"Pandemiyle ilgili endişeler dünyadaki emtiaların fiyatlarını artırıyor. Bunlar da bizim tarımsal girdilerdeki fiyatları artırıyor. Ancak artışlar olması gerekenin çok üstünde"
"Sözleşmeli üretim Türkiye'de çok daha yaygın ve daha iyi bir yere getirmemiz lazım. Türkiye'de sözleşmeli üretim kayıtlı olarak yüzde 5 ama ABD'de bitkisel üretimde yüzde 80-85"
"Gıda Fiyatlarını İzleme Kurulumuz, Koordinasyon Kurulumuz ve Gıda Komitemiz özellikle gıda fiyatlarının bu değişen ve defakto oluşmuş ortamda, hem dünya fiyatları hem de zincirdeki verimsizlikler olsun bunun üzerine gidiyor ve gitmeye de kararlı"
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, dünyadaki emtia fiyatlarındaki artışın tarımsal girdi fiyatlarını etkilediğini ancak artışların olması gerekenin çok üzerinde seyrettiğini bildirdi.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Bayındır ilçesindeki Yahya Kerim Onart Kültür Merkezi'nde düzenlenen Küçük Menderes Havzası Tarım Orman Sektör Buluşması'nda yaptığı konuşmada, Bakanlık olarak çiftçinin ve üreticinin derdiyle dertlendiklerini ve her zaman çiftçinin yanında olduklarını vurguladı.
Salgının halen devam ettiğini hatırlatan Pakdemirli, belli bir süre daha bununla yaşamak durumunda kalınacağını dile getirdi.
Türk üreticisi ve çiftçisinin salgına çok hızlı adapte olduğunu vurgulayan Pakdemirli, "Geçen yıl pandemiye rağmen Cumhuriyet tarihinin ekonomi rekorlarını kırdık." diye konuştu.
"Verim kaybı yaşanacak"
Kuraklıkla ilgili gelişmelere değinen Pakdemirli, "Türkiye çapında doğrudan üretimi etkileyecek çok önemli bir kuraklıkla karşı karşıyayız." diye konuştu.
Bunlarla ilgili bakanlığın ilgili kurumların harekete geçtiğini belirten Pakdemirli, yangınlarla ve sellerle mücadele etmek durumunda da kaldıklarını ifade etti.
Çiftçinin üretimine her zaman güven duyduklarının altını çizen Pakdemirli, "Son 50 yılda sel, fırtına ve kuraklık artış sayısı 5 misli artmış durumda. 2050 yılına kadar ister istemez iklim değişikliği sebebiyle yüzde 10 ila yüzde 25 verim kaybı yaşayacağız. Bunların üstesinden nasıl geleceğimize birlikte oturup karar veriyor olmamız lazım. Tarım da teknolojiyi kullanıyor olmamız lazım. Konuyu bilen ehil çiftçilerimizle beraber üretimi artıyor olmamız lazım. Topraksız ve dikey tarım konusunda da adımlar atıyor olmamız lazım." diye konuştu.
Kuraklıkla ilgili Bakanlığın desteklemeler yaptığını da belirten Pakdemirli, son yıllarda desteklerin artarak devam ettiğini dile getirdi.
Fiyat artışları
Dünya genelinde emtia fiyatlarında artış yaşandığını aktaran Pakdemirli, yem fiyatlarının artışından da herkesin muzdarip olduğunu ifade etti.
Dünyada gıda üretimiyle ilgili bir sıkıntı olmadığını dile getiren Pakdemirli, "Pandemiyle ilgili endişeler dünyadaki emtiaların fiyatlarını artırıyor. Bunlar da bizim tarımsal girdilerdeki fiyatları artırıyor. Ancak artışlar olması gerekenin çok üstünde." dedi.
Başta üretici sonra da tüketiciyi korumak amacıyla Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) Temmuz ayında yem ham maddesi satışına başladığına dikkati çeken Pakdemirli, "Eylülde 800 bin ton hububat satışı besici ve süt üreticilerine gerçekleştirdik." diye konuştu.
Gıda fiyatlarındaki artış için çözüm çalışmalarının devam ettiğini belirten Pakdemirli, şunları kaydetti:
"Bugün itibarıyla toplumda yapılan tespitler doğrudur ama bazıları yüzeysel duruyor. Bizim burada yapısal bir şey yapmamız lazım. Yeni bir sayfa açıp yeni bir sayfanın üzerinden bu işi götürmemiz lazım. Yani bugün üreticiye sorsanız 'En çok alın teri bende ancak ben istediğim kadar alamıyorum. Bende 10 lira, pazarda 20 lira' diyor. Tüketici de 'Ben istediğim kalitede bir ürünü haklı bir fiyat seviyesinden alamıyorum, ulaşamıyorum. Üreticideki fiyatlarla bana gelen arasında ciddi bir fark var...' Bu mesele sadece Türkiye'nin meselesi değil. Bütün G20 ülkelerinde ana meselelerden biri bu. Yani tohumdan çatala kadar olan zincirdeki meseleyi çözmek, aradaki seviyeleri daha iyi bir noktaya getirebilmek..."
Pakdemirli'den "sözleşmeli üretime" vurgu
Sözleşmeli üretime değinen Pakdemirli, "Sözleşmeli üretimi Türkiye'de çok daha yaygın ve daha iyi bir yere getirmemiz lazım. Türkiye'de sözleşmeli üretim kayıtlı olarak yüzde 5 ama ABD'de bitkisel üretimde yüzde 80-85." ifadelerini kullandı.
Sebze ve meyve tacirlerinin borçlandırma usulüyle sözleşmeli üretim yaptığını kaydeden Pakdemirli, ancak bunun tek taraflı bir dikte ve dayatma ile yapıldığını ifade etti.
Sözleşmeli üretimin tamamen gönüllülük usulüyle çalışılacak bir sistem olduğunu aktaran Pakdemirli, bunun uzun vadede enflasyonla mücadeleye de fayda sağlayacağına inandığını aktardı.
Gıda fiyatlarındaki değişikliğe de dikkati çeken Pakdemirli, "Gıda Fiyatlarını İzleme Kurulumuz, Koordinasyon Kurulumuz ve Gıda Komitemiz özellikle gıda fiyatlarının bu değişen ve defakto oluşmuş ortamda hem dünya fiyatları hem de zincirdeki verimsizlikler olsun bunun üzerine gidiyor ve gitmeye de kararlı." dedi.
"Çiftçimizin zarar ediyoruz dediği ürün yok"
Tarımsal üretimin Türkiye'de son 3 senedir büyüdüğünü belirten Pakdemirli, "Allah'a şükürler olsun bugün itibarıyla, -biraz sonra konuşacağız, dertlerinizi dinleyeceğiz ama- çiftçimizin biz zarar ediyoruz dediği bir ürün yoktur. Besici ve yetiştiricimizi için zaman zaman maliyetlerin artığı dönemler olabilir. Bunlarla da ilgili tedbirleri alıyoruz almaya da devam edeceğiz." şeklinde konuştu.
Birçok destek kaleminde artış yaptıklarını belirten Pakdemirli, gelecek yıl destek miktarının artacağını da ifade etti.
"Su Şurası" yaptıklarını anımsatan Pakdemir, en az yüzde 15 daha fazla suya ihtiyaç olduğunu belirtti. Kuraklıkla ilgili çalışmaların devam ettiğini belirten Pakdemirli, yapılan barajlar ve göletler hakkında bilgi verdi.
Pakdemirli, ihtisas organize sanayi bölgelerinin de ekonomiye önemli katkı yapacağına inandığını da vurguladı.
Toplantıya, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, AK Parti İzmir milletvekilleri Ceyda Bölünmez Çankırı, Cemal Bekle, Mahmut Atilla Kaya, bölgedeki muhtarlar, çiftçiler ve bakanlık bürokratları katıldı.