CHP Genel Başkanı Özel TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakamayacaklarını, onların 'evet' demediği hiçbir şeye 'evet' demeyeceklerinin altını çizdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakamayacağımız, onların 'Evet' demediği hiçbir şeye 'Evet' demeyeceğiz. Onlarla birlikte bu meselenin Türkiye'nin gündeminden çıkması, terörün durması, annelerin ağlamaması, herkesin yüzünün gülmesi için üzerimize düşen ne varsa onu yapmaya hazırız" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Seninle pazar gezemem' sözünü hatırlatan Özel, “Diyor ki, ‘Beni pazara çağırıyor, seninle pazar gezemem.' Benle gezme, mesulü ben değilim. Baktım ne zaman pazara gitmiş? Başbakanlığından beri uğradığı yok. Tarım Kredi'de alışveriş yaparken görülmüş. Erdoğan'ın üç yıl önce Tarım Kredi marketinden 4.5 liraya aldığı gofret, bugün 35 lira. 1 liraya aldığı çikolata, bugün 10 lira. 4.5 liraya aldığı bisküvi, 45 lira olmuş. Gidip aynı alışverişi yapsın, fişini görelim. Üç yılda maaşlardan bir sıfır attın, fiyatlara bir sıfır ekledin. 10 kat fark var. Millet daha önce ihtar etti, anlamadın. İlk seçimde Erdoğan gidiyor, halkın iktidarı kuruluyor” dedi.
'Eğitimden memnuniyetsizlik yüzde 80 oranında'
Öğretmenler Günü'nde öğretmenlerin, emekli öğretmenlerin, atanmayan öğretmenlerin ve Türkiye'deki eğitim sisteminin bütün sorunlarını konuştuklarını dile getiren Özel, “Milli Eğitim Akademisi'nin gelecek yıldan itibaren yapacağından beteri de bu sene yapılan ve subjektif kriterlerle, söz verildiği halde yapılmayacağına yapılan mülakatla yeni mağdurlar oluşturuldu. En düşük öğretmen maaşı bu iktidar geldiğinde 23 çeyrek altın satın alabilirken, bugün 8 çeyrek altın satın alabiliyor. Düşünün ki bu iktidar bir öğretmenin maaşından 15 çeyrek altın, bugünkü parayla 75 bin lira çalmış. Beğenmedikleri, her fırsatta kötüledikleri üçlü koalisyon, Ecevit hükümeti öğretmenleri bu iktidara emanet ederken öğretmenler 23 çeyrek altın, kabataslak bugünün parasıyla 110 bin lira maaş alıyorlardı. Bugün 40 bin lira maaş alır hale getirdi bu iktidar onları. Biz tüm sorunları etraflıca konuştuğumuz, değerlendirdiğimiz ve yol haritamızı önümüzde netleştirdiğimiz bir sürecin içindeyiz. Yapılan tüm çalışmalar vatandaşın yüzde 80'inin bu eğitim sisteminden memnun olmadığını, AK Parti'nin en çok oy aldığı seçmen gruplarında bile eğitimden memnuniyetsizliğin yüzde 80'lere yakın olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
'Terörün durması için üzerimize düşen ne varsa onu yapmaya hazırız'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, bölücü terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'la ilgili söylemlerine ilişkin Özel, şu değerlendirmelerde bulundu: Bahçeli'nin söyledikleri var, bizim de bir hattımız var. 'Şehit gelmeyecekse, annelerin gözyaşı dinecekse, Meclis odaklı, samimi, şeffaf ve toplumsal mutabakata dayalı bir iş olacak, bütün partiler olacak, biz de oluruz' diyoruz. 'Toplumsal mutabakatta bir kırmızı çizgimiz var' diyoruz. Şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakamayacağımız, onların 'Evet' demediği hiçbir şeye 'Evet' demeyeceğiz. Onlarla birlikte bu meselenin Türkiye'nin gündeminden çıkması, terörün durması, annelerin ağlamaması, herkesin yüzünün gülmesi için üzerimize düşen ne varsa onu yapmaya hazırız. Bizim çizgimiz budur, bunun dışında hiçbir yerde yokuz.
'Hiç kreş açmadık' diyeceklerine ‘kreşleri kapatırız' diyorlar'
Özel konuşmasına şöyle devam etti: Şimdi sizlere siyasi hırsların, siyasi hazımsızlığın eseri olan bir iktidarın nasıl suçüstü yakalandığı anlatacağım, nasıl suçüstü yakalandığını. Mevzu şu: Herkes kamuoyu araştırmalarına bakıyor, seçmen davranışlarını anlamaya çalışıyor. Bir çalışma var, kendileri yaptırmışlar. 2019'da birinci seçimde AK Parti'ye oy vermiş. Mazbata iptal olmuş, YSK darbe yapmış. İkinci seçimi Ekrem Başkan 806 bin farkla kazanmış ya. Orada da Tayyip Bey'e inanmış, yine AK Parti'ye oy vermiş kadın seçmenleri çalışıyorlar. İki seçimde de AK Parti'ye vermiş, bu seçimde dönmüş İmamoğlu'na oy vermiş. Niye diye soruyorlar? Niye? Oy değiştirme davranışında ne etkili? Birinci sıra; Anne Kart. 0-5 yaş arası kadınlara Ekrem Başkan'ın yolladığı, işte doğumdan itibaren Hoş geldin Bebek paketiyle başlayan, esas olarak da ücretsiz ulaşım sağlayan çocuklarıyla annesine, bir yakınına gitmeye. Parası yok ki çocuğu bir yere bıraksın. Bir yakınına ücretsiz gidiyor, oraya bırakıyor, işini görüyor. Ücretsiz Anne Kart. Ben gözümle gördüm. Çocuğu bir eliyle tutuyor, çantadan çıkarıyor Anne Kart'ı. Ekrem Bey'e, kartı tutarak kalp yapıyorlardı seçim otobüsüne. Kaç Anne Kartlı annenin Ekrem Başkan'a minnet gösterdiğini gördüm. AK Parti de çalışmada görmüş. Bir Anne Kart, iki ücretsiz kreş; çok uygun fiyatlı kreşler. Bunu görünce, ‘Kardeşim biz yanlış yapmışız. Biz İstanbul'da hiç kreş açmadık. Bunlar geldiler, İstanbul'da bir yıl içinde 105 tane kreşi açtılar. Milletin gönlüne girdiler.
