İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na mahkeme tarafından verilen ceza sonrasında İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı yeniden yüksek sesle dillendirilmeye başlanırken, gerek CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “İmamoğlu’nun İstanbul’a hizmet etmeye devam etmesinin önünü kesemeyeceksiniz” açıklaması ile İmamoğlu’na kapıları kapatması, gerek CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç’un “CHP’nin adayı nettir ve adayımız Kılıçdaroğlu’dur” açıklamaları perde arkasında yaşanan “Seçim sonrası döneme dair” ekipler savaşını da gözler önüne sermiş oldu.
İMAMOĞLU ADAY OLAMAZSA CHP GENEL BAŞKANLIĞI’NI HEDEFLİYOR
Kamuoyu ve İYİ PARTİ lideri Meral Akşener’in de desteğini arkasına alan Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmak istediği bilinen bir gerçeklik.
İmamoğlu bu isteğini son olarak katıldığı bir televizyon programında “Bu omuzlar tüm yükleri kaldırır” ifadeleri ile dile getirmiş, Saracoğlu mitinginde de adeta adaylık konuşması gibi bir konuşma yapmıştı.
Ancak İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı gösterilmediği takdirde hedefine CHP Genel Başkanlığı’nı koyduğu ve bunun için de çalışmalara çoktan başladığı ifade ediliyor.
10 ARALIK EKİBİ İLE İMAMOĞLU EKİBİ MÜCADELE HALİNDE
CHP Kurultaylarının belirleyicisi konumundaki İstanbul’da ilçe ilçe yoğun bir çalışma yapan İmamoğlu ekibi tüm gücüne rağmen henüz İstanbul delegasyonuna tam anlamı ile hakim olabilmiş değil. Zira İstanbul üzerinde 10 ARALIK HAREKETİ’nin 3 tepe isminden birisi olan Canan Kaftancıoğlu’nun büyük bir etkisi var.
Öte yandan İstanbul’da önemli bir denge unsuru olan eski il başkanı Cemal Canpolat ve ekibinin de tavırlarını net biçimde ortaya koymadıkları ifade ediliyor.
Eski Genel Başkan Yardımcılarından Gökhan Günaydın öncülüğünde ekibini oluşturan İmamoğlu’nun “Ekibinde” bazı illerin il başkanlarının, eski bazı PM üyelerinin yer aldığı ve hali hazırda PM’de yer alan bazı isimlerin de İmamoğlu ekibine dahil oldukları ifade edilmekte.
İmamoğlu’nun ekibi Türkiye genelinde illerde şimdiden CHP Kurultayına yönelik çalışmalara başlamış durumda.
İmamoğlu ekibi sadece parti içerisine değil çeşitli STK’lara da önem veriyor. Temasta olunan önemli STK temsilcilerinin ekibe dahil edilerek önce bu STK’lar üzerinde etki kurulması sonrasında bu STK’ların CHP’li parti üyelerinin il,ilçe ve Kurultay seçimlerinde İmamoğlu listelerine destek vermesinin sağlanmasına yönelik de bir strateji uygulanıyor.
Öte yandan 10 ARALIK EKİBİ ve İmamoğlu ekibinin yoğun biçimde güç mücadelesi yaşadığı bir başka alan ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri.
CHP’nin bu bölgelerde seçimlerde çok az oy alması, sınırlı sayıda vekil çıkartmasına rağmen Doğu ve Güneydoğu delegasyonu Kurultay için çok önemli bir denge unsuru olan toplam yekün Kurultay delegesine tekabül etmekte.
Bu nedenle İmamoğlu ekibi ile 10 ARALIK EKİBİ Doğu ve Güneydoğu’da kıyasıya bir güç mücadelesi verirken bu bölgelerde partide Doğu Masası’nı kurarak Doğu ve Güneydoğu delegasyonunu ve örgütlerini yeniden şekillendiren 10 ARALIK HAREKETİ’nin lideri konumundaki CHP Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı’nın yetki gücünün de olması 10 ARALIK EKİBİ’ni İmamoğlu ekibinin önüne geçiriyor.
