Bahçeli: Zillet İttifakı, yeni ortak gördüğü bulaşıcı hastalıktan nemalanma sırasına girecek kadar basiretini kaybetti
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında konuşuyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP ve İYİ Parti'yi "Zillet İttifakı yeni ortak gördüğü bulaşıcı hastalıktan nemalanma sırasına girecek kadar basiretini kaybetmiştir" diye eleştirdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında konuşuyor. Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
- Bizim inancımızda karamsarlık yasaklı alandır. İyimser olmak, hayata ve hadiselere şuursuz yaklaşmak değildir. Peşin hükümlerle, önyargılarının hakimiyetiyle, siyasi hesap hatalarıyla sürekli felaket tellallığı yapmak, 'Öldük, bittik' yaygarası koparmak ne insan sevgisiyle ne de sorumluluk hissiyatıyla bağdaşacaktır. Maalesef CHP ve İP'in ve diğerlerinin sakat argümanları arasında Kovid-19 da yerini almıştır. Zillet İttifakı yeni ortak gördüğü bulaşıcı hastalıktan nemalanma sırasına girecek kadar basiretini kaybetmiştir.
- Rant çetelesi tutanların, musibetten çıkar devşirmeye kalkışanların siyasetleri hastadır, zihniyetleri ağır hasarlıdır. Türkiye'nin Kovid-19 salgınını başarıyla yönettiğini ifade etmek, vicdan sahibi herkesin görevi olmalıdır. Hakkı haklısına teslim, adalettir. Adaleti dilinden düşürmeyen CHP ve yandaşlarının nasıl bir adaletsizliğin içine yuvarlandığı bize göre bariz şekilde ortadadır.
- Türkiye'yi yöneten irade, devletin bütün imkanlarını seferber ederek esnaflarımızın, yoksul ve muhtaç kardeşlerimizin, emekli ve dul ve yetimlerimizin, çiftçilerimizin taleplerini peyderpey karşılamaktadır. CHP Genel Başkanı'nın tüm iddiaları boştur, dayanıksızdır. CHP yönetimi bozguncudur, milletimiz 2023 haziran ayında bozguncuları sandıkta bozuk para gibi harcayacaktır. Türkiye normalleştikçe zillet anormalleşecek ve kaybedecektir. Eninde sonunda Kovid-19 kuşatmasından Allah'ın izniyle kurtulacağız. Sağlık Bakanımıza ve personeline güveniyoruz. Doktorlarımıza inanıyoruz.
- 19 Mayıs, milliyetçi şuurun, millet iradesine döndüğü ilk meharedir. 19 Mayıs, zalime, alçağa yıldırım gibi çarpan Türk'ün kudretli yüzüdür. 102 yıl önce Türk milleti zafere doğru harekete geçmiştir. İlkadım vatanı sahipsiz, milleti çaresiz sanan bedbahtlara karşıdır. Tarihten silinip gitmemizi amaçların muhterislere cevaptır. İlkadım, bitmemizi, tükenmemizi projelendiren zalimleri İzmir'e kadar kovalayan kahramanlığın şahlanışıdır. Buna leke sürdürmemek için biz de adımlarımızı sıklaştırıyoruz. Biz de 19 Mayıs'ın ruhuyla zillete, ihanete, yerli ve yabancı çıkar gruplarına cephe açıyoruz. Önümüze kefen koydular, tarihsel ve kültürel haklarımızı hedef aldılar. Haçlı emelleri karşımıza geçmişti. İhanete ortak olanlar saf saf karşımızda toplanmıştır.
