Yağdanlıkları (ve sanırım onların şerrinden çekinen aklı başında pek çok yazar-çizer) her fırsatta onunla ilgili konuşmaya başlamadan önce:
“Dürüst adamdır” dedikten sonra, “ama-fakat” sözcüklerini de ihmal etmeden bir şeyler söylerler…
Ben aynı kanıda değilim…
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz“!..
***
Dürüst adammış, dürüst!
Öyle mi?
“Geç bunları anam-babam, geeeç bunlarıııııııı…”
Dürüstlük herkeste olması gereken bir özelliktir, sermaye olarak kullanılamaz…
***
Bakalım öyle midir:
Bayram tatili başlamadan önce nasıl demişti “dürüst adam”?
“CHP kimseye altın tabak içinde genel başkanlığı sunmaz.”
Bu “veciz” ifadenin gerekçesini de koymuştu.
“Bu davranış CHP geleneğinde yoktur” demiş…
CHP geleneğini ağzına en son alacak “dürüst adam”a bir hatırlatma yapmak şart oldu:
Emperyalizme tarihinde ilk defa diz çöktüren Kuvayı Milliyeci’lerin kurduğu CHP’nin geleneğinde emperyalizme uşaklık yapmak da yoktur.
“İşbirlikçilik” ve “uşaklık” senin Y-CHP’nle başladı…
Sen görevli eleman mısın yoksa?
Biraz utanır insan…
***
Ben diyorum ki, Bay Kemal dürüst bir lider değildir!
Duygularımla konuşmuyor, iddiamı ispatlamaya hazırım…
***
Zira:
Dürüst adam, “yalan” söylemez.
Dürüst adam, “kapris” yapmaz.
Dürüs adam, “eğilip-bükülmez“.
Dürüst adam, “egosuna” yenik düşmez; kendinden ve çevresindekilerin çıkarlarından önce, ülkesinin ve halkınınkileri düşünür.
Dürüst adam, “demokrasinin” gereklerine göre kararlar alır, kendine yetki verenleri enayi yerine koymaz.
Dürüst adam, hatalarını kabul eder, “yanlışta ısrar” etmez.
Dürüst adam, sırası geldiğinde “özür” dilemesini bilir; “kibirli” davranmaz ve emaneti sahiplerine geri verir.
Dürüst adam kendini vazgeçilmez sanmaz.
Dürüst adam, “doğruluktan” ayrılmaz.
Dürüst adam, “koltuğuna” yapışmaz.
Dürüst adam, Atatürk ve İnönü’yü “itibarsızlaştırma yarışında” yer almaz.
Dürüst adam, “laiklik ilkesi“ne aykırı davranmaz.
Dürüst adam, “Alevi“liğini öne çıkarmaz.
Dürüst adam, “seyyidlik” iddiasında bulunmaz.
Dürüst adam, “emperyalizme karşı” durur, “tam bağımsızlık“tan yana olur.
Dürüst adam, terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG için “özgürlük savaşcılarıdır” demez.
Dürüst adam, gazetecileri “atlatarak” ABD’li yetkililerle gizli gizli görüşmez.
Dürüst adam, “yetkili kurullara götürmeden“, peşinen Ukrayna’dan yana tavır almaz.
Dürüst adam, CHP’nin “NATO’nun genişlemesinden” yana olduğu izlenimini verecek şekilde açıklama yapmaz.
Dürüst adam, “toprak bütünlüğümüz ve sınır güvenliğimiz” için yapılması zorunlu olan operasyonlara karşı çıkmaz.
Dürüst adam, NATO’nun “Libya’ya müdahalesi“ne destek vermez.
Dürüst adam, Londra’da “tefecilerle” gizli kapaklı görüşmez.
Dürüst adam, kendini seçtirmek için “milletvekilliklerini rüşvet” olarak dağıtmaz.
Dürüst adam, bir daha seçim olsa yine Ekmeleddin’in aday gösteririm demez.
Dürüst adam “tıpış tıpış” sözcüğünü asla kullanmaz.
Dürüst adam, “Tıpış tıpış sandığa gideceksin, şakası makası yok! Ekmeleddin İhsanoğlu’na oyunu vereceksin! Adam gibi sandığa gideceksin!” talimatını veremez…
Dürüst adam, yüzde 25’in altına düşünce; “kaptan benim gemiyi limana kadar yine ben götüreceğim” diyerek saçmalamaz.
Dürüst adamda, (kendi tabiri ile söyleyelim) biraz utanma, biraz onur, biraz da ar olur.
Dürüst adam, (yine kendi tarifi ile söyleyelim) karakterli olur.
Dürüst adam, Soros’un finanse ettiği dernekte kurucu olmakla övünmez.
Dürüst adam, sürekli halkın sırtında yürümez.
Dürüst adam, şeriatçı, gerici-yobaz Seyit Rıza ile Şeyh Said’i “kanaat önderi” olarak sahiplenmez; bunların takipçilerinden asla ve asla helallik istemez.
Dürüst adam, CHP’yi Seyit Riza’dan özür diletmez.
Dürüst adam, FETÖ’cülere kol-kanat germez, onları “meşru” bir yapı gibi göstermez.
Dürüst adam, FETÖ kumpası ile hapse atılan kahraman TSK mensuplarına sahip çıkar; “yargı kararlarını bekleyelim, CHP’yi darbecilerle yan yana göstermeyelim” demez.
Dürüst adam, PKK’nın Meclis’teki uzantısı HDP‘nin eş genel başkanı hakkında yargılaması devam ederken, “serbest bırakılsın” diyemez.
Dürüst adam, Şeriatçılar devleti ele geçirmişken, “şeriat tehlikesi vardır diyemem” demez.
Dürüst adam, “yedeklerine kadar sandık görevlileri hazır, hepsine eğitim verildi. Bir oyu bile heba etmeyeceğiz” diyerek halkı aldatan, gerçekte sandıklarda yeteri kadar görevli bulundurmayı beceremeyen yeteneksiz yalancıları CHP’nin üst düzey yönetim kademelerine getirmez.
Dürüst adam, seçim yenilgisi aldığında “başarılıyız” demez.
***
Fikrimce:
Bay Kemal’in “dürüst” olmadığı kesindir!
“Adam” olup olmadığını ise Türk halkı 13 yılda 12 kez sandığın dibine gömerek karar vermiştir.
CHP’lilerin de ilk Kurultay’da kararlarını vererek, defterini dürmeleri şarttır…
Aksi halde AKP’den kurtulmak için tüm yollar kapanacaktır!..
Çünkü, “Kuruluş Ayarları“na dönmeyen CHP muhalefet görevini kesinlikle yapamayacaktır…
Av. Cemil Can