BATTAL İLGEZDİ “STRATEJİK DENGE” UNSURU
Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi ise bu denklemler içerisinde çok “Stratejik” öneme sahip bir isim olarak dikkat çekiyor. Bundan önceki süreçte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu adına İstanbul İl Delegasyonunun dizaynını Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ile birlikte gerçekleştiren 2 isimden birisi olan İlgezdi’nin gücü çok daha fazla artmış durumda.
İlgezdi şu an İstanbul’da 8 ilçe örgütünün kontrolünü elinde tutmakla kalmıyor, Malatya, Erzincan gibi bazı Doğu illerini de finanse ederek kontrolü altına almış durumda. Dolayısı ile çok önemli bir delegasyon gücüne tek başına sahip olan, eşi Gamze Akkuş İlgezdi ise Genel Başkan Yardımcısı olan Battal İlgezdi’nin şu an için hem 10 ARALIK EKİBİ’ne hem İmamoğlu ekibine eşit mesafede durduğu ancak 2 ekibin de İlgezdi’yi kendi tarafına çekmek için yoğun çaba harcadığı ifade ediliyor.
ANKARA’DA BELİRLEYİCİ HALEN TAŞDELEN VE YAŞAR
Kurultay öncesinde İstanbul’dan sonra en önemli 2. şehir olan Ankara’da ise dengeler değişik…
Ankara İl Kongresi’nde Çankaya İl Başkanı Alper Taşdelen ve Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar halen belirleyici konumdalar.
Mansur Yavaş ise CHP kongrelerine kendi ilçesi olan Beypazarı haricinde müdahil olmadı. Yavaş’ın müdahil olduğu Beypazarı Olağanüstü Kongresi’nde Mansur Yavaş-Genel Merkez ve 10 ARALIK ekibinin desteklediği adayın karşısına DİP DALGA HAREKETİ’nin adayı çıktı ve kongre beraberlikle sonuçlanmasına ve kongrenin tekrar edilmesi gerekmesine rağmen Kongrede divanı yöneten Levent Gök Genel Merkez ve Mansur Yavaş’ın desteklediği adayı galip ilan etti.
Ankara’da DİP DALGA HAREKETİ’nin de son derece iddialı olduğu bilinirken, DİP DALGA HAREKETİ şimdiden Ankara için İl ve ilçelerdeki Başkanı adaylarını belirleyerek çalıştığı ve ciddi mesafe kat ettiği belirtilmekte.
Öte yandan İmamoğlu ekibi Mansur Yavaş-İmamoğlu ilişkisi üzerinden Ankara’da mevzi elde etmeye çalışsa da Yavaş’ın parti içi kurultaylara müdahil olmayacağını açıkça dile getirdiği belirtilmekte.
Ankara’daki 2 önemli denge unsuru olan Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ve Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’in ise şu an Genel Merkez’in yanında durdukları ama seçimler sonrası Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlıktan ayrıldığı bir senaryoda 2024 seçimlerinde yeniden aday olmak istedikleri için buna göre bir tavır takınacakları belirtiliyor.
EGE’DE, İZMİR’DE TUNÇ SOYER-TUNCAY ÖZKAN ÇATIŞMASI VAR, DİP DALGA HAREKETİ SAHADA İL İL GEZİYOR
Kurultay hesapları yapılırken aklının bir köşesinden Genel Başkanlık geçse de buna gücünün yetmeyeceğini anlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in en azından 7-8 kişilik bir ekibi PM’ye sokmak istediği kulislerde konuşuluyor.
Ancak Tunç Soyer’in karşısında Tuncay Özkan var ve özellikler İzmir başta olmak üzere Ege’deki tüm CHP’li belediyeler ile ticari ilişkiler kurmuş olan Özkan’ın bu gücünü korumak için çekişme halinde olduğu Soyer’in adaylarının karşısına kendi adaylarını çıkartacağı ve bu mücadeleden galip çıkmak adına şimdiden 10 ARALIK ekibi ile yakınlaştığı belirtilmekte.
