Perende, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Lozan Antlaşması ile azınlık eğitiminin özerkliğinin güvence altına alındığını hatırlatarak, "Gelinen noktada, bu özerkliğin korunması bir yana, problemlerin azalması gerekirken çoğaldığını görüyoruz" dedi.
Eğitim gibi hassas bir konunun siyasi malzeme yapılmaması gerektiğini vurgulayan Perende, "Yunan Azınlık Ortaokulu ve Lisesi" ifadesinin "arkasında bir amaç yoksa" derhal düzeltilmesi gerektiğini belirtti.
Perende, "Özellikle eğitim gibi toplumu yakından ilgilendiren bir konuda hassasiyet gösterilmesi şarttır. Atılacak adımlar ve bundan sonraki süreç, bu ifadenin bilinçli bir politikanın ürünü olup olmadığını gösterecektir." ifadelerini kullandı.
"Umarız dil sürçmesidir"
İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi Encümen Heyeti Başkanı Ozan Ahmetoğlu ise konuyla ilgili olarak, "Umarız ki bu bir dil sürçmesidir ve bilinçli yapılan bir şey değildir Bu durum, azınlık eğitiminin uluslararası antlaşmalarla belirlenen statüsüne, Batı Trakya Türklerinin iradesine ve okullarımızın tarihine tamamen ters düşmektedir" dedi.
İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesinin bina sorunu
Batı Trakya Türk Azınlığının eğitim alanındaki taleplerinin yıllardır Yunanistan hükümetlerince dikkate alınmadığını vurgulayan Ahmetoğlu, özellikle İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesinde yaşanan sorunların bu politikaların bir sonucu olduğunu söyledi.
Yeni bir bina için girişimlerde bulunduklarını belirten Ahmetoğlu, "Encümen Heyeti olarak yoğun çabalarımıza rağmen, yetkili kurum ve mercilerden bu talebimize olumlu bir yanıt alamadık. Ne ciddi bir çözüm önerisi ne de somut bir adım atıldı. Bu tutumun bir an önce değişmesini ve eğitim alanındaki taleplerimizin dikkate alınmasını bekliyoruz." diye konuştu.
22 Kasım'da Celal Bayar Azınlık Ortaokulu ve Lisesi öğrencilerinin düzenlediği kermes sırasında yerel basına demeç veren okulun müdür yardımcısı, okulu "Yunan Azınlık Ortaokulu ve Lisesi" olarak nitelendirmişti.
Söz konusu ifade, encümen heyetlerinin tepkisine yol açmıştı.