Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında düzenlediği fezleke, TBMM’ye ulaştı. Kılıçdaroğlu’nun 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde yaptığı konuşma delil gösterilerek, “Cumhurbaşkanı’na alenen hakaret” suçlaması ile 4 yıl hapsi ve bazı haklardan mahrum bırakılması istendi.
Soruşturma kapsamında TBMM’ye ulaşan fezlekede Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılması talep edildi.
Kılıçdaroğlu’nun 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde CHP Genel Merkezi’nde yaptığı basın toplantısındaki konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, 11 Ocak’ta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet dilekçesi verdi.
Cumhuriyet’ten Erdem Sevgi’nin haberine göre Kılıçdaroğlu hakkında soruşturma başlatan Başsavcılık; şikayet dilekçesi, ekleri ve bilirkişi raporları ışığında hazırlanan soruşturmayı tamamladı.
Kılıçdaroğlu’nun “Cumhurbaşkanı’na alenen hakaret suçunu işlediği” gerekçesiyle “dokunulmazlığının kaldırılmasını” talep eden fezleke Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Bakanlık’tan TBMM’ye ulaşan fezleke Karma Komisyon’a sevk edildi. Fezlekede, Kılçdaroğlu’nun TCK 299 kapsamında “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası alması, TCK 53 kapsamında da bazı haklardan mahrum bırakılması
NE OLMUŞTU?
Kılıçdaroğlu, 10 Ocak'ta, “2020 yılında bir ülkenin sözde cumhurbaşkanı, bir gazeteyi doğrudan hedef gösterip 'ben o gazeteyi okumuyorum, siz de satın almayıp, okumayın' diye çağrı yapıyorsa orada medya üzerindeki vesayeti ve baskıyı düşünün. Sıradan bir kişi bunu söylemiyor, devleti yöneten en tepedeki koltukta oturan zat söylüyor” ifadelerini kullanmıştı.
CHP liderinin bu sözleri üzerine Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “özür dilemesi” çağrısında bulunarak, “Sayın Cumhurbaşkanımıza 'sözde cumhurbaşkanı' demek, her şeyden önce milli iradeye yapılmış bir saygısızlıktır” demişti
AKP’den peş peşe tepkiler gelmiş, TBMM Başkanı Mustafa Şentop da, sosyal medya paylaşımında “Sözde Cumhurbaşkanı ifadesinin zararı, Anayasa’ya göre ve millet iradesiyle seçilen bir Cumhurbaşkanı’na değil, sözün sahibinedir. Anayasal kurumlara, meşruiyete, milli iradeye saygı göstermek, herkesin vazifesidir" ifadelerini kullanmıştı.