Avrupa Parlamentosu'nda grubu bulunan Avrupa Halk Partisi (EPP) lideri Manfred Weber, Türkiye hakkında açıklamalarda bulundu. Weber, Türkiye'nin Avrupa'dan ve Avrupa değerlerinden uzaklaştığını, bu yüzden ikili ilişkilerde yeni bir sayfa açılamayacağını ifade etti.
EPP lideri Weber, Türkiye ile ilişkiler ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in Türkiye ziyaretine ilişkin Yunan Kathimerini gazetesine açıklamalarda bulundu.
Weber'e göre Avrupa Birliği, iki başkanının Ankara'yı ziyareti sırasında bölünmüş ve zayıf görünüyordu.
Mayıs ayı ortalarında Delphi Ekonomik Forumu'nda konuşmacılar arasında yer alacak olan Weber, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Avrupa değerlerinden uzaklaştığını ve şu anda olumlu bir gündem başlatmak için hiçbir neden bulunmadığını belirtti.
İki başkanın Ankara ziyareti gerekli miydi?
- Gezinin amacı, Avrupa Konseyi'nin sonuçlarının ardından Ankara'ya bir güç sinyali göndermekti. Bunun yerine bölünme ve küresel sahnede duramama sinyali gönderdik. Ve Ursula von der Leyen'in, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinden sonra böyle bir muameleyle karşılaşması özellikle olumsuzdu. 'Jeopolitik Avrupa' vaadinden çok uzağız. Konsey'den ve Komisyon'dan talebimiz, bunun bir daha asla yaşanmaması için koordinasyonun sağlanmasıdır.
Bugünün Türkiyesi ile Avrupa arasındaki değerler uçurumu 2020'nin başına göre ne durumda?
- Türkiye'nin Avrupa'dan ve değerlerinden -hukukun üstünlüğünden, basın özgürlüğünden ve yargı bağımsızlığından- uzaklaştığı açıktır. İtalya Başbakanı bu konuyu en çok dile getiren kişiydi. Herkes bu gerçekliğin farkında. Esas olan da bu zaten. Ve bu yüzden Türkiye ile yeni bir sayfa açamayacağımız açıkça ortada. Vize serbestisi veya Gümrük Birliği'nin modernizasyonu hakkında da konuşamayız. İlk adım, güveni yeniden sağlamak, provokasyonlara son vermek olacaktır. Önümüzdeki birkaç hafta, bu tür müzakerelere devam etmenin mantıklı olup olmayacağını netleştirecek.
2004 yılından bu yana Avrupa Parlamentosu mensubu olan 48 yaşındaki Alman politikacı, Avrupa Halk Partisi'nin bir parçası olan Bavyera'daki Hristiyan Sosyal Birliği'nin üyesi olarak aktif siyaset hayatına devam ediyor.