CHP, EGM genelgesinin iptali için Danıştay'a başvurdu

Salgının sağlık tarafında da işlerin iyi gitmediğini belirten Öztrak, "lebalep" doldurulan parti kongrelerinin ardından Türkiye'nin salgında üçüncü zirveyi yaşamaya başladığını öne sürdü.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Öztrak, "Bir genelgeyle Anayasa, kanunlar, Anayasa Mahkemesinin kararları yok sayılıyor. Emniyet Genel Müdürlüğünün bu genelgesinin iptali için, bugün Danıştaya dilekçemizi verdik" dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında video konferans yöntemiyle toplandı.

Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan Öztrak, bugünün Dünya Basın Özgürlüğü Günü olduğunu hatırlatarak, bugün Türkiye'de kutlanacak basın özgürlüğü olmadığını savundu.

Öztrak, "Bu nedenle Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü, görevini hakkıyla yapan gazeteciler ve ülkemizde demokrasiden, hukuk devletinden yana olan herkes için bir mücadele günü olarak kabul ediyoruz." diye konuştu.

Devletin adaletle yönetilmediğini, zulümle yönetildiğini, ülkenin "kanun devleti" olma vasfını bile kaybettiğini ileri süren Öztrak, hükümetin kanunsuz suçlar uydurduğunu, emirler yayımladığını, yasaklar koyduğunu iddia etti.

Hükümetin toplumsal olaylarda verdiği talimatın sonucu olarak ortaya çıkan şiddetin görüntülenmesini engellemeye çalıştığını ileri süren Öztrak, "Bir genelgeyle Anayasa, kanunlar, Anayasa Mahkemesinin kararları yok sayılıyor. Emniyet Genel Müdürlüğünün bu genelgesinin iptali için, bugün Danıştaya dilekçemizi verdik." dedi.

Bir orantısız güç kullanımı görüntüsünün de Gaziantep'ten geldiğini, bekçiler ve polislerin camiyi bastığını, cemaate biber gazı sıktığını aktaran Öztrak, "Burası işgal altındaki Kudüs mü? Burası Türkiye. Beğenmediğimiz 1990'larda bile, 'camdan karakollardan', 'konuşan Türkiye'den' korkulmazdı." diye konuştu.

Ülkenin ödeme sistemini "allak bullak" edecek bir düzenlemenin iftardan önce parlamentoda onaylandığını ve ertesi sabah da Resmi Gazete'de yayımlandığını ifade eden Öztrak, önergeyle ülkenin ödeme sisteminin felç olduğunu savundu.

Öztrak, şunları kaydetti:

"AK Parti'nin çeklerle ilgili yaptığı düzenlemenin altındaki imzalara bir bakın. Eski topçu, yeni trol var, eski müftüler, sosyologlar var. Ama içlerinde bir tane ticaret erbabı yok. Ne ticareti ne ekonomiyi ne de devlet yönetmeyi biliyorlar. Saray bunların eline bir önerge vermiş, onlar da ellerine yüzlerine bulaştırmışlar. Çeklerin yazılmasını engelleyelim derken, karşılığı olan çeklerin de bankalara ibrazı engellendi. Sabah elinde çeki olan, çekini tahsil edemedi. Maaşlar, kiralar tüm ödemeler ortada kalacak. Büyük bir kaos yaratılıyor."

'Düzenlemelerin süresi haziran sonunda bitiyor'
Milletin alın teriyle bin bir emekle ürettiğini ihraç ederek zar zor biriktirilen 128 milyar doların iki yılda gizli saklı buharlaştığını ileri süren Öztrak, "128 milyar dolar meselesi sıradan bir iş değildir. Dünya tarihine geçecek büyüklükte bir finansal fiyaskodur. Olağanüstü bir skandaldır." dedi.

Öztrak, dün Uluslararası Finans Enstitüsünün, dolar kuru tahminini yukarı çektiğini belirterek, faiz lobilerinin faizin artırılması taleplerini her gün biraz daha yüksek sesle dillendirdiğini söyledi.

Eritilen rezervlerle dışarıdaki yatırımcıların risk iştahının insafına kalındığını ifade eden Öztrak, "Merkez Bankasındaki uzmanlar da durumun farkında. Enflasyon Raporu'nda uyarıyorlar, 'ABD'de faizler yükselirken, düşük reel faiz vermek çok ama çok zor' diyorlar. Ama çiçeği burnundaki başkan durumun farkında değil." diye konuştu.

