Alman sanayisiyle Çin'e çıkarma yapan Scholz, ABD ve Kiev'e rağmen ekonomik işbirliği vurgusu yaptı

Alman sanayisiyle Çin'e çıkarma yapan Scholz, ABD ve Kiev'e rağmen ekonomik işbirliği vurgusu yaptı

Her şeye rağmen ekonomik işbirliği arzusunun damga vurduğu ziyarette Scholz, Ukrayna'da barış için Çin'in Rusya üzerinde nüfuzunu kullanması ve Rusya'nın tahıl anlaşmasını uzatmasını istedi. Şi ise 'Ukrayna'da barış ve dengeli Avrupa güvenlik çerçevesinin inşasında AB ve Almanya'nın önemli rol oynamasını Çin'in desteklediği' yanıtını verdi.
Washington'ın hem ekonomik savaş açtığı hem Tayvan, Hong Kong, Uygurlar üzerinden baskı uygulamaya çalıştığı hem de Ukrayna krizi bağlamında Rusya'yı desteklediği iddiasıyla günah keçisi yaptığı Çin'e, Almanya Başbakanı Olaf Scholz çıkarma yaptı. Scholz'un beraberindeki 60 kişilik heyette Almanya'nın otomotiv sanayinin devleri dahil önemli şirketlerinin yöneticileri bulunuyor.
Başta gönülsüz olsa da, Ukrayna krizinde koalisyon ortağı Yeşiller'in de bastırmasıyla ABD'nin politikalarını aynen uygulayan Sosyal Demokrat Partili Şansölye, Almanya'da ABD yanlısı kesimlerin 'hainlik' suçlamaları eşliğinde Pekin ziyaretini iptal etmesine yönelik baskısı altındaydı. Washington'ın Avrupa ülkelerine ulusal güvenlik gerekçesiyle Çin'le ticari bağlarını kesmeleri için baskı yapmasına rağmen, Scholz, Rusya yaptırımları nedeniyle kontak kapatma noktasına gelen Alman sanayinin büyük umut bağladığı Çin ziyaretine başladı.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 'Berlin'in giderek otoriterleşen Çin'e bağımlılığını artırdığı' eleştirilerinin yükünü sırtında taşıyan Scholz'u ağırlamaktan memnuniyetini ifade ederken, iki lider, ekonomik işbirliğini derinleştirmenin yollarını görüştü.
Almanya Şansölyesi, dünyanın iki numaralı ekonomisinin sınırlarını kapattığı ve Şi'nin yüz yüze diplomasiden büyük ölçüde kaçındığı koronavirüs pandemisinin başlamasından bu yana Çin'i ziyaret eden ilk G7 lideri oldu.
Ayağının tozuyla Pekin'deki Büyük Halk Salonu'na giden ve ağzı kulaklarında gülümseyen Şi tarafından karşılanan Scholz, anlaşmazlık alanlarına atıfta bulunurken ekonomik işbirliğini 'daha fazla geliştirmeyi' umduğunu söyledi.
Şansölye, "Burada farklı bakış açılarına sahip olduğumuz sorular da dahil olmak üzere tüm sorular hakkında fikir alışverişinde bulunabiliyor olmamız güze, görüş alışverişi bunun içindir" dedi. "Ekonomik işbirliğimizi iklim değişikliği, gıda güvenliği, borçlu ülkeler gibi diğer konularda nasıl daha da geliştirebileceğimizi de konuşmak istiyoruz" diye ekledi.
Çin devlet medyasına göre Çin Devlet Başkanı, 'iki ülkenin Soğuk Savaş döneminde rekabete rağmen ekonomik ilişkileri başlatması sayesinde 50 yılı aşan diplomatik ilişkileri bulunduğunu' vurguladı.
'Karmaşık ve değişken uluslararası manzaraya' dikkat çeken Şi, 'büyük etkiye sahip iki büyük ülke olan Çin ile Almanya'nın değişim ve istikrarsızlık dönemlerinde birlikte çalışması ve küresel barışla kalkınmaya daha fazla katkıda bulunması gerektiğinin' altını çizdi.
Şi, Scholz'un aynı zamanda kendisinin Mao Zedong'dan beri Çin Komünist Partisi (ÇKP) Genel Sekreterliğine, dolayısıyla Çin Devlet Başkanlığına üst üste üçüncü kez seçilen ilk isim olmasına sahne olan ÇKP'nin 20. Ulusal Kongresi sonrası Pekin'i ziyaret eden ilk yabancı lider olduğuna dikkat çekti. Dünya düzeninde büyük değişikliklerin yaşandığı dönemde gelen bu karar, Batı'da 'Çin'in daha da otoriterleşmesi' şeklinde yorumlanmıştı.
Scholz, Şi'nin ardından Çin Başbakanı Li Keqiang ile biraraya gelerek iki ülke arasında adil ticaret çağrısında bulundu."Biz (Çin ile) ayrışma fikirlerine inanmıyoruz" vurgusunu yapan şansölye, 'eşitler düzeyinde mütekabiliyete dayanan ekonomik bağlar' çağrısında bulundu.

