Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne 403 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verildi.
İsrail ordusunun son 48 saatte Gazze'nin çeşitli bölgelerinde gerçekleştirdiği 5 ayrı katliamda 62 kişinin yaşamını yitirdiği, 147 kişinin yaralandığı kaydedildi.
Buna göre İsrail ordusunun Gazze'ye yönelik saldırılarında son 14 günde 502 kişi hayatını kaybetti, 1566 kişi de yaralandı.
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı 43 bin 665'e, yaralı sayısı da 103 bin 76'ya yükseldi.
Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
Gazze'deki hükümet: İsrail, Gazze'nin kuzeyinde 38 günde en az 2000 kişiyi öldürdü
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Müdürü İsmail es-Sevabite, AA muhabirine Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki son duruma ilişkin bilgi verdi.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyinde 38 gündür "etnik temizlik" yaptığını ve en az 2000 Filistinliyi öldürdüğünü belirten Sevabite, uluslararası topluma, Gazze'nin kuzeyinde Filistinlilere karşı uygulanan "soykırım savaşını durdurmak için acil müdahale" çağrısını yineledi.
Sevabite, ABD, İngiltere ve bazı Avrupa ülkelerini Gazze’deki “açlık ve soykırım politikasına ortak olmakla" suçladı.
Güvenli bölge yalanı
Sevabite, "İsrail, Filistinliler için güvenli ilan ettiği insani bölgelerin genişletildiğine dair sahte haritalarla dünyayı ve uluslararası toplumu yanıltıyor. İsrail ordusu, yardım sağlama, sahra hastaneleri kurma ve insani bölgeleri genişletme iddiasında bulunarak yanlış bilgiler yayıyor." ifadelerini kullandı.
İsrail ordusu tarafından sarı renkle işaretlenip "güvenli ve insani" olarak tanımlanan bölgelerin hedef alınarak bombalandığını, kadın, çocuk ve yaşlı çok sayıda sivilin hayatını kaybettiğini belirten Sevabite, Han Yunus’un batısındaki Mevasi bölgesi ve Deyr el-Belah’ın "güvenli" ilan edilmesine rağmen bombalandığını kaydetti.
İnsani yardımların geçişi engelleniyor
İsrail’in Gazze’ye insani yardım girişini engellemeye devam ettiğini belirten Sevabite, "İsrail’in uyguladığı kısıtlamalar, Gazze’deki insani krizi benzeri görülmemiş bir şekilde derinleştirdi. Başlıca yardım geçiş noktası olan Refah Sınır Kapısı'nın yaklaşık 190 gündür kapalı olması nedeniyle temel ihtiyaç malzemelerinde ciddi eksiklik yaşanıyor ve kuzeyde açlıktan ölüm vakaları artıyor." dedi.
Sevabite, Refah Sınır Kapısı'nın diğer tarafında 600 bin ton yardım ve gıda malzemesinin bekletildiğini, İsrail'in bunların geçişine izin vermediğini ifade etti.
Filistin Kızılayı, Gazze'nin güneyine düzenlenen saldırıda yaşamını yitiren Filistinlilerin naaşlarına ulaştı
İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları 403 gündür devam ederken ordunun Gazze'nin güneyindeki Refah kentinde bir grup Filistinliyi hedef aldığı saldırıda yaşamını yitiren Filistinlilerin naaşlarına ulaşıldı.
Filistin Kızılayına bağlı ekipler bölgeye giderek Filistinlilere ait naaşları bölgeden aldı.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 13 Filistinli öldü
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 13 Filistinli hayatını kaybetti.
Filistin haber ajansı WAFA'ya göre, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde bir grup Filistinliyi hedef alması sonucu 11 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı.
Gazze kentinin güneyindeki es-Sabra kentinde İsrail ordusunun bir evi bombalaması sonucu 2 Filistinli öldü, birçok kişi yaralandı.
İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliya en-Nezle bölgesini hedef alan saldırısında çok sayıda Filistinli yaralandı.
Gazze'nin orta kesiminde İsrail ordusuna ait topçu birlikleri Nusayrat Mülteci Kampı'nın batısını bombaladı.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 210'u çocuk, 11 bin 742’si kadın olmak üzere 43 bin 665 Filistinli öldü, 103 bin 76 kişi yaralandı.
Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
İsrail’in Gazze’de çadırı bombalaması sonucu 2 Filistinli öldü
AA muhabirine konuşan bir tıbbi kaynak, İsrail'in, Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Deyr el-Belah şehrindeki yerinden edilmiş Filistinlilere ait bir çadırı hedef alan saldırısında 2 kişinin yaşamını yitirdiğini, çocukların da aralarında olduğu 6 Filistinlinin yaralandığını söyledi.