- Batı hayranları, manda ve himaye yandaşları kuyumuzu kazıyorlardı. Dünya alem üzerimize gelmişti. Türk milleti bugünkü gibi pes etmedi, geri çekilmedi. Vazgeçmedi. Nihayetinde bu kararlılık bize milli bir devlet kazandırdı, bağımsızlık hediye etti. Samsun'da atılan ilk adım, devletimizin yol haritası, aziz milletimizin kahramanlık beratıdır. Ne yaparlarsa yapsınlar, Türkiye'yi tarihin gerisine düşürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Çünkü ilk adımın ruhu mahşeri vicdanda kor gibi durmaktadır. Gerekirse 102 yıl önceki adımı bir kez daha atarız. Yeniden Kocatepe'ye karargah kurarız. Gerekirse Dumlupınar'a kadar aşkla koşar, namertlere kafa tutarız. Yetmezse soluğu İzmir'de alırız, önümüze kattığımız ne kadar hain, bölünmemizi bekleyen ne kadar şirret yuvası varsa denize dökeriz. Dün başardık, bir kez daha başarırız.
- En az dün kadar, bugün de lazım olan aynı ruh ve duruşun Türk gençliğine kazandırılması, milli geleceğimiz açısından hayati derecede önemlidir. Yaşlanması mukadder olan bir toplum yapısına giren bir zindeliği, umudu ifade etmektedir. Geleneksel bağların hızla koptuğu, yerine yeni değerlerin ikame edilemediği, dilini, tarihini yeterince benimsememiş bir gençliğin geleceğimize katkısını beklemek fazla iyimserlik olacaktır.
- Cumhuriyeti emanet ettiğimiz gençliğinin bizden daha iyi ve daha sorumlu yetişmesi hepimiz için vatan borcudur. Bu borç dünya gözüyle ödenecektir. Türk gençliği oy kaygısı değil, milli şerefin istiklal meşalesidir. Gençlerimizin her biri başımızın tacı, geleceğimizin mihmandarıdır. Onlardan esirgeyeceğimiz hiçbir şey olmaz, olmamalıdır. Onları mahrum bırakacağımız ne varsa günü geldiğinde ufkumuzu perdeleyecektir.
- CHP Genel Başkanı bize kalırsa önce kendine bakmalıdır. Terör örgütüyle ittifak kuran bir partinin mafyadan dertlenmesi yüzsüzlüktür. Biz mafyayı tanımayız, mafyayı takmayız. Mafyadan da anlamayız. Cumhur İttifakı, cumhurla birliktedir. Türkiye terörle mücadelede masafe kaydettikçe CHP çılgına dönmektedir. İP'in ağzını bıçak açmazken, HDP şok üstüne şok yaşamaktadır. Nerede terörist varsa orası meşru hedefimizdir. Sevdamız milletir. Aklımız Türkiye'dir. Zilletin terör kadrosuna her yer ya dar edilecek ya da mezar edilecektir. Kahramanlığın mükafatı bağımsız ve onurlu bir gelecektir. Son günlerde terörle mücadele esnasında şehit düşen kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.
- İsrail, Filistinli mazlumları on yıllardır her fırsatta katletmiştir. Netanyahu Lahey'de mahkeme önüne çıkarılmak için yetecek insanlık suçlarını gözünü kırpmadan işlemiştir. Parklarda, bahçelerde oynaması gereken çocuklar kan revan içinde gömülmektedir. Gazze'de facia, Batı Şeria'da yıkım vardır. Kudüs, terör devleti İsrail tarafından tutsak alınmıştır. Yaklaşık 400 yıl hakimiyetimiz altında bulunan Kudüs, yaşlı gözleriyle yardım beklemekte, barbarlığın son bulmasını dilemektedir. Suriye- Filistin cephesindeki yenilgimizden sonra milli ve manevi hatıralarımızı geride bırakarak Kudüs'ten çekilmiştik. Tam 104 yıldır Kudüs bize hasret, biz Kudüs'e hasretiz. Bu kutlu şehir barışın, saygının ve medeniyetin beşiğidir. Kudüs demek, tarih demektir. Bu dünyanın gözü önünde tarih yargılanırken, şiddetle yağmalanmaktadır. Kudüs'ün kaderi, üç semavi dinin kaderiyle birdir. