Kılıçdaroğlu'ndan HDP'ye yönelik kapatma davasına tepki: Doğru bulmuyorum

Kılıçdaroğlu'ndan HDP'ye yönelik kapatma davasına tepki: Doğru bulmuyorum

Kılıçdaroğlu'ndan HDP'ye yönelik kapatma davasına tepki: Doğru bulmuyorum

A+A-

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, HDP'ye yönelik kapatma davasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Demokrasinin var olduğu, savunulması gerektiği bir ortamda siz bir partiyi kapatamazsınız" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"- Eğer insanın ruhunda olan temizliği kirletirseniz, ruhu temiz olmaktan çıkarırsanız, sizin topluma hiçbir yararınız olmaz. Üzülerek ifade ediyorum. Türkiye'yi bu bataktan biz çıkaracağız. Herkes bundan emin olsun. Hangi partiden olursa olsun, her partinin seçmeni gözünü bize dikmiş durumda. 'Türkiye'yi bu bataktan nasıl çıkaracaklar?' diye. Çıkaracağız. Şeffaf siyaseti getireceğiz. Herkes bundan emin olsun.

- Hasan Saltık hayatını kaybetti. Müzik dünyamızın çok önemli bir aktörüydü. Anadolu'nun unutulan, kaybolan türkülerini derdi. Bizim müzik kültürümüzün korunması açısından Kültür Bakanlığı'nın yapamadığını yaptı. Allah'tan rahmet diliyoruz. Müzik dünyasının başı sağ olsun.

- Çankırı'daki doğal zenginlik belki hiçbir ilimizde yok. Ama iktidar nasıl olsa ben bunlardan oy alıyorum anlayışıyla hareket ediyor. Allah nasip edip iktidara geldiğimizde, Çankırı'nın doğal zenginliklerinin nasıl işlendiğini, nasıl istihdam sağlandığını görecekler. 

- Demokrasiden söz ediyoruz, üniversitelerin özerkliğinden söz ediyoruz. Üniversiteler bilim ürettiğinde Türkiye katma değeri yüksek ürünler üretmeye başlar diyoruz. Boğaziçi'ne malum bir kayyum rektör atadılar. Sen, o üniversiteye bırak rektör olmayı, orada hoca bile olamazsın. Kardeşim sende onur varsa istifa et. İstifa et ya. Neden istifa etmiyorsun? Hocaların görevine son veriyor, hangi mantıkla? Üniversitenin rektörü bilime düşman olur mu? Rektör bilime düşman, bilim insanına düşman. 

- Demokrasinin var olduğu, savunulması gerektiği bir ortamda siz bir partiyi kapatamazsınız. Şiddet, baskı uyguluyorsa eyvallah. Partinin yöneticileri ellerine silah alıp ortada geziyorsa eyvallah. Savcı, siyasi otoritenin talimatıyla harekete geçiyorsa demokrasiyi yok ediyorsunuz demektir. Vatandaş gider sandıkta istediği partiye oy verir. Düşünceyi ifadeden korkmayacaksınız. Bunu yaptığınız zaman demokrasiyi bu ülkeye gerçek anlamda getirmiş olursunuz. Siz siyasi partileri düşman olarak görüp 'Kapatın kardeşim' diye Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'na talimat verip harekete geçiyorsanız orada demokrasi yoktur. Dolayısıyla parti kapatmaya yönelik hiçbir hareketi doğru bulmuyorum. 

- İnancımız gereği, mazlumun kimliği sorulmaz. Benim gibi düşünmedi diye adamı öldürecek miyim ya? Gazeteciler bizi özgürce eleştirebilmeli. Siyasi partiler birbirini eleştirebilmeli, saygıyla karşılamalıyız. Hem demokrasiden bahsedeceksiniz, sonra beğenmediğiniz bir parti için 'Kapatın' diye talimat vereceksiniz. Yargı bağımsızlığına kim inanacak? 

- İktidar kendisini kurtarmak istiyor. Gırtlağına kadar lağım çukurunda olan bir siyasi iktidarın Türkiye'ye yararı olamaz. Ben lağım borusu patladı dedim, meğer çukurun içindeler. Koku bütün Türkiye'yi sardı, saray hissetmiyor. Çünkü lağım orada. Türkiye'yi temelden sarsan bir sürü açıklama var, saraydan tek cümle bile yok. AK Partili kardeşlerime sesleniyorum, MHP'li kardeşlerime sesleniyorum; bu lağım çukuru bu kadar kokuyu dünyaya yaymışken neden kimse konuşmuyor? Ben konuşunca 24 saat bile sürmeden harekete geçiyorlar. Yolsuzluklar diz boyu, bir Allah'ın kulu kalem bile oynatamıyor. 'Demokrasi var' diyorlar, sen onu benim külahıma anlat. Türkiye Cumhuriyeti devleti, bir hukuk devleti olmaktan çıkmıştır. Yargı asla ve asla tarafsız ve bağımsız değildir

- Şimdi bunu dış güçler diyerek millete satıyorlar. 19 yılın sonunda Türkiye Cumhuriyeti devletini dış güçlerin oyuncağı haline sen getirmedin mi o zaman? 