Hükümetin salgında millete doğru dürüst destek vermediğini savunan Öztrak, "Varsa yoksa kredi, varsa yoksa borç. Şimdi o borçları geri ödeme zamanı geldi. BDDK'nın yaptığı düzenlemelerle bankalardaki sorunlu kredilerin gerçek boyutu görülmüyor. Ama bu düzenlemelerin süresi haziran sonunda bitiyor. Üstüne bir de yüksek faiz baskısı var. Bu borçların çevrilmesini çok daha güçleştirecek. Yeni düzenlemeler yapılmazsa, halının altına sorunlar süpürülürse tahsili gecikmiş alacaklar hem artacak hem de görünür hale gelecek." değerlendirmesinde bulundu.

Hükümetin salgının ekonomik, eğitim, sağlık boyutunu yönetemediğini öne süren Öztrak, "Şimdi de desteksiz kapanmanın tüm yükü yine esnaflarımızın omuzlarına yıkıldı. 17 günlük kapanmaya giderken, milletimize doğru dürüst bir gelir desteği verilmedi." dedi.

Öztrak, kapanmada güçlü bir destek paketine duyulan acil ihtiyacın hafta sonu Türkiye'nin dört bir yanından gelen acı haberlerle ortaya çıktığını söyledi.

Tam kapanmada esnafı, işsizi, yoksulu ayakta tutacak "Sen Sağlığını Koru, Ben Destek Olurum Türkiye'm" adını verdikleri destek paketini cuma günü açıkladıklarını hatırlatan Öztrak, paketteki öneriler uygulanırsa esnafın, vatandaşın bu dar günde devletin sıcak elini üzerinde hissedeceğini söyledi.

'Çekirdek enflasyon göstergeleri de çok parlak değil'
Son iki yılda 2 milyon vatandaşın işini kaybettiğini, işsiz sayısının 10 milyonu geçtiğini ifade eden Öztrak, Türkiye'nin hızla orta sınıfını kaybettiğini, işsizlik ve yoksulluğun giderek katılaştığını kaydetti.

Öztrak, şöyle devam etti:

"Bugün Nisan ayı enflasyon rakamları açıklandı. Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu'na göre, Nisan'da tüketici fiyatları yüzde 2,6 arttı. TÜİK'e göre ise Nisan'da tüketici fiyatları yüzde 1,7, üretici fiyatları ise yüzde 4,3 arttı. 12 aylık tüketici ve üretici enflasyonu sırasıyla yüzde 17,8 ve yüzde 35,2 oldu. 12 aylık üretici enflasyonu tüketici enflasyonunun iki katına çıktı. Bu, 2018 Ağustosundaki kur şokundan sonra üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki en yüksek fark. Bu durum önümüzdeki döneme ilişkin enflasyon beklentilerini de olumsuz hale getiriyor. Çekirdek enflasyon göstergeleri de çok parlak değil."

Salgının eğitim boyutunun çok kötü yönetildiğini savunan Öztrak, "Koskoca bir kuşağı kaybettik. En az 4 milyon yavrumuz salgın döneminde EBA'ya ulaşamadı. İnternet altyapımızın zayıflığı uzaktan eğitimi çok zorlaştırdı." dedi.

Salgının sağlık tarafında da işlerin iyi gitmediğini belirten Öztrak, "lebalep" doldurulan parti kongrelerinin ardından Türkiye'nin salgında üçüncü zirveyi yaşamaya başladığını öne sürdü.

Öztrak, "Kendilerinin hataları nedeniyle pik yaptırdığı salgını kontrol etmek için 17 günlük kapanma ilan ettiler. Millete pek çok yasak getirdiler. İnsanları canıyla cüzdanı arasına sıkıştırdılar. Ama millete yasak olan, Erdoğan'a yasal. 12 Nisan'da yayınlanan genelgeyle millete ağız tadıyla bir toplu iftar yasak ama Erdoğan'a toplu iftar serbest." görüşünü savundu.

Aşı tedarikinin tam bir skandala dönüştüğünü söyleyen Öztrak, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın "Önümüzdeki iki ayda aşı tedariki sıkıntılı" dediğini kaydetti. Bunun üzerine milletin aşı randevularının iptal edildiğini, tepkiler üzerine randevuların yenilendiğini belirten Öztrak, "Elde aşı yok diyen Sağlık Bakanı Erdoğan'dan fırçayı yiyince milyonlarca doz aşıdan, aşı bolluğundan bahsetmeye başladı." ifadesini kullandı.

