ZÜMRÜT YILMAZ
Seçim atmosferine girildiği andan itibaren CHP içinden yüksek sesle Kemal Kılıçdaroğlu'nu yaklaşan tehlikeye karşı uyaran isimlerden biri oldu Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan.
Ancak parti yönetimi ile sorunları çok daha önceye dayanıyor. Partinin muhalif isimlerinden biri olması nedeniyle de ne söylerse söylesin, ne kadar doğru tespitlerde bulunursa bulunsun direkt kötü yorumlanıyor. Aslında CHP'de 2 dönem de vekillik yapmış bir isim olarak partinin mevcut durumunu son derece doğru analiz ediyor. Analiz yapmakla kalmayıp bu kötü gidişatı değiştirebilecek mantıklı önerilerde de bulunuyor. Ama parti içinden kendisini dikkate alan yok.
ÖRGÜTTEN GELENLER YOK
Önceki gün CHP'de değişimin parti tüzüğünden başlaması gerektiğini anlatan detaylı bir açıklama yaptı. Özcan'ın anlattıklarından hareketle mevcut yapı, partinin alt kadrolarından gelen isimlere siyaset alanı açmak bir yana dursun önlerini kapatıyor. Ne üst kadrolar ne de Meclis'te CHP sandalyelerinde oturanlar parti örgütlerinden gelmiyor. Çoğu tepeden inme, çoğu ithal. Bir de yönetim değişse de koltukları hep sabit kalan bazı isimler var ki onları da partinin geleceği açısından büyük tehlike olarak görüyor.
Yani CHP'ye hep kaybettiren mevcut yapının korunması demek, geleceğin de kaybedilmesi anlamına geliyor. Özcan'a göre Kılıçdaroğlu öncesinde 2008 yılında ve ondan sonra yapılan iki tüzük değişikliği de partide mevcut kötü yapıyı daha sağlamlaştıracak birer dayanaktan öteye geçememiş. Söylediklerinde, yaptığı tespitlerde bir hata göremedim ben kendi adıma. Çünkü seçim sonrası CHP açısından ortaya çıkan mevcut tablo tüm bu söylemleri doğrular nitelikte.
BÜYÜK BİR DARBE ALDI
Abdüllatif Şener gibi bir dönem muhafazakar kesimi partiye çekmek için ithal edilen isimler birkaç dönem vekillik yaptıkları CHP'ye ellerine geçen ilk fırsatta kazık attı. Aynı şekilde Kılıçdaroğlu'nun büyük umutlarla kurduğu Millet İttifakı, yine muhafazakar kesim özellikle de AK Parti oylarından tırtıklama amacıyla ortak yapılan partilerden büyük darbe aldı.
Oy oranı dahi belli olmayan 4 partiye 40'a yakın vekil kaptırıldı. CHP ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu bu konuda kendi seçmeninden ağır eleştiriler aldı.
Almaya da devam edecek. Çünkü Gelecek, Deva, Saadet ve Demokrat Parti, vekillerini alıp kenara çekildiler. Yaşanan seçim başarısızlığından hiçbir pay almadılar.
Hatta bu partilerin kendi adlarına başarılı oldukları bile söylenebilir. Hiçbir kayıpları olmadığı gibi fazlaca kazanımları var. Kendi parti logolarıyla baraj altında kalacakları için asla giremeyecekleri Meclis'te artık CHP sayesinde sandalye sahibiler. CHP ve İYİ Parti, ittifakın kurucu unsurları olarak birbirine düşmüşken, istifa haberleri art arda gelirken onlar şimdi haklı olarak ölü taklidi yapıp hezimet sorumluluğundan kaçıyorlar.
KENDİNİ SEVDİRMESİ ZOR
Başka bir partide olsa çok mantıklı olabilecek, hatta belki de seçim kazandırabilecek bir hesap, söz konusu CHP olunca öyle bir ters tepti, öyle bir sarpa sardı ki artık CHP'nin başına kim gelirse gelsin bu ağır sorumlulukla baş başa kalacak. Büyük ihtimalle de kimseye kendini beğendiremeyecek. Kılıçdaroğlu, belki kendi misyonu gereği yaptı ama partisini öyle bir hale getirdi ki artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.