Tunç Soyer ise İmamoğlu ekibine daha yakın duruyor.
Öte yandan DİP DALGA HAREKETİ’nin ise İzmir başta olmak üzere, Denizli, Isparta, Uşak, Manisa illerine il gezisi düzenleyerek partililer ve örgütün önemli isimleri ile bir araya geldiği ve Ege Bölgesi illerinden önemli bir destek aldığı ifade edilmekte.
KARADENİZ BÖLGESİ’NDE İMAMOĞLU VE DİP DALGA HAREKETİ VAR
Karadeniz Bölgesi’nde Trabzonlu olan İmamoğlu’nun büyük etkisi bulunurken, DİP DALGA HAREKETİ’nin de Karadeniz illerinde oldukça etkili olduğu hatta sürekli olarak devem ettirdiği ve örgüt ile bir araya geldiği “DİP DALGA İL GEZİLERİ” çerçevesinde son olarak Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Rize ve Bayburt‘u kapsayan Karadeniz Bölge Gezisi esnasında örgütlerdeki son derece önemli isimler ile bir araya geldiği ve Karadeniz’de CHP örgütlerindeki pek çok önemli ismin DİP DALGA HAREKETİ’ne destek verdiği belirtiliyor.
Karadeniz Bölgesi 10 ARALIK EKİBİ’nin belki de en zayıf olduğu bölge olarak dikkat çekmekte…
AKDENİZ BÖLGESİ’NDE SAHADA İMAMOĞLU EKİBİ İLE DİP DALGA HAREKETİ MÜCADELESİ VAR
Akdeniz Bölgesi’nde ise enteresan gelişmeler yaşanmakta…
Akdeniz Bölgesi’nde özellikle Antalya, Adana, Mersin, Hatay gibi CHP’nin büyükşehirleri kazandığı illerde Belediye Başkanları ve onların etkisindeki ilçe örgütlerinin “Yönetim kadrosu” İmamoğlu ekibini desteklerken, parti örgütünün tabanı ise DİP DALGA HAREKETİ’nin yanında yer almakta.
DİP DALGA HAREKETİ Akdeniz Bölgesi’nde Antalya, Adana, Mersin, Hatay illerini kapsayan “DİP DALGA İL GEZİLERİNİ” 2 kez gerçekleştirirken, bu gezilerin sonucunda gerçekleştirilen temaslarda parti örgütü üzerinde ağırlığı olan, geçmişte partide İl Başkanlığı, İl Başkan Yardımcılığı, Milletvekilliği yapan, Gençlik Kolları yönetiminde bulunan çok sayıda “Ağır topun” da DİP DALGA HAREKETİ’ne katıldığı belirtilmekte.
Özellikle Antalya yerel basını da DİP DALGA HAREKETİ’nin gerek Akdeniz Bölgesi gerekse Antalya özelindeki etkisinden bahsederken 10 ARALIK EKİBİ’nin tepeden “Atama” örgüt yöneticileri dışında Akdeniz Bölgesi’nde sahada hiç bir karşılığının olmadığı ifade ediliyor. Ancak örgütlerin yönetimi de en tepede 10 ARALIK EKİBİ’nin lideri olan Oğuz Kaan Salıcı’da olduğu için 10 ARALIK EKİBİ örgütlerdeki “Yönetim kadrosu” üzerinden bir etki alanı kurmuş durumda.
PARTİNİN OLMADIĞI KONYA’DA DİP DALGA VAR
İmamoğlu ve 10 ARALIK EKİBİ’nin en sıkıntılı olduğu bölge ise İÇ ANADOLU BÖLGESİ…
Partinin Abdüllatif Şener dışında olmadığı, şu an Gençlik Kolları Başkanı olan Genç Osman Killik’in Gençlik Kolları Başkanlığı yaptığı dönemde 31 ilçenin sadece 8’inde gençlik kolu yönetimi kurabildiği, pek çok ilçesine yenin uğramadığı Konya’ya giden ve orada örgüte “Dokunan” ise DİP DALGA HAREKETİ oldu.