- Mafyayla el ele olacaksın, tezgahı kuracaksın. 21. yüzyılın Türkiyesinin geldiği nokta bu. İktidar sahipleriyle mafya ortak devleti yönetiyorlar. Cumhur İttifakı'nın üçüncü ortağı mafyadır. Mafya bozuntuları için özel kanun çıkarmadılar mı? Gidip mafya bozuntusunun önünde el pençe divan durmadılar. Siz mafyadan talimat alıyorsunuz ya. İçişleri Bakanı açıkça sarayı tehdit ediyor. 17-25'ten söz ediyor. Para kasalarından söz ediyor. Bir siyasi her ay 10 bin dolar para alıyor diyor. Kim bu ya? Hepimizin bildiği, ama kimsenin görmediği... Nasıl bir anlayış bu? Ve Türkiye bu noktaya nasıl geldi?

- Atanmış bir bakan, seçilmiş bir TBMM Başkanı'nı aşağılamasını nasıl karşılayacak? Sayın Başkana teşekkür ederim, mektup yazdığı için. Takipçisi olması lazım. O açıklamıyorsa Erdoğan'a gitmesi lazım. 

- Bir hükümeti düşürecek kadar onlarca olay ortaya konduğu halde, adamlardan tık yok. Yüzünüz hangi astardan, hangi deriden ya? Hiçbir savcı korkudan soruşturma açamıyor. Kara para aklayanları bizzat talimatla önce serbest bırakıyorlar, yurt dışına çıkabilirsin diyorlar. Bunu yapan kim? Siyasetçiler. 

- Gayet basit bir soru, bu memlekette huzur kaldı mı? En baştaki bir konuşuyor, herkes birbirine giriyor.

- İçişleri Bakanı 'Bir siyasetçi 10 bin dolar rüşvet alıyor' dediğinde bir tek savcı kalem bile oynatamıyorsa orada adalet mi olur ya? Bu saray ve şürekası rüşvetçileri koruyor anlamına gelir. Mafya liderleri siyasiler aracılığıyla yargıyı kontrol ediyorlar. İstedikleri kararı çıkartılıyor. Adam yurt dışında aranıyor, Türkiye'ye gelmiş.

- Milli gelirin en az her yüzde 1'i oranında destek verilir. Saray ve şürekası diyor ki, ne kanunu kardeşim. 2006'dan bu yana vermedi. Gidiyorsunuz, çiftçiye ya da esnafa haciz uyguluyorsunuz. Borçlarını zamanında ödemedi diye. Ziraat Bankası'nı soyan, milyon dolarlık kredi alan, hem faizi hem ana parasını ödemeyen bir zat el üstünde tutulurken bu ülkede adalet var diyebilir misiniz? 

- Milyonlar işsizken, gencecik fidan gibi evlatlarımız işsizken, asgari ücretliler geçinemezken saray beslemeleri beş-altı yerden dünyanın aylığını alıyorlar. 

- Değerli arkadaşlarım mafya bozuntuları için özel kanun, af kanunu çıkarırsın. Harp okulu öğrencileri içeride. Osman Kavala içeride. Selahattin Demirtaş içeride. Avukatlar içeride. Bu çifte standart neden?

- Erdoğan sözde gençlerle beraber olacak, dondurmacıya gidiyor. Bir genç kız, ayak ayak üstüne atmış. Herkes vay efendim nasıl ayak ayak üstüne atar diyorlar. Hemen müdahale ediyorlar. Makama saygısızlık olmasın diye. Ya o makam, hırsızlara bir şey demedi. Mafyaya bir şey demedi. Ya sen kala kala kızcağız ayak ayak üstüne attı diye mi rahatsız oluyorsun? Kişiler zorla saygı sahibi olamazlar. 

- (Bülent Turan'ın açıklaması) 'Hatalarımız varsa temizleriz.' En baştakini temizleyeceksin. Aklını kiraya vermişsin, neyi temizleyeceksin sen?"

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.