Görgü tanıkları, Deyr el-Belah'ta İsrail saldırısında alev alan bir çadırdan iki kişinin cesedinin çıkarıldığını aktardı.
İsrail ordusu, Gazze'de yardım almayı bekleyen Filistinlileri vurdu
Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail ordusu Gazze kentinin batısında, sahile yakın bir bölgede gıda yardımı almak için bekleyen çok sayıda Filistinlinin bulunduğu bir binayı bombaladı.
Saldırıda çok sayıda kişinin öldüğü ve yaralandığı kaydedildi.
Bölgede çok sayıda ölü ve yaralının bulunduğunu aktaran tanıklar, yaralıların bir kısmının Gazze'deki Şifa Hastanesine getirildiğini ifade etti.
Ölü ve yaralı sayısına ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı.
İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 5 Filistinli hayatını kaybetti
Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre İsrail ordusu Han Yunus'un güneybatısındaki Kayzan Ebu Reşvan bölgesinde bazı ürünlerin sergilendiği bir tezgahı hedef aldı.
Saldırıda 2 Filistinli yaşamını yitirdi, yaralananlar oldu.
Sağlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nusayrat Mülteci Kampı'nda da bir evi bombaladı.
Saldırıda ilk belirlemelere göre 3 Filistinli yaşamını yitirdi, çoğu çocuk 10 kişi yaralandı.
Görgü tanıkları, hayatını kaybedenlerin naaşlarının çevre hastanelere parçalanmış halde geldiğini aktardı.
Gazze Şeridi'nin kuzeyinde ise İsrail ordusu, başta Cibaliya olmak üzere farklı bölgelere savaş uçaklarıyla saldırı düzenlemeye devam ediyor.
İsrail, gün içerisinde Gazze kentinde gıda yardımı almak için bekleyen çok sayıda Filistinlinin bulunduğu binayı hedef almıştı. Saldırıda ölü ve yaralıların olduğu kaydedilmişti.
Pentagon: Gazze'deki insani koşullarda "bir miktar ilerleme" var ancak "daha fazlası yapılmalı"
Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, günlük basın toplantısında soruları cevapladı.
Gazze'deki insani şartların iyileştirilmesi için Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin'in İsrailli mevkidaşlarına gönderdiği 13 Ekim tarihli mektupta verilen 30 günlük sürenin dolmasıyla ilgili Ryder, "ABD hükümeti açısından İsrail'in o mektupta belirtilen önlemlerden bazılarını ele almak için adımlar attığına inanıyoruz." dedi.
Ryder, Gazze'deki insani koşullar konusunda "bir miktar ilerleme" kaydedildiğini öne sürerek, "Ancak daha fazlasının yapılması gerektiğine inanıyoruz." diye konuştu.
Gazze'ye daha fazla insani yardımın ulaşması için İsrail'e baskı yapmaya devam edeceklerini savunan Ryder, "Eğer o mektup gönderilmemiş ve o görüşmeler yapılmamış olsaydı şu anda gördüğümüz ilerlemeyi göremeyecektik." ifadesini kullandı.
ABD'nin Gazze'deki insani durumla ilgili İsrail'e verdiği sürenin son gününde yaptırım çıkmadı
Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, günlük basın toplantısında, gazetecilerin Orta Doğu'daki gelişmelerle ilgili sorularını cevapladı.
Patel, "Şu anda İsraillilerin ABD yasalarını ihlal ettiğine dair bir değerlendirme yapmadık. Ancak en önemlisi, attıkları bu adımların nasıl uygulandığını, nasıl genişletilebileceğini izlemeye devam edeceğiz ve bu şekilde ABD yasalarına uyumlarını değerlendirmeye devam edeceğiz." dedi.
"Bazı ilerlemeler kaydedildiğini gördük, daha fazla değişiklik görmek istiyoruz. Bizim müdahalemiz olmasaydı bu değişikliklerin asla gerçekleşmeyeceğine inanıyoruz." ifadesini kullanan Patel, Tel Aviv yönetiminin yardımların geçişini daha da artırdığını görmek istediklerini dile getirdi.
Patel, ABD yetkililerinin, İsrailli mevkidaşlarıyla ABD müdahalesi sonucunda atılan adımlar ve atılması gereken ek adımlar konusunda görüşmeye devam ettiğini söyledi.
Gereklilikleri yerine getirmemesi durumunda İsrail'e karşı bir yaptırım olup olmayacağı sorusuna Patel, "Bugün duyuracağım bir ABD politikası değişikliği kesinlikle yok." cevabını verdi.
Patel, Gazze'deki durumun hala vahim olduğunu yineledi.
BM: Gazze'de en ağır uluslararası suçları anımsatan eylemlere tanıklık ediyoruz
BM Güvenlik Konseyinde (BMGK), Gazze'de kıtlık uyarısı ve gıda güvencesizliği konuları ele alındı.
Burada üye ülkeleri bilgilendiren Msuya, 7 Ekim 2023'ten bu yana BMGK'nin Gazze'de gıda güvencesizliği konusunda en az 16 kez bilgilendirildiğini ifade etti.
Msuya, Gazze'de sivillerin öldürülmesini, yıkımı ve insanlık dışı muameleleri şiddetle kınadıklarını anımsatarak, "Gazze'de evlerinden edilen, yerinden edilen sivillerin kimliklerinden ve onurlarından mahrum bırakıldığını, aile üyelerinin öldürülmelerine, yakılmalarına ve diri diri gömülmelerine tanık olduklarını gördük." diye konuştu.
Yaralı çocukların kollarına "Yaralı çocuk, ailesi hayatta değil" yazıldığına şahit olunduğunu ifade eden Msuya, Gazze'nin çoğunun artık molozlarla dolu bir harabe haline geldiğini belirtti.
Msuya, "Eğer sivillerin evlerinin yüzde 70'i hasar görmüş veya yok edilmişse, hangi ayrım gözetildi ve hangi önlemler alındı. Gazze'de en ağır uluslararası suçları anımsatan eylemlere tanıklık ediyoruz." diye konuştu.
"Gazze'de gördüğümüz günlük zulmün sınırı yok"
İsrail'in geçen ay Gazze'nin kuzeyinde başlattığı son saldırının "geçen yılın dehşetinin daha şiddetli, aşırı ve hızlanmış bir versiyonu" olduğunu vurgulayan Msuya, pek çok ailenin halen enkazın altında olduğunu, İsrail'in kazı ekipmanları için yakıtın ve ilk yardım ekiplerinin ulaşımını engellediğini dile getirdi.
Msuya, "Gazze'de gördüğümüz günlük zulmün sınırı yok gibi görünüyor." dedi.
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun'u 1 aydan uzun süredir kuşatma altında tuttuğuna dikkati çeken Msuya, buraya dün gıda malzemeleri ve su ulaştığını ancak bugün İsrail askerlerinin aynı bölgelerden insanları zorla yerinden ettiğini söyledi.
Msuya, kuşatma altındaki insanların yardım aldıklarında hedef alınacaklarından korktuklarını söylediklerini aktardı.
İsrail'in Gazze'nin kuzeyine insani yardımın girişini engellediğini kaydeden Msuya, yaklaşık 75 bin kişinin su ve gıda tedarikinin azaldığını belirtti.
Msuya, "Gazze'deki yaşam koşulları insanlık için uygun değil. Gıda yetersiz. Kış öncesinde gerekli olan barınma malzemeleri son derece kısıtlı. Kerem Ebu Salim (Şalom) Kapısı'ndan geçen yollar boyunca insani yardım konvoylarımıza yönelik şiddetli silahlı yağmalar, halkın düzeninin ve güvenliğinin çökmesiyle giderek daha organize hale gelmiştir." dedi.
"İsrail, işgal altındaki Batı Şeria'da da ölümcül taktikler kullanıyor"
Ekim ayında günlük gıda dağıtımının eylüle göre neredeyse yüzde 25 oranında azaldığına dikkati çeken Msuya, İsrail Meclisinin BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) ilişkin yasa tasarısının da insani yardım sağlama kapasitesini etkilediğini dile getirdi.
Msuya, işgal altındaki Batı Şeria'daki Filistinlilerin kötüleşen durumu konusunda da endişeli olduklarını belirterek, İsrail güçlerinin ölümcül taktikler kullanmaya devam ettiğini ifade etti.
"İnsanlığın en temel gereksinimleri hiçe sayılmaktadır." diyen Msuya, üye ülkelerin uluslararası insancıl hukuk ihlallerini engellemek ve durdurmak için diplomatik ve ekonomik baskı, silah transferleri ve cezasız kalmayla mücadele ederek etki etmeleri gerektiğini dile getirdi.
Msuya, "Şimdi, BMGK'nin BM Şartı uyarınca, uluslararası hukuka uyumu sağlamak ve kendi kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak için gücünü kullanma zamanıdır." ifadesini kullandı.
