Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'de ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için İsrail'e baskı yapılması gerektiğini belirterek, "Hamas'ın bu şartları kabul etmiş olması, İsrail tarafından maalesef bir zayıflık ve teslimiyet olarak algılanıyor. Bunu daha da ileri taşımanın yolları aranmakta. Bu son derece tehlikeli bir anlayıştır. Son derece tehlikeli bir stratejik hesaptır." dedi.
Fidan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ile görüşmesinin ardından Dolmabahçe Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisi'nde gerçekleştirilen ortak basın toplantısında konuştu.
Gazze'de ateşkese ilişkin soruya yanıtında, Gazze meselesini birinci öncelikli madde olarak gündemde tuttuklarını kaydeden Fidan, buradaki insanlık dramını bir an önce durdurmanın önemli olduğuna dikkati çekti.
Fidan, mevkidaşıyla bunu da değerlendirdiklerini dile getirerek, "Özellikle son bir haftada Hamas'ın aldığı barıştan yana tutum ve İsrail'in buna karşılık sürekli oyun bozan bir rol oynaması şunu bir kez daha gösterdi. İsrail'in, (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu hükümetinin ateşkesle, barışla ilgili hiçbir niyeti yok. Bunu defaatle gösterdi. Biz Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) ortaya koyduğu iradeyle gerçekten barışa sonuna kadar destek vermek için her türlü çabayı gösteriyoruz." diye konuştu.
Gerek taraflara, gerek müzakerede aracılık yapan ülkelere yönelik desteklerinin ortada olduğunu hatırlatan Fidan, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Dışişleri Bakanlığının sürekli çalıştığını, her türlü desteği verdiğini ve yapıcı yaklaşımı sürdürdüğünü anlattı.
Bakan Fidan, özellikle Hamas'ın son tekliflere verdiği olumlu cevabın İsrail tarafından kabul edilmemesi ve sürekli yeni bahanelerin getirilmesinin hem müzakere eden tarafları zor duruma soktuğunu, hem de ateşkesle ilgili yeni bir çıkmaz oluşturduğunu söyledi.
"İsrail'e baskı yapılması gerekiyor"
Dünya kamuoyuna seslenen Fidan, "İsrail'e baskı yapılması gerekiyor. Hamas'ın bu şartları kabul etmiş olması İsrail tarafından maalesef bir zayıflık ve teslimiyet olarak algılanıyor. Bunu daha da ileri taşımanın yolları aranmakta. Bu son derece tehlikeli bir anlayıştır. Son derece tehlikeli bir stratejik hesaptır. Buradan gidilirse daha büyük bir kan, daha büyük bir dram ve gözyaşı ortaya çıkar, bütün bölgeyi daha da büyük bir ateşe atacak." ifadelerini kullandı.
Fidan, İsrail'in de bir an önce ateşkes anlaşmasını kabul etmesi ve akan kanı durdurması tavsiyesinde bulunarak, "Aksi takdirde daha önce uyarılarımız nasıl haklı çıktıysa bunda da haklı çıkmak istemiyoruz." şeklinde konuştu.
Dışişleri Bakanı Fidan, "Ama akıl, insaf ve izan sahibi herkesin gördüğü bir gerçeklik var. Bu yolda giderseniz daha fazla ölüm, daha fazla katliam ve daha fazla istikrarsızlık ortaya çıkar. Bunu da görmek istemiyoruz." dedi.
"Türk-Suudi Koordinasyon Konseyi'nin canlandırılmasını arzu ediyoruz"
Fidan, Türk-Suudi Koordinasyon Konseyi'nin canlandırılmasını arzu ettiklerini vurgulayarak, "Biraz önce söz konusu mekanizmanın işleyişini düzenleyen protokolü de imzaladık. Konseyin ikinci toplantısını bu yıl içerisinde Riyad'da yapma konusunda da mutabık kaldık. Koordinasyon Konseyimiz diplomasiden kültüre, ticaretten sağlığa, askeri işbirliğinden enerjiye çok farklı alanlarda işbirliğini yürütecek 5 alt komiteden oluşmakta. 2 ülkeden farklı kurumların yer aldığı bu komitelerin çalışmalarıyla ikili ilişkilerimizi her alanda daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz." diye konuştu.
