyi halka hizmet etmekten çıkarıp ticarethane gibi işletmeye başladığı, halkın her başvurusunda işlem yapılmasını sağlamak için ‘bağış’ yatırılmasını zorunlu tuttuğu, bu durumun dosyada bulunan başvuru evrakları, müşteki beyanları, tanık beyanları, sanık Rifat Örnek ve Mehmet Uğur Şahin’in ikrara dayanan beyanları ve tape kayıtlarıyla sabit olduğu anlaşılmıştır.” değerlendirmesine yer verildi.
SANIKLAR HAKINDA İSTENEN CEZALAR
İddianamede, Hazinedar’ın 8 kez “irtikap suçuna teşebbüs etmek” suçundan 20 yıldan 40 yıla kadar, 8 kez “irtikap” suçundan 40 yıldan 80 yıla kadar, 2 kez “rüşvet” suçundan 8 yıldan 24 yıla ve 5 kez “görevi kötüye kullanmak” suçundan 2,5 yıldan 10 yıla kadar olmak üzere toplamda 70 yıl 6 aydan 154 yıla kadar hapsi istendi.
Aynı suçlardan tutuklu sanıklardan eski Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Avni Sipahi’nin 43,5 yıldan 96 yıla kadar, tutuksuz sanık eski Başkan Yardımcısı Rifat Örnek’in 29 yıldan 62 yıla kadar, tutuklu sanık Çetin Kırışgil’in de 10 yıldan 20 yıla kadar hapisle cezalandırılması gerektiği aktarılan iddianamede, diğer sanıklara 4 yıl ile 37 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezası verilmesi talep edildi.
HATIRLATMALAR:
odatv- 5 Ocak 2018
Kılıçdaroğlu Hazinedar’ı böyle savundu
İçişleri Bakanlığı dün, Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar ile Meclis üyeleri Hüseyin Avni Sipahi ile Çetin Kırışgil'i görevlerinden uzaklaştırdı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bunun üzerine Ankara'daki programını iptal ederek İstanbul'a geldi. CHP lideri Beşiktaş'ta Türk Bayrakları ile karşılandı. Beşiktaş Belediyesi önünde toplanan vatandaşlar sık sık “hak, hukuk, adalet” sloganları attı.
CHP lideri, Beşiktaş Belediyesi önüne kurulan platformda konuşma yapıyor.
“YİĞİT OLAN SUSMAZ, SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ”
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
Hak, hukuk ve adalet için mücadele edeceğiz. Sanıyorlar ki baskı yaptığımızda bunların sesi çıkmaz. Hiç unutmasınlar sesimiz daha gür, daha kararlı çıkacak. Bizi hiç kimse susturamaz. Çükü biz hakkı, hukuku ve adaleti savunuyoruz.
İktidar sahiplerine sesleniyorum; bizi kendi partileriniz gibi düşünmeyin. CHP avukat odalarında kurulmadı. CHP savaş meydanlarında kurulan bir partidir.
Herkesin, CHP'li olsun, olmasın, herkesin hakkını hukukunu koruyan, mazlumu koruyan bir partidir. CHP, adaleti katıksız savunan bir partidir. Çünkü adaletin olmadığı yerde insan, hak, hukuk, devlet olmaz. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin hakkı, hukuku ve adaleti savunan bir devlet olmasını istiyoruz. Bunun mücadelesini yapıyoruz.
Keşke bugün emekliyi, işsizliği, İstanbul'a ihaneti tartışsaydık. Gündemi değiştirmek istiyorlar. CHP'li belediye başkanını alırsak gündemi değiştiririz zannediyorlar. Sonuna kadar emeklinin de, işsizin de, taşeron işçisinin de, esnafın da, çiftçinin de haklarını sonuna kadar savunacağız.
Bir şey daha var; sanıyorlar ki emekliye 3-5 kuruş para verdik, sesini kesecek, asgari ücreti biraz artırdık işçinin sesi kesilecek. Sarayında oturuyorsun; diyorsun ki, "Yüzüne gözüne dizine dursun, 1600 lira veriyoruz"... Senin yüzüne gözüne dursun, sarayda oturuyorsun.
Susmayacağız. Yiğit olan susmaz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz.