'Düzenlemelerin mutlaka yeniden yapılmasına ihtiyaç vardır'
Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"CHP, Merkez Bankasının bağımsızlığının güçlendirilmesi için 10 maddelik bir teklif hazırladı. AK Parti ve MHP'nin bu teklife destek vereceğini düşünüyor musunuz?" sorusuna Öztrak, şu yanıtı verdi:

"Grup başkanvekillerimizin TBMM'ye sunduğu bu düzenleme aslında 5 Mayıs 2001 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 4651 sayılı kanun ile yapılan düzenlemelerin aynısıdır. O dönemde 2001 krizinin ardından Merkez Bankasının bağımsızlığını güçlendirmek amacıyla bu düzenlemeler yapılmıştır. Merkez Bankasının elindeki bağımsızca kullanabileceği rezervlerin siyasetçiye emanet edildiği bugünde bu düzenlemelerin mutlaka yeniden yapılmasına ihtiyaç vardır. Bu düzenlemenin altında dönemin siyasi sorumlularından biri olan Devlet Bahçeli'nin de imzası vardır. Umarız Sayın Bahçeli bugün 20 yıl önce attığı o imzayı inkar etmez, sahip çıkar."

"Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile ilgili her gün yeni iddia ve suçlama gündeme geliyor. Pekcan ile ilgili hukuki bir adım atacak mısınız?" sorusu üzerine Öztrak, "CHP olarak TBMM'de bu konuda bir Meclis soruşturması açılması için gerekli girişimlerde bulunacağız. Ama biliyorsunuz ki Meclis'te soruşturma açılması için artık yeni Anayasa'ya göre salt çoğunluk gerekiyor. Bu ağır ve son derece açık olan ithamların aydınlatılması için tüm partilerin desteğini bekliyoruz. Kaldı ki böyle bir soruşturmayı Ruhsar Pekcan da istemeli. Kendisinin bu ithamlardan aklanması için bu bir fırsattır." cevabını verdi.

"Alkol yasağı ile ilgili CHP belediyelerin yönetimindeki kentlerde de İl Hıfzısıhha kararıyla alkol satışı yasaklandı. CHP belediye başkanlarının dahlinde mi alındı bu kararlar?" sorusuna karşılık Öztrak, "Genel Başkanımızın talimatı ile belediye başkanlarımız bugüne kadar her zaman esnafımızın yanında olmuşlardır. Bundan sonra da başkanlarımız esnaflarımızın yanında olmaya devam edeceklerdir." yanıtını verdi.

"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'den yargılanan Nazlı Ilıcak ve Ahmet Altan'ın haksızlığa uğradığını söylemesine tepkiler geldi. Tepkiler ve haksızlık iddiasına ilişkin neler söylersiniz?" sorusu üzerine Öztrak, "Bunu birkaç defa tekrarladık, Sayın Genel Başkanımız da tekrarladı, haksızlığa uğrayan birinin hakkını sırf benden değil diye savunmayan 'Ben insanım' diyemez. Adil yargılanma herkesin hakkıdır. Biz geçmişte haksızlığa uğrayan Recep Tayyip Erdoğan'a da Melih Gökçek'e de sahip çıkmıştık." diye konuştu.

"Yeni Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliğinde önceden büyükşehir belediyelerinin Yüksek Disiplin Kurulunda olan belediyelerde görev yapanları devlet memurluğundan çıkarma yetkisi İçişleri Bakanlığına verildi. Bu değişikliği nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusu üzerine Öztrak, "Tam bir skandal." dedi ve konuyla ilgili Danıştaya müracaat edeceklerini söyledi.

"Organize suç örgütü lideri Sedat Peker yaptığı son açıklamada 'devlet büyüklerinin nisan ayında ülkede birçok şeyin değişeceğini, kendisine yapılan haksızlıkların telafi edileceğini ve Türkiye'ye davet edileceğini' söylediği için bugüne kadar sessiz kaldığını ifade etti. Bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Öztrak, "Bu aslında ülkenin ne halde olduğunu açık seçik ortaya koyuyor. Devlet, çete elebaşlarıyla mücadele edeceğine müzakere ediyor. Ne demek 'Devletten birtakım sözler aldım. Ne demek Türkiye'ye davet edileceğim.' Buradan soruyorum bu şahsa davet gönderen, söz veren devlet yetkilisi kimdir?" yanıtını verdi.

"Turizm Bakanı, '17 Mayıs itibarıyla vaka sayısı 5 binin altına inecek.' dedi. Bu öngörüye ilişkin yorumunuz nasıl olacak?" sorusuna Öztrak, "Sağlık Bakanı'nın, Bilim Kurulu'nun vermediği bir sayıyı Turizm Bakanı nasıl verebiliyor, açıkçası şaşırıyorum. Herhalde Sağlık Bakanı ile Turizm Bakanı arasında görevde becayiş yapmak gerekiyor." ifadesini kullandı.

POLİTİKA Haberleri

TBMM Başkanı Kurtulmuş: (UCM'nin Netanyahu kararı) Bu karar, insanlığın geleceği adına ümit verici
TBMM kararı Resmi Gazete'de
İç güvenlik alanında düzenlemeler içeren kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi
Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Komisyonda kabul edildi
Dışişleri Bakanı Fidan, UCM'nin Netanyahu hakkındaki kararının "umut verici" olduğunu belirtti