'Biden yönetiminin Küba politikasının gözden geçirilmesi ve Havana'nın son dönemin en büyük protestolarını bastırması bağlamında atılacak ilk adımları kısa süre içinde duyuracağını' söyleyen ABD Dışişleri yetkilileri, Havana'nın Venezüella'daki Maduro yönetimine desteğinin de hesaba katılacağını belirtti.

Castro döneminin sona erdiği Küba'da koronavirüs pandemisinin yarattığı sorunlar ve gıda-ilaç kıtlığı gerekçesiyle hükümet karşıtı protestolar düzenlenmesini başkent Havana'da 100 bin hükümet yanlısının gövde gösterisi takip ederken, ABD'deki Joe Biden yönetiminden yeni tehditler geldi. Protestolar sırasında çok sayıda gözaltı ve bir ölüm haberlerinin ardından, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri açıklamalar yaptı. Yetkililer, 'Biden yönetiminin Küba politikasının gözden geçirilmesi ve Havana'nın son dönemin en büyük protestolarını bastırması bağlamında atılacak ilk adımları kısa süre içinde duyuracağını' belirtti.

ABD'nin burnunun dibinde 1962'den beri Amerikan yaptırımları altında yaşam mücadelesi veren komünist adaya yönelik politika değişiklikleri hakkında Reuters'e konuşan ABD Dışişleri'nden üst düzey yetkililer, 'Biden yönetiminin Küba hükümeti üzerindeki baskıyı devam ettirirken, Küba halkının insani dramını hafifletmenin yollarını arayacağını' söyledi. 

Bir yetkili, Washington'ın, Joe Biden'ın selefi Donald Trump döneminde kapatılan havale akışını 'Küba hükümetinin eline para geçmeyecek şekilde yeniden tesis etmek için olası geçici çözüm üretmeye çalıştığını' aktardı.

Yöntemle ilgili bilgi vermeyen yetkili, böyle bir mekanizma kurmanın zaman alacağını vurgulayıp "Kısa vadede gevşeme beklemiyorum" dedi. 

"Önceki haftaki olayların gidişatının kesinlikle siyasi sonuçları olacaktır. Atılacak ilk adımlara dair ABD hükümetinden oldukça kısa süre içinde açıklama bekliyorum" diyen bir yetkili, Küba'dan 'yüksek öncelik' diye söz ederek şöyle devam etti:

"Ada çapında 58'den fazla sayıda yerde on binlerce protestocunun hükümetten değişim talebinde bulunmasının ışığında, bu, Küba için tarihi bir andı."

Yetkililer, Küba gibi ABD yaptırımları altındaki Venezüella'da Trump'ın devirmek için her yolu denediği Nicolas Maduro'nun sosyalist yönetimine Havana'nın devam eden desteğinin Küba politikasının gözden geçirilmesi sırasında değerlendirmeye alınacağını belirtti.

Trump'ın başkanlıktan ayrılmasına ramak kala Küba'yı 'terörizmin devlet sponsorları' listesine almasının gözden geçirme kapsamında olacağı, adadaki protestolar öncesinde, basına yansımıştı. Ancak yetkililer, bu meseleyle ilgili bir karara varmak için takvim olmadığını söyledi.

Bu açıklamalar, Havana ile ilişkileri normalleştirme anlaşması yapmış eski ABD Başkanı Barack Obama döneminin Başkan Yardımcısı olan Biden'ın, Trump'ın Obama'nın açılımını ters yüz ederek Küba'yı tekrar sıkı kıskaca almasını gevşetmeye hazır olmadığını gösterdi.

Küba'da patlak veren protesto dalgasında sörf yapmaya niyetli gözüken Biden, geçen hafta yaptığı açıklamada, 'Küba hükümetinin büyük kısmına el koyacağı endişesi gerekçesiyle havaleler ve ABD'deki Kübalıların adadaki ailelerine yapabilecekleri ödemelerle ilgili kısıtlamaları şimdilik gevşetmeye hazır olmadığını' söylemişti.

Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel ise protestolardan 'ABD'nin finanse ettiği karşı devrimci unsurları ve paralı askerleri' sorumlu tuttu. 90'lık selefi Raul Castro ile birlikte miting düzenleyen Diaz-Canel, 'Küba'yı istikrarsız ve tehlikeli göstermek için uluslararası bir kampanya yürütüldüğünü, Küba'da yaygın protestolar düzenlediği anlatısının uydurma olduğunu, bu yalanın sosyal medya, yabancı politikacılar ve aktivistler tarafından yayılmasının tesadüf olmadığını' sıraladı.

"Tüm bunlar, konvansiyonel olmayan savaş el kitabının soğuk hesaplarıdır" diyen Küba lideri, 'Washington ve Kübalı göçmenlerin yaşadığı Florida'daki siyasi aygıt tarafından finanse edilen medya terörizmine maruz kaldıklarını' ve 'sosyal medyada da öfke, yıkım ve nefret taşmasını yüceltip teşvik etme kampanyası yürütüldüğünü' dile getirdi.