DİP DALGA HAREKETİ Konya “İl Ziyareti” kapsamında çeşitli ilçe başkanları ile bir araya geldi, partililer ve örgütteki etkili isimlerle bir araya geldi.
Eskişehir’de 10 ARALIK HAREKETİ etkili bir yapılanmaya sahip, DİP DALGA HAREKETİ de Eskişehir’de il ve ilçeler bazında ekibini kurmuş ve “Takvimli ilk olağan Kurultay süreci” için çalışmaya başlamış durumda.
DİP DALGA HAREKETİ “PARTİ İÇİ MUHALEFETİN” TEK ADRESİ HALİNE GELDİ
Parti içerisinde ortaya çıkan 3 ana kanattan 10 ARALIK EKİBİ ile İMAMOĞLU ekibi parti içerisinde zaten bir konumu elde etmiş ve partinin bugünkü politikalarına muhalefeti olmayan,tam tersine zaten bugün partiyi yöneten Genel Merkez kadroları tarafından bulundukları görevlere getirilmiş ekipler.
Ancak parti içerisinde 2,5 yıl önce yayınladığı manifesto ile yola çıkan DİP DALGA HAREKETİ bu 2 ekipten ayrılıyor.
Zira DİP DALGA HAREKETİ “Politik bir eleştirisi” oluğunu belirterek gerek bugün partiyi yöneten parti kadrolarına,gerekse 10 ARALIK ve İmamoğlu ekiplerine karşı ideolojik bir “Taban hareketi” mücadelesi veriyor.
Kısa sürede Türkiye geneline yayılan DİP DALGA HAREKETİ gelinen noktada parti içerisindeki tek ekip değil ama tek “PARTİ İÇİ MUHALEFET HAREKETİ” olma özelliğini taşıyor.
DİP DALGA HAREKETİ’nin başlattığı “Taban örgütlenmesine” dayalı parti içi muhalefet hareketi kısa süre içerisinde parti içi anti-demokratik uyglamalardan şikayetçi olan,partinin sağcılaştırılıp, liberal-muhafazakar bir hale getirilmesinden,2.Cumhuriyetçi isimlerle birlikte olunmasına kadar parti yönetimine pek çok “Politik eleştiri” getiren parti içerisindeki muhalif isimlerin bir araya geldikleri tek adres haline geldi.
Partide Kılıçdaroğlu yönetiminin çeşitli il, ilçe başkanları, belediye başkanları ve eski vekiller ile binlerce üyeye sadece muhalif tavırları nedeni ile “İhraç” mekanizmasını işletmesi sebebi ile DİP DALGA HAREKETİ’nin tüm bu zamana kadar yaptığı örgütlenmeyi “Kapalı devre” ve “Harekete dahil olan üyelerin kendisini deşifre etmeden” gerçekleştirdiği ancak artık Türkiye’nin 7 bölgesi, 52 ilinde onbinlerce üyeye ulaşan hareketin seçimler sonrasında ses getirecek bir organizasyon ile “Kadroları” ile birlikte kamuoyu önünde açığa çıkacağı belirtiliyor.
DİP DALGA HAREKETİ’ne parti örgütlerindeki önemli isimlerin yanı sıra, daha önce hiç siyaset yapmamış alanında önemli ve uzman isimlerin dahil olduğu, örgütlenme sürecinde bu isimlerin partiye üyeliklerinin gerçekleştirildiği keza CHP’ye kırgın küskün ve partiden istifa etmiş yahut yönetime tepkisinden ötürü partiye üye olmayan yüzlerce ismin DİP DALGA HAREKETİ tarafından partiye yeni üye kaydının yapıldığı belirtiliyor.