BELEDİYE BAŞKANIM 'OĞLUM PARALARI SIFIRLADIN MI' DEMEDİ
Belediyelerimizle uğraşıyorlar; buradan sesleniyorum, bütün Türkiye, bütün dünya duysun; 14 belediye başkanımızı görevden alsan dahi, İstanbul'u alacağız. Ne yaparsan yap. İstanbul'a ihanet edenleri tek tek açıklayacağız.
Belediye Başkanlarımızla uğraşıyorlar. Ne yapıyorlar? Hakkari'ye asfaltı Beşiktaş Belediyesi yaptı. Sen 15 yıldır oraya asfalt götürmedin, bizim belediyemiz getirdi. Beyefendi gitti Hakkari'ye 'Size su getireceğiz' diyor. 15 yıldır götüremedin. Götüremeyeceksen haber ver, bizim belediye başkanlarımız götürsün.
Belediye Başkanlarımız her kuruşun hesabını kendi ilçesinin, beldesinin halkına verir. Bu bizim namus borcumuzdur. Dedim ki, "Size oy versin, vermesin, hiçbir vatandaşı ayırmayacaksınız, her vatandaşa eşit hizmet götüreceksiniz."... Çünkü biz diğerlerinden farklıyız. Biz halkın partisiyiz. Ayrımcılık bizim kitabımızda yoktur.
İstanbul'a ihanet ettiler, hesap veriyorlar mı, hayır. Diyor ki 'Ben dünya lideriyim'... İmara aykırı binaları yıksana. Yıkamıyorsun, yapamıyorsun, beceremiyorsun. Bu milletin parasıyla hava basıyorsun. Fiyakanı sökeceğiz.
Bizi hakimleriyle, savcılarıyla korkutacaklarmış. Herkes duysun, bir ülkede suçluyu hakim değil de siyasi otorite belirliyorsa, o ülkede adalet iflas etmiştir. Bugün geldiğimiz nokta bu. Gece yarısı hakim değiştiriliyor. HSK'ya sesleniyorum; eğer iradenizi saraya teslim ettiyseniz, biz hakim ve savcıyız diye ortada gezmeyin. Siz ancak ve ancak sarayın köleleri olarak tanımlanırsınız.
Bizim bir özelliğimiz daha var; hesap vermekten kaçınmayız. Biz hesap vermeyi namuslu bir görev olarak biliriz. Her kuruşun, her davranışın hesabını veririz. Kaçmayız, hesap vermekten kaçınmayız. Beşiktaş'la ilgili söylentiler çıktı, arkadaşlarımızı görevlendirdik, baktık. Savcı inceliyor, İçişleri Bakanlığı inceliyor, hay hay dedik. Bir şey varsa cezalandıralım ama yoksa...
Hükümet ayrı, devlet ayrıdır. Hükümeti vatandaş seçer, görevini yapar. Ama devlet bakidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne saygı duymak görevimizdir. Devletin elemanı gelir, hesapları inceler. Müfettiş gelmiş dosya istemiş belediye başkanı vermemişse açığa alırsın, eyvallah. Ama bütün dosyaları almışsan, yaptığın iş değil.
Bakın Belediye Başkanımız mal bildirimi yüzünden suçlanıyor, sağlıklı değilmiş. Tıpkı Ataşehir Belediye Başkanımız gibi... Bizim evlerde çok şükür ayakkabı kutuları yok. Çok şükür MAN adasında kurulan şirketlerimiz yok. Kara para da aklamıyorlar. Bütün bunlar neden? 'Ey Kılıçdaroğlu, sen neden bu belgeleri açıkladın?' Ben tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmak zorundayım. 'Ben yerliyim, milliyim' diyeceksin, sonra vergi kaçıracaksın. Soruyorum, 15 milyon dolarlık şirket hangisidir? Tık yok.
Her konuşmamdan sonra tazminat davaları açıyorlar, geri adım atacağımı sanıyorlar. Feriştahınız gelse bir milim geri adım atmayacağım.
Diyorlar ki, ihalede usulsüzlük var. Şikayet olabilir. İncelenir. İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu, 20 Eylül 2016'da demiş ki, bu iddialar doğru değil. Raporunu vermiş. Daha ne istiyorsunuz?
Belediye Başkanımız ihaleye fesat karıştırmış. İncelenir. Araç kiralama, çöp toplama, vs. Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü 8 Nisan 2016'da 'Burada fesat falan yok' diyor. Ben mi söylüyorum; hayır, devletin kurumu diyor. Sonra inceleme Danıştay'a gitmiş, oradan da aklanarak dönmüş.
