Kılıçdaroğlu: Gazeteciye kalkan her el, demokrasiye kalkmış demektir

Kılıçdaroğlu: Gazeteciye kalkan her el, demokrasiye kalkmış demektir

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında konuşuyor.

A+A-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteci Levent Gültekin'e yönelik saldırıya tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Bir gazetecinin düşüncelerini açıkladı diye tehdit edilmesi, saldırıya uğraması kabul edilemez. Gazeteciye kalkan her el, demokrasiye kalkmış demektir" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında konuşuyor.

İlk olarak gazeteci dün akşam saatlerinde Levent Gültekin'e düzenlenen saldırıya değinen Kılıçdaroğlu, "Saldırıya öncelikle tepki veren iki kadın, teşekkür ediyorum. Düşüncelerini özgürce yazar, kalemini satmaz. Kendi düşüncelerini özgürce ifade eder" dedi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Ama bir gazetecinin düşüncelerini açıkladı diye tehdit edilmesi, saldırıya uğraması kabul edilemez. Gazeteciye kalkan her el, demokrasiye kalkmış demektir. Kendisi 'Son zamanlarda sürekli tehdit alıyordum, memleketim adına üzülüyordum' dedi.

Buradan bütün basın çalışanlarına, düşüncelerini özgürce ifade eden gazetecilere selam gönderiyoruz. Kaleminizi satmadığınız sürece, kimi eleştirirseniz eleştirin yanınızda olacağız. Bizim eksiğimizi gösteren özgür medyadır. Özgür medyaya her zaman saygı duyacağız."

Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na eski Ordu Valisi Seddar Yavuz'a hakaret ettiği gerekçesiyle 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmasına tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Eğer İnsan Hakları Eylem Planı gerçek anlamda muhataplarına ulaşmışsa, bu davadan süratle beraat çıkması lazım" ifadesini kullandı.

'Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayarak yola çıkacağız'
Kılıçdaroğlu, sözlerinin devamında kadın haklarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Grup toplantısına çok sayıda kadının katılmasına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Burayı bir kır bahçesine döndürmüşsünüz, kadınlar var aramızda" dedi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Hayatımızın her alanında kadın var. İnsanlığın gelişmesi, büyümesi. Dilimizi öğrenmesi, öğretilmesi. sevgiyi saygıyı, kahkaha atmayı kadınlardan öğreniyoruz. Peki kadınlar bir toplumun ikinci sınıf vatandaşı mı? Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayarak yola çıkacağız.
Çalışmak, sigortalı olmak kadının da hakkı. Hangi gerekçeyle kadın çalışmasın, üretmesin, emek harcamasın sadece evde otursun? Kadın da üretmek istiyor.

'Kadınlar çalışırken örgütlü olmak, sendikalı olmak istiyorlar'
Kadınlar çalışırken örgütlü olmak, sendikalı olmak istiyorlar. Kadınların bu talebi haklı mı? Haklı. Birlikte mücadele, örgütlü olmak her zaman güçlü kılıyor. Kadınlar diyorlar ki 'Madem anayasada sosyal devlet var, neden gereği yerine getirilmiyor?' diyorlar. 'Kreş olması lazım, güven içinde çocuklarımızı bırakmamız lazım' diyorlar. Yerel seçimlerde bütün belediye başkanı arkadaşlarıma şu talimatı verdim; 'Seçildiğiniz beldede yoksul mahallelerden başlayarak kreşler yapacaksınız.'

Değerli arkadaşlarım, kadın konukevi ya da yasadaki tanımıyla sığınma evi. Sosyal devletin yapması gereken yapılardan biri. Şiddete uğradığında, yalnız kaldığında devletin ona kucak açması, yaşamını sürdürebileceği bir mekanı sağlaması lazım. Bugün çok sayıda belediye bu görevi yapmıyor. Kadınlar evlerinden ayrılmak zorunda kaldığında gidecek yer bulamıyorlar."

'Ne demek iyi hal indirimi?'
Kılıçdaroğlu, bu noktada Samsun'un Canik ilçesinde İbrahim Zarap'ın eski eşi E.M.'yi sokak ortasında, 5 yaşındaki çocuğunun gözleri önünde öldüresiye darbettiği görüntülere de tepki gösterdi.

Söz konusu görüntüyü sonuna kadar izlemeye yüreğinin dayanmadığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Sosyal medyanın en büyük yararı bu oldu. Bir görüntü Türkiye'yi salladı. Bu yapılır mı? Bir insana bu yapılır mı? Hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği bir olaydı. Hukukun gereğinin yerine getirilmesi lazım. Ne demek hakimin karşısına çıkıp kıravat takınca iyi hal indirimi? Ne demek iyi hal indirimi? Pek çok kadının hala korktuğunu görüyoruz. Bunun da gereğinin yapılması lazım."

Kadın hakları ve çalışma hayatındaki kadınların yerini de değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Bir bakanın söylemi; 'Kadınlar çalışıyor diye işsizlik artıyor.' Allah aşkına bakar mısınız? Bu kişi Türkiye Cumhuriyeti'nde bakanlık yapıyor. Kadını insan olarak görmüyor. Üreten kişi olarak görmüyor. Ne demek çalışmak? Oturacaksın evde. Bunu da kadınların asla unutmasını istemiyorum" diye konuştu.

'Kadınlar için yüzde 50 cinsiyet kotası belirledik, kanun teklifini Meclis Başkanlığı'na sunduk'
"Kadınlar siyasette eşitlik istiyorlar. Kendisi gidip oy kullanma hakkına sahipse, o kadın diyor ki 'E benim de seçilme hakkım var.' Bizim de yüzde 30 cinsiyet kotamız var" bilgisini veren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Kadın örgütleriyle görüştük, 'Neden yüzde 30?' dediler. Bir kanun teklifi hazırladık, yüzde 50 cinsiyet kotası belirledik. Tabii listenin sonlarında değil. Bu konuda kadın milletvekillerimiz bir kanun teklifi hazırladılar. Dün ben de bu teklifi imzaladım. Teklif TBMM Başkanlığı'na verildi.
Kadınlar '8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ise neden tatil olmuyor?' dediler. Onu da sağladık. Kadının seçme ve seçilme hakkı varsa önündeki engellerin kaldırılması lazım."

'İktisat literatüründe buna 'ilk günah' deniyor'
Kılıçdaroğlu, açıklamalarının devamında hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi. "Yüzde 90 maliyetle bir devlet borçlanırsa ne olur? Bir hükümet kendi ülkesinde altın veya döviz üzerinden borçlanıyorsa bunun ağır bir maliyeti var. İktisat literatüründe buna 'ilk günah' deniyor" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, devamında şunları kaydetti:

"Bununla borçlandığınız andan itibaren günahı işlemiş oluyorsunuz. Neden ilk günah? Çünkü bunun riski çok yüksek. Türkiye öyle bir duruma geldi ki kendi ülkesinde altınla, dövizle borçlanmak zorunda kaldı. 27 Şubat 2019 altın sertifikası çıkardılar, damat o zaman ekonominin başında, altının gramı 223 liraydı. Parası olanlar aldı. Altın sertifikasının ödenme tarihi 24 Şubat 2021.
Altının gramı 414 liraya çıktı. Yüzde 85 artış var. Kim ödeyecek? Devlet. Onun üzerine bir de yüzde 4 faiz var. Maliyet yüzde 90’a çıkıyor. Bu ne demektir? Soru şu. Bu parayı kim ödüyor? Hepimiz. Hepimiz ödüyoruz. Elektrik düğmesine bastığınız andan itibaren vergi ödüyorsunuz. Çocuğun altına bez alırken vergi ödüyorsunuz. Kim için bu paralar? Nereye gidiyor bu paralar? Bir avuç insana.

'Türkiye'nin her karışı bereketli olacak'
Üretimden koparıldı Türkiye. Allah'ın izniyle iktidar olduğumuzda göreceksiniz, Türkiye'nin her karışı bereketli olacak. En temel mücadele alanımız işsizlik olacak. Herkesin işi olacak. Herkes üretecek. Saray değil, sarayın beslemeleri değil, Londra’daki tefeciler değil, bu milletin sırtına yüzde 90 maliyet yükleyen değil. Biz kazanacağız. Kadınıyla erkeğiyle yapacağız."

'E sıram geldi de ondan aşı oldum'
Kılıçdaroğlu, sözlerinin sonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün (8 Mart 2021) kendisine yönelik olarak kullandığı "Vatandaş Kemal olarak 'Sıram gelince aşı olacağım' diyordun, Neden gidip aşı oldun?" ifadesine de yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Erdoğan eline almış mikrofonu. 'Vatandaş Kemal olarak 'Sıram gelince aşı olacağım' diyordun. Neden gidip aşı oldun?' diyor. E sıram geldi de ondan aşı oldum."

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.