Afrika üzerinden gelen çöl sıcaklarıyla birlikte megakentte bugün hava sıcaklığı 40 dereceye yakın hissedildi.
Nem oranının yüzde 45'in üzerine çıkması, İstanbulluların sıcaklığı daha çok hissetmesine ve bunaltıcı bir gün geçirmesine yol açtı.
Asfaltta termometre 50 dereceyi gördü
Anadolu Ajansı (AA) ekibi de iki farklı noktada termometre ile sıcaklık seviyesini ölçtü. Telefon uygulamasında 35 dereceyi gösteren sıcaklık, asfalta bırakılan termometrede 50 dereceye kadar yükseldi.
Ormanlık alanda ise termometreyle yapılan ölçümde ağaçların sıcaklığın etkisini nasıl önlediği görüldü. Ağaçların oluşturduğu gölgelerin etkisiyle termometredeki sıcaklık 33 dereceye indi.
Fırıncılar ve dönerciler sıcak havada çalışırken zorlandı
Hava sıcaklığından en çok etkilenenler arasında fırıncılar yer aldı.
Mehmet Tekin, AA muhabirine, yazın işlerinin zor olduğunu ancak bugünlerde daha çok zorlandığını belirtti. Tekin, "Bu aralar sıcaklıkla boğuşan herkesin Allah yardımcısı olsun. Sıcak havaya dayanmakta zorlanıyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Bir başka fırıncı Tayfun Okumuş ise yıllardır bu mesleği yaptığını ancak bugünlerde etkisini gösteren sıcaklığın diğer günlere göre daha tesirli olduğunu söyledi.
Döner ustası Serhat Şahin, "Sıcaklar arttı ama müşteri memnuniyeti bizim için çok önemli, idare etmeye çalışıyoruz." ifadesini kullandı.
Çocuk parkları ve mesire alanları boş kaldı
Bunaltıcı hava ve sıcak çarpması uyarıları nedeniyle ana cadde ve sokaklarda çok fazla vatandaş olmadığı gözlendi.
Kartal, Pendik, Maltepe, Esenyurt ve Beylikdüzü gibi bazı ilçelerde çocuk parkları ve mesire alanları boş kaldı.
Boğaz'da yüzerek, gölgede oturarak serinlemeye çalıştılar
Sıcak havaya rağmen dışarıya çıkan vatandaşlardan bazıları ise gününü deniz kıyısında dolaşarak, yeşillik alanlarda piknik yaparak ya da Boğaz'da yüzerek değerlendirmeyi tercih etti.
Salacak sahilinde denize giren Burak Saydam, bugün hava sıcaklığının 38 derece civarında olduğunu, bu nedenle işe gitmeden önce serinlemek istediğini söyledi. Saydam, "Burada yarım saat yüzüp sonra duşumuzu alıp işe gideceğiz. 3 gündür bunalıyoruz. Dün de burada yüzdük. Karşıya kadar gidecektik, gidemedik geri döndük." diye konuştu.
Emre Aras da sıcaktan uyuyamadığını ve yüzerek serinlediğini belirterek, "Motora bindim direkt Üsküdar'a gelip denize girdim. Su serin ve buranın suyunu hiçbir yere değişmem. Herkese tavsiye ederim." değerlendirmesini yaptı.
Aşiyan sahiline gelen Kayhan Ekinci ise sıcak havadan bunaldıkları için ailesiyle burayı tercih ettiklerini aktardı. Ekinci, "Gönül ister ki şu anda Bodrum Yalıkavak'ta limonata yudumlayalım ama gönlün istediği her şey olmuyor. Biz de evde limonatalarımızı yaptık, çocuklarımızı aldık, attık kendimizi denize." ifadelerini kullandı.
Bazı vatandaşlar ise ormanlık alanlarda ve parklarda ağaçların gölgesinde oturarak serinlemeye çalıştı. Bu vatandaşlardan biri olan Ramazan Üstüner, kapalı yerlerin daha sıcak olduğunu, bu yüzden açık yerlerdeki gölgelik alanlarda oturmayı tercih ettiğini dile getirdi.