Buna rağmen Belediye Başkanımızı açığa alıyorsunuz. Neden? Milletin dikkatini nasıl başka yere çekerim... CHP taşeron işçisiyle, emekliyle, çiftçiyle, esnafın derdiyle uğraşmasın diye... Benim Belediye Başkanım 'Oğlum paraları sıfırladın mı' demedi.
“BALYOZ'DA, ERGENEKON'DA BİRİLERİNİ SUSTURDULAR, BİZ SUSMAYACAĞIZ”
Belediye Başkanımız FETÖ'yle suçluyorlar. Ne FETÖ'cüsü kardeşim? Aynı menzile siz yürümediniz mi? Devletin ihalelerini ona vermedin mi? Devletin bütün birimlerini FETÖ'ye sen teslim etmedin mi? Ben senin ne kadar iyi FETÖ'cü olduğunu çok iyi biliyorum. Sen FETÖ ile aynı kapta yemek yerken ben senin ne mal olduğunu gayet iyi biliyordum.
Sanıyorlar ki biz bunları söylemeyeceğiz. Yine söylüyorum; cesaretin varsa, yüreğin varsa, senin istediğin ekranda, istediğin gazetecilerle karşıma çık.
Biz onların bildiği insanlar değiliz. Balyoz'da, Ergenekon'da birilerini susturdular. Biz susmayacağız. Kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.
Efendim, FETÖ'ye kaynak aktarılmış. Buradan söylüyorum; kendine güveniyorsan FETÖ'ye kimin kaynak aktardığını tartışalım. Bu belediyeden bir kuruş para aktarıldıysa Belediye Başkanını önce ben görevden alırım. Bu kadar açık söylüyorum.
FETÖ'ye dünyanın parasını aktarmanın hesabını verdin mi? Sen Türkiye'yi verdin kardeşim. Şikayet ediyor şimdi. FETÖ yöntemiyle mücadele ediyor. FETÖ onu korkuttu, sanıyor ki o da bizi korkutacak. Feriştahın gelse bizi korkutamaz kardeşim.
Türkiye'de en çok denetlenen belediye Beşiktaş. 180'in üzerinde müfettiş geldi. Hesap veririz. Bunu namuslu görev kabul ederiz. Hesap vermek demokrasilerde vazgeçilmez kuraldır. Para milletin parası, her kuruşun hesabını vereceğiz.
Soruyorum; saraya ne kadar para harcıyorsun? Örtülü ödenek nereye gidiyor? Bütçeyi ve paraları kaçırıp nereye harcıyorsunuz?
Bir daha söylüyorum; duysun, Mısır'daki sağır sultan da duysun, senin feriştahın gelse bizi yıldıramaz, korkutamaz.
Gelip belediyemizi incelemişler, bir şey bulamamışlar. Yazı yazıp diyor ki, "Bir şey bulun açığa alalım"... Ne yaparsanız yapın geri adım atmayacağız. Biz Mustafa Kemal'in bize emanet ettiği bayrağı yücelteceğiz.
Biz çocuklarımıza telefon edip 'Oğlum paraları sıfırladın mı' demeyiz. Ahlak olarak da, inanç olarak da demeyiz. Kul hakkı yiyen adamdan bu memlekete hayır gelmez. Bunları unuttuğumuzu mu sanıyor? Asla unutmayacağız. Kul hakkını savunmak benim boynumun borcudur, bunun mücadelesini yapacağız. https://www.odatv4.com/guncel/kilicdaroglu-hazinedari-boyle-savundu-0501181200-130692
Sözcü- 20 Ağustos 2022
Hazinedar!…
“CHP Milletvekilleri İlhan Cihaner (Hukuk) Bülent Kuşoğlu (Mali Konular) ve Prof. Kamil Okyay Sındır”dan (Yerel Yönetimler) oluşan CHP heyeti, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun görevlendirmesiyle, haklarında yolsuzluk iddiaları bulunan İstanbul'daki Beşiktaş, Şişli ve Ataşehir Belediyelerinde inceleme yapıyor.
Heyetin iddiaların doğruluğuna inanması halinde, o başkanların partiyle ilişkilerinin kesilip savcılıklara suç duyurusunda bulunulacağı, ama dile getirilenler yargısız infazdan ibaretse, bu gerçeğin de kamuoyuyla açıkça paylaşılacağı belirtiliyor.
