Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kapatılmasıyla ilgili hazırladığı iddianamede "Aslında HDP ile PKK/KCK arasında bir fark yoktur. HDP silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın siyasi görünümlü bir uzantısıdır" ifadesi yer aldı. Selahattin Demirtaş, Pervin Buldan, Mithat Sancar, Sezai Temelli, Sırrı Süreyya Önder'in de aralarında bulunduğu 687 kişi için siyaset yasağı talep edildi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin'in Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kapatılması istemiyle hazırladığı iddianamenin detayları belli oldu.
Yüksek mahkemeye gönderilen iddianamede, "Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü, toplumun huzur ve güveni için HDP'nin temelli kapatılmasının hukuksal zorunluluk olduğu" kaydedildi.
"Davalı parti hiçbir milli meselede Türkiye'nin yanında yer almamış, karşısında kim varsa onların safında yer almayı tercih etmiştir" denilen iddianamede, "PKK/KCK silahlı terör örgütüne eleman temin etmekte HDP'nin aktif rol oynadığı" savunuldu.
İddianamede, HDP'nin ödenecek hazine yardımlarından tamamen yoksun bırakılması istendi.
İddianamede, Selahattin Demirtaş, Pervin Buldan, Mithat Sancar, Sezai Temelli, Sırrı Süreyya Önder'in de aralarında olduğu 687 kişi için 5 yıl süreyse siyaset yasağı talep edildi.
"HDP kongreleri örgütün propagandasının yapıldığı, teröristlere saygı duruşunda bulunulduğu 'PKK kongreleri' şeklinde cereyan etmiştir" denilen iddianamede, "HDP, terör örgütü PKK/KCK'yı açıkça desteklemekten öteye geçerek onun bir organı gibi faaliyette bulunmuştur" ifadesi kullanıldı.
Siyasette HDP'nin kapatılması tartışması
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP'nin kapatılması gerektiğini söylemiş, "Adalet ve hukuk mutlak surette devreye girmeli, HDP'nin kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır. Yani demem odur ki, HDP'yi Türk siyasetinin taşıma ve hazmetme kapasitesi dolmuştur. Bu terör ve bölücülük yatağı kapatılmalıdır" demişti.
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ise katıldığı bir televizyon programında "Parti kapatmalarının Türkiye'de olumlu sonuçları görülmedi" yorumunu yapmıştı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ise bu konudaki görüşünü AKP MYK toplantısında dile getirdiği öne sürülmüştü.
Hürriyet muhabiri Gizem Karakış'ın kulis haberine göre, Erdoğan, "En çok bizim ağzımız yandı bu konuda. Parti kapatmayı AKP zorlaştırdı. Bu bizim kararımız zaten. Parti kapatmak yerine kişiler üzerinden bir ceza verilecekse verilmelidir" değerlendirmesini yaptığı iddia edilmişti.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise "Eğer siz HDP'yi kapatarak 6-6,5 milyon kişiyi cezalandıracaksanız bunun adı demokrasi değil. Tüzel kişi suç işlemez, onun içindeki insanlar suç işleyebilir. Zaten onlarla ilgili varsa bir şey davalar açıyor, insanları tutukluyor, hapse atıyorsunuz, kayyımlar atıyorsunuz. Haklı mısınız haksız mısınız o da belli değil, çünkü bir yargı kararı belli değil" ifadelerini kullanmıştı.
"Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsunları ise, Anayasa böyle tanımlıyorsa, tüzel kişilik suç işlemez, içindeki insanlar suç işlerler" görüşünü paylaşan CHP lideri, "Varsa onunla ilgili bir şey, davalar açıyorsunuz zaten, hapse atıyorsunuz, kayyumlar atıyorsunuz zaten. Haklı mısınız, haksız mısınız, o da belli değil çünkü netleşmiş bir yargı kararı yok. HDP üzerine olağanüstü bir baskı uygulanıyor" diye konuşmuştu.