'11 aydır asgari ücrete zam yok, neden hala yüksek enflasyon?'
Yılın son ayına girdiklerini ve Aralık‘ta 2025 asgari ücretinin belirleneceğini hatırlatan Özel, konuşmasında şu cümleleri vurguladı: Geçen hafta sendikalar geldi. DİSK, HAK-İŞ, TÜRK-İŞ. Verdikleri, üzerinde mutabık oldukları veriye göre Türkiye'de işçilerin yüzde 57'si asgari ücret alıyor. Bu rakam Avrupa'da, Avrupa Birliği ülkeleri arasında yüzde 9. Bir tarafta 100 kişiden 9'u asgari ücret alıyor, asgari ücretleri çok yüksek. Ama hızla işçi kıdem aldıkça altı ay, bir yıl içinde asgari ücretten kurtuluyor, kopuyor, daha yukarılara gidiyor. Bizde her sene asgari ücret alanların sayısı artıyor çünkü gitgide emek daha çok sömürülüyor. Türkiye'deki oran yüzde 57. Beş işçiden üçü asgari ücretle çalışıyor ve bu iktidar asgari ücretin nasıl artırılacağına çalışacağına, ‘Asgari ücretle ilgili nasıl algı operasyonları yapabilirim, nasıl insanları kandırabilirim' ona çalışıyor. Diyor ki, ‘Enflasyonu düşürmek için gerçekleşen enflasyona göre değil hedeflenen enflasyona göre zam vermeliyiz.' Türkçesi, 17 bin lira olan, seçimden önce ‘Yılda dört kez enflasyon ayarlaması yaparız' deyip, 11 aydır enflasyona mahkûm edilen, bir yıl boyunca zam yapılmayan 17 bin 2 liralık asgari ücret, verildiği güne kadar alım gücü 9 bin liraya düşmüş olan asgari ücret. Bugün o asgari ücrete enflasyon kadar, yüzde 49, yüzde 50, yüzde 49 zam yapmak yerine ‘Biz yüzde 22 enflasyon hedefliyorduk, o zammı yapalım. Sonra yüzde 22 diyelim, son gün 30'a çıkaralım, bu işi yüzde 30'a bağlayalım' diye düşünüyorlar. Yani ‘17 bin liralık asgari ücreti 22 bin lira yapıp, bir sene boyunca insanlara bu asgari ücrete mahkûm edelim'. Bütün hesap bu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın yaptığı hesaplamaya göre asgari ücrete yapılan yüzde 1'lik zam, enflasyonu 10 binde 7 etkiliyor. Geri kalanı bu hükümetin yaptığı diğer işlerden etkileniyor ama bir laf yaymaya çalışıyorlar, ‘Asgari ücrete zam verirsek fiyatlar fırlar'. 11 aydır zam vermiyorsun asgari ücrete. Neden fırladı bu fiyatlar? Neden hala yüzde 50 enflasyon.
'Asgari ücret talebimiz otuz, bunun altında biz yokuz'
CHP Genel Başkanı Özel, sendikaların araştırmasına göre, Türkiye'de işçilerin yüzde 57'sinin asgari ücret aldığını ve bu oranın her geçen gün arttığını savunarak, asgari ücrete bir yıl boyunca zam yapılmadığını ve yılbaşında belirlenen 17 bin 2 liralık asgari ücretin alım gücünün şu anda 9 bin liraya düştüğünü savundu.
Özel, şunları söyledi:
Sen iktidar olarak vergi artışlarını yapacaksın, iğneden ipliğe zam yapacaksın, kamudaki israfı bitirmeyeceksin, sonra çıkıp 'Asgari ücretliye zam vermeyelim ve enflasyonu düşürelim.' diyeceksin. Bu milletin sırtından düşeceksin. Biz CHP olarak çok net tavrımızı söylüyoruz; asgari ücret talebimiz otuz, bunun altında biz yokuz. 2025 yılının ilk 6 ayı için 30 bin lira asgari ücret, ikinci 6 ayda da enflasyon zammı öneriyoruz. 'Verirsek enflasyon artar.' yalanı çöktü, şimdi ise 'Küçük esnaf nasıl verecek? KOBİ'lere zararı olur.' diyorlar. Asgari ücreti 30 yaparsın ama 1 ila 10 arasında işçi çalıştıran berbere, eczaneye, kebapçıya ayda 6 bin lira SGK primi desteği; 10 ila 50 arasında işçi çalıştırana 3 bin lira; 50 ila 100 arasında çalıştırana 2 bin lira; 100'den fazla çalıştırana da 1500 lira verirsin. Bunun maliyeti 250 milyar lira. Bunun SGK primi olarak devlete getirisi 1 trilyon lira.