İki ülke arasındaki ticaret hacminin geçen sene 6,8 milyar dolara ulaştığına işaret eden Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suudi bakanı kabulünde ilk etapta 10, ardından ise 30 milyar dolar ticaret hacmi hedefi koyduğunu kaydetti.
Fidan, tekrar gündeme alınan Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi Serbest Ticaret Anlaşması'nın hedeflere ulaşmak açısından katkı sağlayacağını ve bir an evvel imzalanması için çalıştıklarını ifade etti.
Suudi Arabistan'ın Türk müteahhitlerin en fazla proje üstlendiği ülkeler arasında yer aldığına değinen Fidan, müteahhitlerin Suudi Arabistan'ın "Vizyon 2030" projeksiyonu, ev sahipliği yapacağı EXPO 2030 ve FİFA 2034 Dünya Kupası kapsamında altyapı çalışmalarına katkı sunmaya hazır olduğunu söyledi.
Bakan Fidan, Suudi Arabistan Savunma Bakanı Halid Bin Selman'ın geçen hafta Türkiye'ye yaptığı ziyaretin askeri ve savunma sanayi alanındaki işbirliği bakımından çok önemli adım olduğunun altını çizerek, Suudi mevkidaşıyla savunma işbirliğini güçlendirme yönündeki ortak iradelerini teyit ettiklerine dikkati çekti.
"İsrail ve Netanyahu ne zaman yapıcı bir hava oluşsa yeni katliamlara imza atıyor"
Mevkidaşıyla bölgesel konuları da ele aldıklarını aktaran Fidan, Sudan başta olmak üzere Afrika'daki gelişmeleri, Yemen'i ve Gazze'de ateşkes meselesini istişare ettiklerini aktardı.
Fidan, Türkiye'nin Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması için müzakere süreçlerine destek verdiğini ve önceliklerinin belli olduğunu, müzakere edilen ateşkes planının bir an önce İsrail tarafından onaylanması gerektiğini bildirdi.
"Silahların susması ve akan kanın durması, insani yardımların kesintisiz girişinin sağlanması, rehine ve tutsakların karşılıklı olarak serbest bırakılması öncelik taşımaktadır." şeklinde konuşan Fidan, şöyle devam etti:
"Ancak İsrail ve (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu ne zaman bu konuda olumlu ve yapıcı bir hava oluşsa yeni katliamlara imza atıyor. Bu da aslında onların barışla ilgili hiçbir niyetlerinin olmadığını, sadece bir propaganda aracı olarak görüşmelere girdiklerini düşündürüyor. Dün Han Yunus'ta sivillere yapılan saldırıdan sonra İsrail'in niyetinin bu çatışmayı durdurmak değil, Filistin halkını yok etme siyasetine devam etmek olduğunu anlıyoruz."
Bakan Fidan, İsrailli yetkililerin eninde sonunda uluslararası mahkemeler önünde hesap vereceğini vurgulayarak, İsrail güçlerinin Gazze'yi tamamen terk etmeleri ve Gazze'nin yeniden inşa sürecinin zaman kaybetmeden başlaması, kalıcı barışın sağlanması için başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulması gerektiğini söyledi.
"Adil olmayan bir barış asla kalıcı olamaz." diyen Fidan, Suudi Arabistan ve Türkiye'nin İsrail'in, barış vizyonunu fütursuzca reddetmesine ve savaşı bölgeye yayma çabalarına şiddetle karşı çıktığının altını çizdi.
Fidan, Gazze'deki vahşetin durması ve iki devletli çözüm temelinde siyasi sürecin başlatılması noktasında Türkiye'nin Suudi Arabistan'la görüş birliği içerisinde olduğunu kaydetti.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan en zor durumlarda dahi diyalog kapısını açık tutuyor"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye'deki rejimin lideri Beşşar Esed'i Türkiye'ye davet edebilecekleri yönündeki açıklamasına ve sürecin nasıl yürütüleceğine ilişkin soruya yanıt veren Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çok uzun zamandır bu konuda kapalı ve açık şekilde diplomasi yürüttüğünü vurguladı.
Fidan, Türkiye'nin, dünyanın farklı bölgelerindeki arabulucu rolüne değinerek, "Bu aslında Türkiye'nin bölgede bir barış, huzur ve istikrar arayışında oluşunun en büyük göstergesi." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en zor durumlarda dahi diyalog kapısını dolaylı veya direkt sürekli olarak açık tuttuğunu kaydeden Fidan, Suriye ile de 2017'den itibaren çeşitli formatlarda başlayan diyalog kanalının neticeye ulaşması gerektiğini dile getirdi.