Ardından basın mensuplarına konuşan Almanya Başbakanı, Washington'ın telinden çalarak, 'Şi'den Ukrayna savaşını durdurması için Çin'in Rusya üzerindeki nüfuzunu kullanmasını istediği' mesajını verdi: "Devlet Başkanına Çin'in Rusya üzerindeki etkisini kullanmasının önemli olduğunu söyledim. Rusya, sivil nüfusun her gün maruz kaldığı saldırıları derhal durdurmalı ve Ukrayna'dan çekilmeli."
Ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e Ukrayna'dan tahıl sevkiyatlarının güvenli geçişine izin veren anlaşmayı uzatması çağrısı yapan Scholz, "Rusya Devlet Başkanını birkaç gün içinde sona erecek tahıl anlaşmasını uzatmayı reddetmemeye çağırıyorum. Açlık, bir silah olarak kullanılmamalı" dedi.
Bunun üzerine Çin devlet medyası Şi'nin Scholz'la görüşmede 'Ukrayna krizinin çözülmesi için barış görüşmeleri yapılması' çağrısında bulunduğunu duyurdu. Buna göre 'Çin'in barış görüşmelerini ilerletmede ve dengeli, etkili ve sürdürülebilir bir Avrupa güvenlik çerçevesinin inşasını teşvik etmede önemli bir rol oynamada Almanya ve AB'yi desteklediğini' dile getiren Şi, şunları söyledi:
"Uluslararası toplum, ilgili tüm tarafları rasyonellik ve itidal kullanma, mümkün olan en kısa sürede doğrudan temas kurma ve müzakerelerin yeniden başlaması için koşullar yaratma, nükleer silah kullanımına veya kullanım tehdidine ortaklaşa karşı çıkmaya çağırmalıdır."
Alman sanayi Alman ekonomisi Rusya yaptırımlarının tetiklediği enerji krizi eşliğinde durgunluğa girerken, Çin pazarını her zamankinden daha önemli görüyor. Çin, makinelerden Volkswagen, BMW ve Mercedes-Benz gibi markaların ürettiği araçlara kadar Alman malları için önemli bir pazar.
Ancak Avrupa'nın savaş tellalı şeklinde hareket eden Yeşiller'den Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un Scholz'un ziyaretine 'Çin'e ticari bağımlılık savı' üzerinden 'geçmişte Rusya ile yapılan hataların Çin'le tekrarlanmaması' ikazında bulunması örneğindeki gibi karşıt cephe de var. Geçen ay Almanya'da Çinli nakliye devi Cosco'nun Hamburg Limanı terminalinde hisse satın almasına izin verip vermeme konusunda da tartışma patlak verdi.

DÜNYA Haberleri

Almanya'da Göttingen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Tolan, görevden alındı
Putin, Kuzey Kore'ye aslan ve bozayı dahil 70'i aşkın hayvan hediye etti
Pentagon, UCM'nin Netanyahu hakkındaki tutuklama emrine karşı çıktı
Pentagon, Rusya'nın Ukrayna'da kıtalararası balistik füze kullandığını doğruladı
ABD yönetimi, UCM'nin Putin kararında farklı, Netanyahu kararında farklı tavır takındı