Çocuklardan "Gölgeni görmüyorsan gölgeye kaç" mesajı
İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, çocuklara sıcaktan etkilenmemeleri için "Gölgeni görmüyorsan gölgeye kaç." kuralının öğretilmesi gerektiğini ifade etti.
Ümraniye Millet Bahçesi'nde ağaçların gölgesinde aileleriyle piknik yaparak vakit geçiren çocuklar da bu kuralı sesli dile getirdi.
7 yaşlarındaki Veli Efe Basan ile Eylül Yılmaz, 5,5 yaşındaki Elanur Birsen Yılmaz, 8 yaşındaki Havin Hatun Mendil ile 9 yaşındaki Ümmü Hatun Mendil, "Gölgeni görmüyorsan gölgeye kaç." diyerek, yaşıtlarına mesaj verdi.
''Bunaltıcı sıcaklarda 15 dakikada bile sıcak çarpması yaşanabilir''
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim İkizceli, hava sıcaklığının yüksek derecelere ulaştığı bu günlerde güneş altında durulmaması gerektiğini çünkü "sıcak çarpması" denilen hastalığın meydana gelebileceğini söyledi.
Özellikle kronik hastalığı olanların bu günlerde çok dikkatli olmasını tavsiye eden İkizceli, normalde sağlıklı olan kişilerin bile sıcak çarpması nedeniyle hastanede yatacak pozisyona gelebildiğine dikkati çekti.
Prof. Dr. İkizceli, bu süreçte özellikle gölgede ve serin yerlerde durulması gerektiğinin altını çizerek, "Güneş altında 15-20 dakika durmak bile sıcak çarpmasına neden olabiliyor." uyarısında bulundu.
İşi gereği açık alanda çalışmak zorunda olan kişilere güneşten nasıl korunabileceklerine dair önerilerde bulunan İkizceli, "Koruyucu ekipman giymeleri lazım. Şapka ve güneş gözlüğü takmaları gerekiyor. Açık renkli, ince yapılı ve özellikle vücut ile kıyafet arasında boşluk kalmasını sağlayan keten ya da pamuklu kıyafetler tercih etmeliler." dedi.
Sıcak çarpmasının belirtilerine değinen İkizceli, "Sıvı kaybı oluyor ve özellikle baş ağrısıyla kendini gösteriyor. Belli bir süre sonra vücudun terleme mekanizması bozuluyor. Bundan dolayı vücut kendi ısısını düşüremiyor. 40-42 dereceye kadar vücut ısısı yükselebiliyor ve hipertermi meydana geliyor. Isı yükselmesine bağlı kişiyi komaya sokabiliyor. Vücut ısımız normalde 37-38 derece arasında çalışır. Yüksek ısılarda vücut mekanizması bozulur. Taşikardi meydana gelir. Buna bağlı kalp yetmezliği gelişebilir. Beyin ödemi oluşabilir. Ödem daha da artarsa koma meydana gelir." bilgisini verdi.
Vücut ısısı yükselen kişiye nasıl müdahale edilmeli?
Prof. Dr. İbrahim İkizceli, bu durumda yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
"Bir kişi uzun süre dışarıda kaldıysa ve vücut ısısı hafif yükseldiyse o kişiyi hemen nemli bezle silmek lazım. Terleme durumunu o nemli bezle sağlamak gerekiyor. Sonrasında kişi su damlalı vantilatörün karşısına geçirilebilir. Soğuk su içilebilir. Böyle yaparak vücut ısısının düşürülmesine çalışılmalıdır." ifadelerini kullandı.
Acil servislerine kusma, bayılma gibi hafif derecede güneş çarpması şikayetleri yaşayanların başvurduğunu ancak komaya giren bir hasta başvurusunun henüz olmadığını aktaran İkizceli, "Acilde hastanın vücut ısısını düşürmek için soğuk serumlar kullanıyoruz. Havale geçirmesini, komaya girmesini önlemek için mücadele ediyoruz. Gelişebilecek tepkiye göre etkide bulunuyoruz. Mesela havale geçiren hastaya antiepileptik kullanıyoruz. Ateş düşürücü ilaçlar kullanıyoruz." şeklinde konuştu.