Bakan Fidan, Türkiye'nin 2017'den bu yana Rusya ve İran aracılığıyla Suriye ile yaptığı çeşitli düzeydeki görüşmeleri hatırlatarak, "Bölge artık barış ve istikrarı arayan bir iklime gelmiş durumda. Zamanın ruhu bizi barışı aramaya, istikrarı aramaya zorluyor. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımız burada liderlik vizyonunu kullanarak en üst düzeyden bir barış çağrısında bulunmuştur. Bu son derece kıymetli bir çağrıdır. Umarım bunun değerini anlarlar. Bu herhangi bir çaresizliğin, herhangi bir zayıflığın durduğu yer değildir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir barış vizyonunun yansıması olarak bu çağrıda bulunduğunu aktaran Fidan, "Bu çağrı önemli bir çağrı. Bizim tavsiyemiz bu çağrının dikkate alınması." değerlendirmesini yaptı.
Fidan, Suriye'de şu anda çok karmaşık bir tablonun olduğunu, bunun konuşulmaya başlanması ve sorunların ciddi şekilde tartışılması için bile ciddi zamana ihtiyaç duyulduğunu belirterek, Türkiye'nin kendi ihtiyaçlarının yanı sıra Suriye'nin siyasi bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünü de düşündüğünü vurguladı.
Bakan Fidan, öte yandan 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararının ortaya koyduğu prensipler çerçevesinde ulusal diyalog mekanizmasının geliştirilmesi ve uluslararası toplum tarafından desteklenen bir çözüme gidilmesinin önemli olduğuna işaret etti.
"Biz Suriye muhalifleriyle ilgili durduğumuz yeri değiştirmiyoruz"
Türkiye'nin Suriye muhalefetiyle ilgili görüşlerinin değiştiği yönündeki iddialara yanıt veren Fidan, "Biz Suriye muhalifleriyle ilgili durduğumuz yeri değiştirmiyoruz. Suriyeli muhaliflerin rejimle olan ilişkilerinde kendi özgür kararı, kendi özgür tercihi esastır." ifadelerini kullandı.
Fidan, Türkiye'nin Suriyeli muhaliflerle terör örgütlerine karşı omuz omuza yıllardır mücadele verdiğini belirterek, "Bizim vefalı ve büyük bir ülke olarak bu fedakarlığı unutmamız mümkün değil." dedi.
Suriye muhalefetinin Suriye rejimiyle ne türden bir diyalog içerisinde olacağının onların kararı olduğunu vurgulayan Fidan, öte yandan Suriyeli muhaliflerin kontrol ettikleri bölgelerde Türkiye'ye daha fazla mülteci gelmesini, kaçakçılığı ve organize suçu engellediklerini dile getirdi.
Bakan Fidan, "Ayda bir istihbarat teşkilatımızla, güvenlik kuvvetlerimizle işbirliği yaparak bir DEAŞ hücresi yakalanıyor. Bir çete hücresi yakalanıyor. Bu arkadaşlar birçok konuda sınırımızda, sınırın öbür tarafında gerçekten Türkiye'nin ulusal çıkarlarına fevkalade hizmet eden adımlar atıyorlar." diye konuştu.
Türkiye'deki mültecilerle ilgili politikalarının da hiç değişmediğini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iradesinin halen aynı olduğunu vurgulayan Fidan, "Gönüllü olmadığı sürece biz kimseyi buradan zorla gönderecek değiliz. Bu konuda ortaya atılan provokatif iddiaların da hiçbir geçerliliği yoktur." ifadelerine yer verdi.
Fidan, Suriye ile normalleşme konusunda Rusya ve İran'ın yapıcı rol oynamasını beklediklerini dile getirerek, Suudi Arabistanlı mevkidaşıyla bu konuyu ele aldığını, Suudi Arabistan'ın da yapıcı rol oynayacağını söyledi.
Toplantı kapsamında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suudi Arabistan Krallığı Hükümeti Arasında Koordinasyon Konseyi Kurulmasına İlişkin Mutabakat Belgesinin Tadili Protokolü" imzalandı.