★★★
Sevgili okurlarım,
Yerel yöneticilik, o bölgede yaşayanların doğumdan ölüme kadar giden süreçte acı-tatlı, mutlu ya da kederli anlarında yanlarında olmayı gerektiren yüce bir hizmettir.
O nedenle manevi hazzı eşsizdir.
Hiç unutmuyorum, yıllar önce tanıştığım bir Amerikalı, yaşadığı şehrin belediye başkanından söz ederken “O bizim için yaşıyor. Kentimizi herkesin ölmeden önce görmesi gereken bir yer haline getirmeye çalışıyor” demişti.
CHP'de de var, böyle tertemiz ve pırıltılı başkanlar… Hem de çok…
Sizin de hemen aklınıza geldiğini bildiğim bir ikisinin adlarını sayarsam, diğerlerine haksızlık etmekten korktuğum için isim vermiyorum.
Soruşturulan başkanlarla ilgili bir yorumda, hatta en ufak bir imada dahi bulunmuyorum.
Ama eski bakanlardan Yaşar Topçu'nun o unutulmaz deyişini bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyorum:
“Siyasette zenginleşen babam bile olsa bilin ki hırsızdır!..”
★★★
Okuduğunuz satırları 8 Ağustos 2015 tarihli köşemden alıntıladım.
Nedenine gelince: Geçen gün bir yaz bahçesinde değerli kardeşim Korcan Karar'la sohbet ederken, yanımıza biri yaklaştı. Baktım; Beşiktaş”ın yolsuzluklarla anılan eski Belediye Başkanı Murat Hazinedar… Eşi ve oğluyla bulunduğumuz ilçeye tatile gelmişler.
Buyur ettik oturdu.
Hemen “Sizin soruşturmalar ne oldu?” diye sordum.
Acı acı güldü. “Uğur Bey” dedi, “Size tam sayısını veriyorum; İçişleri Bakanlığı”nca 351 soruşturma geçirdim. Bunlara ilaveten üç MASAK, iki MİT ve bir Sayıştay soruşturmaları da var!..
-Kaçından mahkum oldunuz?
“Hiçbirinden. Hepsinden aklandım. Soruşturma raporlarımın hepsi pırıl pırıl! Aleyhimde hiçbir şey bulunamadı!
Cumhuriyet tarihinde bu kadar soruşturmaya uğrayan ve aklanan bir başka belediye başkanı yok. Buna rağmen görevden alındım. Bana inanmazsanız avukatım, sizin de yakından tanıdığınız Sayın Celal Ülgen'e
sorabilirsiniz!..”
Şaşkınlık içinde dinlediğimi görünce devam etti: “Maalesef “Saray”dan biriyle, partimden bir üst düzey yetkilinin ortaklaşa kumpasına uğradım. Sayısız kez linç edildim. Sadece FETÖ”cülük iftirasıyla ağır cezada yargılandığım bir davam kaldı. Orada da bilirkişi, iki ayrı yerde
yapılmış konuşmalarıma ait ses kayıtlarının, kes yapıştır yöntemiyle kurgulandığını ve böylece sanki aynı mekanda olmuş
gibi bir izleniminin yaratılmaya çalışıldığını, yani yine bir kumpasın söz konusu olduğunu belirledi. Halen Adli Tıpta olan
bu kurmaca iftiradan da beraat edeceğime inanıyorum…”
-Peki sizce neden bu kumpaslara uğradınız?
“Beşiktaş”ı imara kapadığım, zorunlu olmadıkça imar izni vermediğim, kısacası rant dağıtmadığım için!..”
★★★
Gittikten sonra hemen değerli dostum, saygın hukuk insanı Avukat Celal Ülgen'i arayarak Murat Hazinedar”ın
söylediklerini aktardım ve doğru olup olmadığını sordum.
“Hepsi doğru” dedi. “Kendisine korkunç bir kumpas kuruldu!..”
★★★
Eğer o yaz bahçesinde rastlamasaydım, Murat Hazinedar'ı yolsuzluklarla hatırlamaya devam edecektim.
O, biraz ilerimizdeki bir masada oturan eşi ve oğlunun yanına dönerken, Korcan”la aynı anda şunları söyledik:
“Allah herkesi kuru iftiradan korusun!..
Uğur Dündar - https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/ugur-dundar/hazinedar-7318115/