Dağlık Karabağ'daki savaşın Azerbaycan'ın kazanımlarıyla sonuçlanmasının ve Başbakan Vekili Nikol Paşinyan'ın protestolar nedeniyle istifa etmesinin ardından Ermenistan halkı bugün sandık başına gidiyor.
Ermenistan'da ilk defa rekor denecek seviyede 22 parti ve 4 ittifakın katılacağı seçimde, 2 milyon 581 bin 93 seçmen oy kullanabilecek.
Bu siyasi hareketler arasında Başbakan Vekili Nikol Paşinyan'a ve 3 eski cumhurbaşkanına ait partiler de yer alıyor.
Görevini seçime kadar geçici olarak sürdüren Paşinyan, bu seçime 'Sivil Sözleşme Partisi' ile katılıyor.
Ermenistan'ın ilk Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan (1991-1998) 'Ermeni Ulusal Kongre Partisi', eski Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan (1998-2008) ise 'Ermenistan İttifakı' ile yarışacak.
Paşinyan'ın halk hareketi başlatarak koltuğundan ettiği eski Cumhurbaşkanı ve Başbakan Serj Sarkisyan (2008-2018), bu seçime doğrudan girmese de desteklediği 'Onurum Var İttifakı' oy pusulasında yer alacak.
Seçimde, kısa bir süre önce yapılan değişiklikle 'nispi temsil sistemi' uygulanacak.
Daha önceki dönemlerde en az 105 sandalyeli parlamentoya, 2018'de yapılan seçim sonucunda eski sistem gereği 132 milletvekili girmişti. Yeni sistem nedeniyle, bu seçim sonucunda parlamentoda tam olarak kaç milletvekilinin olacağı şimdilik net değil.
Öne çıkan adaylar Paşinyan ile Koçaryan
Seçim yarışının Paşinyan ve eski Cumhurbaşkanı Koçaryan’ın arasında geçmesi bekleniyor. MPG isimli bir araştırma şirketinin Ermenistan’daki seçimle ilgili yaptığı anketin sonuçlarına göre Paşinyan’ın Sivil Sözleşme Partisi yüzde 22.4 oy ile birinci sırada yer alırken, Koçaryan’ın Ermenistan İttifakı ise yüzde 20.6 oy ile Paşinyan’ın partisini takip ediyor.
Seçim sonrası senaryolara göre, parlamentoya Paşinyan ve Koçaryan’ın partisinin yakın oy oranlarıyla girmesi halinde bir koalisyon hükümetinin kurulması gündemde olacak. Bu durumda parlamentoya girecek üçüncü kilit parti, Paşinyan’ın mı yoksa Koçaryan’ın mı başbakan olacağına karar verecek.
Paşinyan, başbakanlık görevi süresince icraatlarının muhalefet tarafından başarısızlıkla suçlanmasına karşılık, ekibinin zaten 'çökmüş bir sistemi' devraldığını savunuyor. Üç yılın sorunları gidermek için yeterli bir süre olmadığını belirten Paşinyan, tekrar iktidar olması halinde ülkedeki bütün sorunları düzelteceğine söz veriyor.
Başbakanlık görevi süresince Ermenistan’ı silahlandırdığını vurgulayan Paşinyan, Ermeni ordusunda son 10 yılda alınan silahların yüzde 70-80’inin kendi döneminde alındığını belirtiyor.
Karabağ’da Azerbaycan ordusunun başarısı karşısında Ermenistan’ın yenilmesinin sorumlusunun 'Ermeni ordusunun yöneticileri' olduğunu söyleyen Paşinyan, 'Bakü’nün, kendi partisinin iktidara gelmesinden yana olmadığı' tezini savunuyor.
Ermenistan’ın barış içinde kalkınmasını istediğini ifade eden Paşinyan, seçimlerden sonra güvenlik, ekonomik ve sosyal problemlerle ilgilenmeye devam edecekleri vaadinde bulunuyor.
Başbakan Vekili, Türkiye’yi Ermenistan’ın düşmanı olarak sayıyor. Geçen ay parlamentoda yaptığı konuşmada bu düşmanlığın tarihsel olarak yaşandığını söyleyen Paşinyan, Türkiye’nin yine de komşu olduğunu, 'düşmanlığının yönetilebilir hale geldiğini' iddia etti.
Paşinyan, oy alabilmek için Karabağ'ın geleceğiyle ilgili de vaatlerde bulunuyor.
Koçaryan ise Paşinyan’ın Rusya ile Ermenistan arasındaki ilişkileri bozduğunu, iki ülkenin pek çok alanda çıkarlarının örtüştüğünü söylüyor. Koçaryan, seçmenlerine Ermenistan ile Rusya arasındaki ilişkileri iyileştirme sözü veriyor.
İktidarın, devletin bütün kurumlarını yönetemediğini ve öncelikle bu sorunu giderecekleri söyleyen Koçaryan, güvenlik meselesini çözeceğini savunuyor. Ülkenin en önemli sorunlarından biri olan yurt dışına göçü önleme sözü veren Koçaryan, son üç yıldır ülkede mevcut yönetimin gerçekleştirdiği bütün eylemleri yargıya taşıyacağını söylüyor.
Koçaryan'ın, siyaset propagandasında Türkiye’nin en büyük tehdit olduğu iddiası da yer alıyor. Karabağ’da barış anlaşması olmadığını ve krizin çözülmediğini iddia eden Koçaryan, bölgenin statüsünün hala sürdüğü görüşünde.
Seçimler sonucunda herhangi bir hükümet ya da koalisyon hükümetinin kurulamaması halinde ise en çok oy almış ilk iki sıradaki ittifak ya da partinin katılımıyla yeniden seçime gidilmesi öngörülüyor.