Pakistan'da eski Başbakan İmran Han'ın başbakanlığı döneminde görev yapan 10 eski bakanın diplomatik pasaportları iptal edildi.
Geo News televizyonundaki habere göre, Göç ve Pasaport Genel Müdürlüğü, Pakistan Adalet Hareketi Partisi'nden (PTI) 9 eski bakanın ve Avami Müslüman Ligi (AML) lideri eski bakan Şeyh Raşid Ahmed'in diplomatik pasaportlarının iptal edilmesine karar verildiğini duyurdu.
Bu kapsamda eski Dışişleri Bakanı Şah Mahmut Kureyşi ve eski İçişleri Bakanı Şeyh Raşid Ahmed'in de aralarında bulunduğu 10 eski bakanın diplomatik pasaportları iptal edildi.
Söz konusu siyasetçiler, İmran Han hükümetinin görevde olduğu Temmuz 2018-Nisan 2022'de kabine üyesiydi.
Pakistan yasalarına göre, Bakanlar Kurulu üyelerinin görev sürelerinin dolmasının ardından 30 gün içerisinde pasaportlarını teslim etmeleri gerekiyor.
Söz konusu bakanların, Han hükümetinin Nisan 2022'de düşmesinin ardından pasaportlarını teslim edip etmedikleri veya görevden ayrıldıktan 13 ay sonra pasaportlarının neden iptal edildiği açıklık kazanmadı.
Bununla birlikte, İmran Han ile hükümet arasında yaşanan tartışmaların ardından hükümetin böyle bir adım attığı değerlendirmesi yapılıyor.
PTI'dan aralarında İmran Han'ın da bulunduğu onlarca siyasetçiye 25 Mayıs'ta yurt dışına çıkış yasağı getirilmişti.

Han'ın tutuklanması ve protestolar
Pakistan'da eski Başbakan Han'ın yolsuzlukla suçlandığı dava sebebiyle 9 Mayıs'ta tutuklanmasının ardından başlayan protestolarda en az 10 kişi hayatını kaybetmişti.
Gösterilerde çok sayıda özel ve kamu mülkü zarar görmüş, polis araçları ateşe verilmişti. Protestolarda Ravalpindi'deki Genelkurmay Başkanlığı dahil farklı şehirlerdeki askeri kurumlar da hedef alınmıştı.
Anayasa Mahkemesi 11 Mayıs'ta Han'ın tutuklanmasının yasa dışı olduğunu belirterek, bir an önce tahliye edilmesine hükmetmiş, Han 12 Mayıs'ta kefaletle serbest bırakılmıştı.
Pakistan İçişleri Bakanı Rana Sanaullah, 26 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, Han'ın tutuklanmasının ardından başlayan gösterilerde, şiddet olaylarına karıştığı iddiasıyla 33 sivilin askeri mahkemelerde yargılanmak üzere silahlı kuvvetlere teslim edildiğini bildirmişti.