"Aç bırakmanın bir savaş yöntemi olarak kullanılması uluslararası hukuk tarafından yasaklanmıştır"
Üye ülkeleri bilgilendiren İnsan Haklarından Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Ilze Brands Kehris, İsrail ordusunun saldırılarını gerçekleştirme şeklinin uluslararası insancıl hukukun temel ilkeleri olan "ayrım gözetme, orantılılık ve önlem alma"yı sistematik olarak ihlal ettiğini gösterdiğini ifade etti.
İsrail saldırılarının, uluslararası hukuk kapsamında koruma altındaki hastaneler, okullar, elektrik, su ve kanalizasyon gibi yaşamsal hizmetler dahil olmak üzere Gazze'nin sivil altyapısını yok ettiğinin altını çizen Kehris, bu durumun kıtlık riskine doğrudan katkıda bulunduğunu söyledi.
Kehris, İsrail'in 220'den fazla BM personeli de dahil olmak üzere yüzlerce sağlık görevlisini, sivil polisi, gazeteciyi ve insani yardım çalışanını öldürdüğünü ifade etti.
"Yardımların miktarı geçen yılın en düşük seviyesine indi"
Binlerce Filistinlinin, genellikle zincirlenmiş ve gözleri bağlı bir şekilde Gazze'den İsrail'e götürülerek dış dünyayla iletişim kuramadan tutulduğunu belirten Kehris, şunları kaydetti:
"Bu sırada, insani yardımların girişi ve dağıtımı sürekli ve sürekli olarak engellenmektedir ve bu yardımların miktarı, geçen yılın en düşük seviyelerine inmiştir. İşgalci güç olarak İsrail, uluslararası hukuk gereğince Filistinli sivilleri koruma ve onların hayatta kalması için gerekli malzemeleri sağlama yükümlülüğüne sahiptir. Ancak Gazze'deki yıkımın bir yılı aşan etkisi, Gazze'deki Filistinliler için temel hizmetlere büyük bir darbe vurmuştur. Gazze'nin özellikle kuzeyindeki yaşam koşulları, giderek hayatta kalmaya uygun olmaktan çıkmaktadır."
Kehris, BM Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflaması (IPC) tarafından yayımlanan son raporda, Gazze'de kıtlığın yakın olduğu uyarısının yapıldığını anımsatarak, "Bu dehşet verici ihtimal, oradaki sivillerin insan haklarına yönelik bitmek bilmeyen saldırılardan ayrı bir şekilde ele alınamaz." değerlendirmesinde bulundu.
Son 5 haftada İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyindeki saldırılarının, büyük sivil can kaybına neden olduğunu ve özellikle kadınlar, çocuklar, yaşlılar, hastalar ve engellileri etkilediğini söyleyen Kehris, bu kişilerin birçoğunun, İsrail'in askeri kısıtlamaları ve kaçış yollarına yönelik saldırıları nedeniyle bölgede mahsur kaldığını ifade etti.
Kehris, İsrail saldırılarının düzenlenme şekli ve sıklığı, çok sayıda sivilin barındığı yerlerin sistematik olarak hedef alındığını ve nüfusun yoğun olduğu bölgelerde geniş etkiye sahip silahların sürekli olarak kullanıldığını gösterdiğini belirterek, "Bunun orantısız sivil can kayıplarına yol açtığı konusunda defalarca uyardık." dedi.
BM Yetkilisi, "Sivil nüfusu aç bırakmanın bir savaş yöntemi olarak kullanılması uluslararası insancıl hukuk tarafından kesinlikle yasaklanmıştır." ifadesini kullandı.
İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyinde operasyon yürütme şeklinin "İsrail'in burayı boşaltmayı ve hayatta kalanları güneye yerleştirmeyi amaçladığını düşündürdüğünü" dile getiren Kehris, "Bu aynı zamanda en ciddi nitelikteki vahşet risklerinin de varlığına işaret etmektedir." uyarısında bulundu.
"Fırsat penceresi yarın değil, bugün"
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Acil Durum Direktörü Rein Paulsen ise Gazze'de son haftalardaki gelişmelerin hiçbir makul açıklaması olmadığını ve şiddetin arttığını dile getirdi.
Gazze Şeridi'ndeki tarımsal gıda sistemlerinin çöktüğüne ve yerel gıda üretiminin yok olduğuna dikkati çeken Paulsen, "Son coğrafi analizler, geçen yıl çatışmaların tırmanışa geçmesinden bu yana günlük tüketimin üçte birini sağlayan tarım arazilerinin neredeyse yüzde 70'inin hasar gördüğünü veya yok edildiğini gösteriyor. Aynı şekilde hayvancılık da harap olmuş durumda; büyükbaş hayvanların neredeyse yüzde 95’i, koyun ve keçi sürülerinin ise yarısından fazlası ölmüş durumda." ifadelerini kullandı.
