Bozdağ, CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
The Economist dergisinin 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Seçimleri hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldığının hatırlatılması üzerine Bozdağ, Türkiye'deki seçimlerin sadece Türk halkı tarafından değil, yurt dışında da yakından takip edildiğini söyledi.
Bozdağ, yabancı devlet başkanlarının, basın mensuplarının, çok sayıda çevrenin Türkiye'deki seçimlere müdahale veya seçmenlerin tercihlerini etkilemek için değişik davranışlar ortaya koyduğuna işaret ederek, The Economist'in de onlardan biri olduğunu kaydetti.
Başka dergiler ve gazetelerin de zaman zaman benzer haberler yapıp, benzer manşetler attığını belirten Bozdağ, şöyle konuştu:
"Çok belli, Türkiye'nin seçimlerine müdahale girişimi bunlar ve Türk seçmeninin tercihlerini etkileme teşebbüsleri olarak duruyor. Ama şu açık, Türkiye'nin seçimini The Economist yapmayacak. Türkiye'nin cumhurbaşkanını ve milletvekilini Washington yahut da Londra'dakiler seçmeyecek, Türk milleti seçecek. Dolayısıyla bu manşetlerin milletimizin tercihlerini değiştirmeye etkili olacağına inanmıyorum."
"Kumpasa destek verdiğini itiraf etmiş oldu"
Adalet Bakanı Bozdağ'a, Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, katıldığı canlı yayında kendisi hakkında bazı kayıtların ortaya çıkacağını söylediği ve "17-25 Aralık sürecinde de sahte ses kayıtları yaptılar" ifadesini kullandığı hatırlatıldı.
Bozdağ, "Sayın Kılıçdaroğlu yıllar sonra da olsa Cumhurbaşkanı'mıza iftira etmiş olduğunu, Cumhurbaşkanı'mıza bir kumpasın kurulmuş olduğunu 17-25 Aralık'ın FETÖ'nün bir kumpası olduğunu, o kasetlerin de bir kumpas olduğunu ve kurmaca olduğunu açıkça itiraf etmiş oldu. Ama bir şey daha yaptı, kendinin de o süreçte bu kumpasın neticeye varması için bilerek veya bilmeyerek bu kumpasa destek verdiğini itiraf etmiş oldu." dedi.
Kılıçdaroğlu'nun 17-25 Aralık sürecinde ses kayıtlarını TBMM'de dinlettiğini, "Benimle ilgili böyle kasetler çıksa saniye durmam, bırakırım" dediğini hatırlatan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Bu, şunu gösteriyor, Kılıçdaroğlu'nun vaktiyle Türk halkını aldattığını, yanılttığını, Sayın Cumhurbaşkanı'mıza atılan iftirayı yaydığını, yaygınlaştırdığını gösteriyor. Onun için de bu itiraf nedeniyle Sayın Kılıçdaroğlu'nu Türk halkından, aldattığı ve yanılttığı Türk halkından özür dilemeye davet ediyorum. Cumhurbaşkanı'mıza karşı yürütülen iftira ve kumpas sürecine verdiği destekten dolayı da Sayın Cumhurbaşkanı'mızdan özür dilemeye davet ediyorum. Herhalde böylesi bir noktada, yani siyasi etik bunu gerektirdiği gibi bizim sahip olduğumuz ahlak kuralları da birisi bir kumpasa uğramışsa, birisi hakkında iftira atılmışsa, bilmeyerek ya da onların doğruluğuna inanarak o sürece destek vermişse birinin bundan dolayı özür dilemesi, kamuoyundan ve Cumhurbaşkanı'mızdan özür dilemesi asgari ahlak kurallarının gereğidir. Sayın Kılıçdaroğlu'nu buradan özür dilemeye davet ediyorum."
"Yarın yazışmaların hepsini Türkiye kamuoyuyla paylaşacağım"
Muhalefetin, "bir hakimin terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'la görüşmek üzere İmralı'ya gönderildiği" iddiası hatırlatılan Bakan Bozdağ, şunları kaydetti:
"Şimdi bakın onlar yalan söylüyor. Bu kadar açık söylüyorum ve 'Belge var falan filan' diye söyledikleri kısımda oraya zaman zaman bizim bir sürü Adalet Bakanlığından teknik heyetler gider. Oradaki binaların tamiri, bakımı, onlarla ilgili böyle bir görevlendirmeyle ilgili yapılan şeyler, çalışmalar. Oradan muhtemelen edindikleri birtakım yazıları çarpıtıyorlar. 'Elimde belge var', çık açıkla belgen varsa. Elini tutan mı var? O belge Öcalan'la görüşmeyi gösteriyorsa, 'Elimde belge bu. Bak Öcalan'la bu görüştü', çık açıkla. Açıklayamazlar. Çünkü bile bile Öcalan'la hiç alakası olmayan bir yazışmayı, oradaki sadece teknik bir ihtiyaçtan, dış güvenlikle ilgili birtakım çalışmalar yapılmasıyla ilişkin görevlendirmeleri, yazışmaları alıp Öcalan'la görüştü şeklinde çarpıtıyorlar."
Muhalefete, iddiasına ilişkin belgeleri göstermesi çağrısında bulunan Bakan Bozdağ, bu açıklamaların terör örgütü PKK'nın Kılıçdaroğlu'na yönelik desteğini gizleme amacı taşıdığı için yapıldığını belirtti.
Bozdağ, şöyle devam etti:
"(Bak işte onlar da orada görüşüyor) diye bir sonuçla kendi ayıplarını kapatmak istiyorlar ama yok böyle bir şey. Büyük bir çarpıtmayı bile isteye yapıyorlar. Onun için de buradan bir kez daha çağrı yapıyorum, o hakimin de diğerlerinin de adını açıklayın. Yazıları da yayınlayın. Onlar yayınlamazsa yazıları ben yayınlayacağım, bütün basına vereceğim. Bakın bakalım burada görüşme var mı? Yani bugün yayınlamazlarsa yarın ben basına bütün bu yazışmaları vereceğim. Ben yayınlanması çağrısında bulunuyorum. Eğer ahlaklı ve söylediklerinin doğruluğuna inanıyorlarsa bunu yayınlasınlar. Yayınlamıyorlarsa ben arkadaşlarıma talimat verdim. Yarın bu yazışmaların hepsini Türkiye kamuoyuyla paylaşacağım."