'Dünyanın en büyük araştırmacı gazetecilik örgütünün' başından bu yana ABD'ye bağlı olduğu ortaya çıktı: Veto hakkı var
ABD hükümetinin OCCRP’nin çalışmalarının çok cüzi bir kısmında hedef alınırken ABD yönetiminin OCCRP’ye Rusya ve Venezüella dahil belirli ülkelere yönelik araştırmalarında kullanma yükümlülüğü olan fonlar sağladığı ortaya çıktı.
Pek çok geniş çaplı belge ve veri sızıntılarını dünya gündemine taşıyan, önde gelen araştırmacı gazetecilik kuruluşu Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi'nin (OCCRP) kurulduğu 2008'den bu yana en büyük fon sağlayıcısının ABD hükümeti olduğu ve Washington'un OCCRP'nin yöneticilerini veto hakkı olduğu ortaya çıktı.
Panama Belgeleri, Pandora Belgeleri, Pegasus Projesi gibi geniş çaplı belge ve veri sızıntılarını dünya gündemine taşıyan, önde gelen araştırmacı gazetecilik kuruluşu Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi'nin (OCCRP) kurulduğu 2008'den bu yana en büyük fon sağlayıcısının ABD hükümeti olduğu, Washington'un OCCRP'nin yöneticilerini veto hakkı olduğu ortaya çıktı.
Fransız Mediapart haber sitesi, ABD'den Drop Site News (US), İtalya'dan Il Fatto Quotidiano, Yunanistan'dan Birleşmiş Gazeteciler ve de Almanya kamu yayıncısı NDR kamuya açık belgelere ve eş kurucusu Drew Sullivan’ın NDR’ye verdiği kayıtlı röportajlara dayalı araştırma, OCCRP ile ABD yönetimi arasındaki ciddi ilişkilerin boyutunu gözler önüne serdi.
Diğer yandan, Sullivan’ın 'dünyanın en büyük araştırmacı gazetecilik örgütü' olarak tanımladığı ve kendisini tamamen 'bağımsız' olarak sunan OCCRP, en başından bu yana ABD hükümetine yapısal olarak bağımlı bir kuruluş olduğu anlaşılıyor.
ABD hükümetinin OCCRP’nin çalışmalarının çok cüzi bir kısmında hedef alınırken ABD yönetiminin OCCRP’ye Rusya ve Venezüella dahil belirli ülkelere yönelik araştırmalarında kullanma yükümlülüğü olan fonlar sağladığı ortaya çıktı.
ABD hükümeti OCCRP bütçesinin yarısından fazlasını finanse ediyor
OCCRP'nin kurulduğu 2008 yılından bu yana Amerikan hükümet kaynaklarından en az 47 milyon dolar aldığı belirtilirken bu miktarın kuruluşun toplam finansmanının yaklaşık yarısını oluşturduğu ve ABD devletini kurumun açık ara en büyük bağışçı bağışçısı yaptığı kaydedildi.
Resmi tarihinden ABD’nin kuruluşunda oynadığı rolü belirtmeyen sadece Birleşmiş Milletler’den (UN) bahseden OCCRP'nin kamuya açık mali denetim raporlarına göre kuruluşundan bu yana ABD hükümetinden 47 milyon dolar, ayrıca Avrupa Birliği’nden (AB) 1.1 milyon dolar, 7’si İngiltere , 4’ü İsveç’ten olmak üzere Danimarka, İsviçre, Slovakya ve Fransa dahil 6 Avrupa ülkesinden 14 milyon dolar fon aldığı kaydedildi.
OCCRP'nin kurucu ortağı ve yayıncısı Drew Sullivan'a göre, ABD hükümeti kuruluşun en büyük bağışçısı olmaya devam ederke faaliyetleri için de çok önemli mali destek sağlıyor. Alman devlet kanalı NDR'ye verdiği bir mülakatta Sullivan, desteği için “ABD hükümetine çok minnettarım” cümlesini kaydetmişti.
'Washington'un OCCRP liderliği üzerinde veto yetkisi var'
ABD hükümetinin önemli miktarda fon sağlamanın yanı sıra, OCCRP'nin liderliği üzerinde de önemli bir etkiye sahip olduğu kaydedildi.
Washington'un yayıncısı Sullivan'ın aday gösterilmesi de dahil olmak üzere, kuruluş içindeki kilit personel atamalarını veto etme hakkına olduğu vurgulanırken ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ve diğer hükümet organlarıyla yapılan anlaşmalar uyarınca OCCRP'nin üst düzey görevler için potansiyel işe alımların özgeçmişlerini onay için Amerikan hükümetine sunmak zorunda olduğu dile getirildi.
Sullivan da daha önce bir röportajında ABD'nin bu veto yetkisini kullanabileceğini kabul etmiş ancak bunun hiç kullanılmadığını savunarak, “Birini veto ederlerse, parayı almayacağımızı söyleyebiliriz” cümlesini kaydetmişti.