Paulsen, gıda üretimi ve gıdaya erişim olmadan gıda güvencesizliğinin artacağını belirterek, "Hayatları kurtarabiliriz ve kurtarmalıyız. Bu bir insani zorunluluktur ve bizim ahlaki sorumluluğumuzdur. İnsanların acilen gıda, su, tıbbi yardım ve diğer temel insani yardımlara ihtiyacı var. Açlık ilan edildiğinde, insanlar zaten geri dönüşü olmayan, nesiller boyunca sürebilecek sonuçlarla açlıktan ölecek. Bu yardımı sağlamak için fırsat penceresi yarın değil, bugün." diye konuştu.
Tüm uluslararası toplumun acil harekete geçmesi gerektiğinin altını çizen Paulsen, hemen ateşkese ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Paulsen, "Gıda güvenliğini sağlayabilmek için barış bir ön koşuldur ve gıdaya erişim temel bir insan hakkıdır." dedi.
ABD'nin BM Temsilcisi Greenfield: Gazze'nin kuzeyinde durum vahim ve felaket
Linda Thomas Greenfield, BM Güvenlik Konseyinde (BMGK), Gazze'de kıtlık uyarısı ve gıda güvencesizliği konularının ele alındığı oturumda konuştu.
ABD'nin BM Temsilcisi, "Burada lafı dolandırmaya gerek yok, brifing verenlerden duyduğumuz gibi, Gazze'nin kuzeyinde durum vahim ve felaket." dedi.
BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Joyce Msuya'nın verdiği bilgileri doğrulayan Greenfield, "Akıl almaz sayıda Filistinli sivil, birçok kadın ve çocuk öldürüldü." ifadelerine yer verdi.
Greenfield, Gazze'deki neredeyse her sivilin yeterli yiyecek, ilaç, temiz içme suyu ve barınaktan yoksun olduğunu hatırlatarak, bu insanların "sonsuza kadar acı çekmeye terkedilemeyeceğini" söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in aynı doğrultudaki sözlerine atıfta bulunan Greenfiled, Gazze'de silahlı çatışmanın son erdirilmesi, esirlerin evine dönmesi ve Gazze'de "yeni bir yönetim ile yeniden yapılanma sağlayacak bir yol haritası çizilmesi" gerektiğini kaydetti.
Yardımların ulaşması için ABD'nin İsrail'e müdahale ettiğini belirtti
ABD'nin BM Temsilcisi Greenfield, Gazze'nin kuzeyine yardımların ulaştırılması konusunda ABD'nin İsrail'e müdahale ettiğini, İsrail'in bunun üzerine "bazı önemli adımlar attığını" söyledi.
Greenfield, "Yine de İsrail, eylemlerinin tam olarak uygulanmasını ve iyileştirmelerinin zaman içinde sürdürülmesini sağlamalıdır." dedi.
Gazze'de zorla yerinden etme veya açlık politikalarıının uygulanmaması gerektiği konusunda isim vermeden İsrail'i uyaran Greenfield, aksi takdirde bunun ABD ve uluslararası hukuk meslektaşları açısından "ciddi sonuçlar doğuracağını" ifade etti.
UNWRA'nın rolüne dikkati çekti
ABD'nin BM Temsilcisi Linda Thomas Greenfield, BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNWRA), Gazze'ye insani yardım ulaştırma konusundaki "hayati önemine" vurgu yaptı.
Greenfield, "Ajans, Gazze'deki insani yardımın yaklaşık yüzde 80'ini kolaylaştırmaktadır. Şu anda vazgeçilmezdir ve bu nedenle İsrail'in UNRWA'yı hedef alan mevzuatın uygulanmasını durdurmasının acil önemini tekrarlıyoruz." dedi.
ABD'li diplomat bununla birlikte, UNWRA personelinin "küçük bir kısmının" 7 Ekim saldırısında yer aldığı ve Hamas'la bağlantısı olduğu yönündeki İsrail'in endişelerini de paylaştığını ifade etti.
Söz konusu iddiaların gözden geçirilmesi konusunu BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'i bir kez daha hatırlatan Greenfield, UNWRA hakkındaki yapılacak soruşturmaların ihtiyaç sahibi Filistinli siviller için, kuruluşun hayati öneme sahip faaliyetlerini engellemeyecek şekilde olması gerektiğini vurguladı.