İMAMOĞLU EKİBİ VE 10 ARALIK EKİBİ SEÇİM ÖNCESİ KENDİ KAVGALARINI VERİYOR, DİP DALGA’DA ÖNCELİK SEÇİMİN KAZANILMASI
Parti içerisindeki bu 3 ekipten İmamoğlu ekibi ve 10 ARALIK EKİBİ seçimlere maksimum 6 ay gibi bir süre kalmışken seçimlere değil, parti içerisindeki kendi geleceklerine dair güç mücadelesine odaklanmış durumda ve bunun mücadelesini veriyorlar.
Taban hareketi olarak yola çıkan ve kısa zaman içerisinde parti içi muhalefetin tek adresi haline gelen DİP DALGA HAREKETİ’nin konumu ise biraz daha değişik.
DİP DALGA HAREKETİ şu an parti içi muhalefeti sürdürse de seçim tarihi yahut ALTILI MASA’nın adayı açıklandığı gün itibariyle “Seçim günü son sandıktan sonuç gelinceye kadar” parti içi muhalefeti bırakarak parti için çalışacağını ancak seçimlerin sonucu ne olursa olsun, verdikleri mücadelenin bir zihniyet ve ideolojik hat mücadelesi olması sebebi ile seçim kazanılsa dahi seçimlerin ertesi gününden başlayarak en sert şekilde yeniden parti içi muhalefete devam edeceklerini deklare ediyor.
Ancak DİP DALGA HAREKETİ kulislerde ALTILI MASA’nın adaylığı için Haşim Kılıç’ın isminin dolaşması üzerine yayınladığı bildiri ile Haşim Kılıç, Abdullah Gül, Ali Babacan yahut bu profillerdeki bir adayın ALTILI MASA’nın adayı olarak dayatılması halinde bunu “Vatan hainliği” olarak kabul edeceklerini ve bu ihanete ortak olmayacaklarını, böyle bir durumda milletvekilliği seçimlerinde CHP’ye oy vereceklerini ama bu profildeki bir adaya oy vermeyeceklerini açıkça beyan etmişti.
İMAMOĞLU EKİBİ İLE 10 ARALIK EKİBİ “MÜTTEFİKLİK” YAPABİLİR, DİP DALGA UZLAŞMAYA KAPALI
Son tahlilde CHP içerisinde gelecek dönemde ufak tefek, bölgesel küçük ekipler olsa da ana mücadelenin temeli olacak bu 3 ekipten İmamoğlu ve 10 ARALIK EKİBİ birbirine bariz bir üstünlük sağlayabilmiş değil.
Bu 2 ekibin de ideolojik değil “Pragmatist” siyaset yapısı bu 2 ekibin ilerleyen süreçte birbirleri ile bir “Müttefiklik ilişkisi” kurabilecekleri yorumlarının yapılmasına neden oluyor.
CHP kulislerinde İmamoğlu ekibi ile 10 ARALIK EKİBİ’nin Genel Başkanlığı kamuoyunda tanınırlık ve marka değeri yüksek,medyatik Ekrem İmamoğlu’nun aldığı, 10 ARALIK EKİBİ’nin ise Baykal dönemindeki gibi Önder Sav ile özdeşleşen “Güçlü Genel Sekreterlik” makamının yeniden oluşturularak bu görevi Oğuz Kaan Salıcı ile üstleneceği ve örgütlere hakim olacağı MYK ve PM’yi dengeli şekilde bölüşecekleri bir model üzerinde anlaşabilecekleri ifade ediliyor.
DİP DALGA HAREKETİ ise yola çıktığı ilk günden bu yana “Siyasetin ilkeler üzerinden yapılması gerektiğini” ve “İdeololojik bir hareket olarak pragmatist yaklaşımları reddettiğini” açıklıyor. DİP DALGA HAREKETİ yapısı gereği “Taban Hareketi” olarak daha uzun soluklu bir mücadele hareketi olduğunu ve hareketin bir süre sonra dağılabilecek müttefiklikler ile kısa sürede başarıya ulaşmak yerine daha uzun sürede başarı sağlayacak ama yıkılmayacak ve Türkiye’de ihtiyaç duyulan gerçekten radikal bir değişimi yaratabilecek bir ideolojik ana hattı inşa edeceklerini açıklıyorlar…