OCCRP’nin ayrıca Washington’un sağladığı fonlarla ABD’ye karşı araştırmalarda kullanma hakkı bulunmadığı ifade edildi.
2000’lerin sonunda iki Amerikan şirketi Microsoft ve Bechtel’in adı bazı Balkan ülkelerinde yolsuzluk soruşturmalarına karışmış ancak OCCRP’nin aktif olduğu ülkelerde geçen bu olay, kuruluşun yolsuzluk raporlarına konu edilmemişti.
'Soros önemli miktarda fon sağlıyor'
ABD hükümetinin yanı sıra OCCRP'nin Macar asıllı Amerikalı milyarder George Soros tarafından kurulan baskı grubu Açık Toplum Vakıfları da dahil olmak üzere özel bağışçılardan gelen fonlara da dayandığı; ayrıca Açık Toplum Vakıfları'nın katkıları önemli olmakla birlikte, soruşturmanın yazarlarına göre etki konusunda ABD hükümetinin bağışları kadar endişe yaratmadığı belirtiliyor.
'OCCRP, ABD hükümetinin gizli bağışıyla kuruldu'
OCCRP'nin kökeni doğrudan ABD hükümetinin finansmanına dayanadığı öne sürülen raporda, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Uluslararası Narkotik ve Kolluk İşleri Bürosu 2007 yılında ağın kurulması için ilk 1.7 milyon doları sağladığı belirtildi.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından kontrol edilen Gazetecilik Geliştirme Grubu (JDG) aracılığıyla aktarılan belirtilen bu fonun OCCRP'nin kurulmasında kilit rol oynadığı dile getirildi. Sullivan'ın Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ve ABD hükümeti ile ilişkisinin de Bosna Hersek'te yerel gazetecileri eğitmek için USAID tarafından finanse edilen bir girişimde çalıştığı 2000'li yılların başına kadar uzandığı aktarıldı.
'ABD hükümeti Rusya'yı hedef alan soruşturmaları finanse ediyor'
Soruşturmanın en çarpıcı ifşaatlarından birinin ise ABD hükümetinin OCCRP'yi soruşturmalarını Rusya ve Venezüella da dahil olmak üzere belirli ülkelere odaklaması için yönlendirmiş olması olduğu vurgulandı.
OCCRP'nin 'Rus Medya Alanını Dengeleme' adı verilen bir çaba kapsamında Rus medyasını araştırmak için ABD'den 2.2 milyon dolar aldığı ifade edilirken ABD'nin 2019-2023 arasında da Rusya ve Çin’in de dahil olduğu 'Avrasya’da Araştırmacı Gazeteciliği Güçlendirme' projesinde kullanılmak üzere de 1.7 milyon dolar bağışladığı belirtildi.
Benzer şekilde kuruluşun Rus iş adamlarının önemli mali çıkarlarının bulunduğu Kıbrıs ve Malta'daki yolsuzlukları araştırmak için de 2.3 milyon dolar aldığının altı çizildi.
ABD'nin yaptırım politikasını meşrulaştırmak için silah olarak kullanılan OCCRP raporları
Öte yandan OCCRP'nin soruşturma raporlarının ABD hükümeti tarafından dış politikasını özellikle de yaptırımlarını haklı çıkarmak için de kullanıldığı ifade edildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından ortaklaşa finanse edilen bir program olan Küresel Yolsuzlukla Mücadele Konsorsiyumu (GACC) aracılığıyla OCCRP'nin soruşturmaları doğrudan adli eylemler ve yaptırım prosedürleriyle ilişkilendirildiği aktarıldı.
ABD hükümeti OCCRP'nin bulgularını, yolsuzlukla ilişkili olduğunu düşündüğü kişi ve kuruluşlara daha fazla yaptırım uygulanması için kullandığı belirtilirken bu ülkeler arasında Rusya ve Venezüella gibi ülkelerin hususi olarak hedef alındığı vurgulandı.
Sullivan, OCCRP'nin, soruşturmalarının bulgularını daha geniş uluslararası politika hedeflerini destekleyecek şekilde uygulamak için ABD de dahil olmak üzere hükümetlerle yakın bir şekilde çalıştığını doğrulayarak, “GACC'nin son derece başarılı olduğunu kanıtladığına inanıyoruz” cümlesini kaydetmişti. Sullivan ayrıca bu programın genellikle 'ABD hükümetinin düşman olarak gördüğü ülkelerde' daha sert yolsuzlukla mücadele ve kara para aklamayla mücadele yasaları için lobi faaliyetlerinde etkili olduğunu da sözlerine eklemişti.
OCCRP'den araştırmayı yapan gazetecilere tehdit
OCCRP yönetim kurulu ve Sullivan, Mediapart ve bu araştırmayı yapan diğer medya kuruluşlarına karşı yasal işlem başlatmakla tehdit etti.
Sullivan ayrıca araştırmanın yayımlanmaması için yakın olduğu kuruluşlara baskı uygularken, çalışmada yer alan bazı gazetecilere iftira suçlamaları yöneltti.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.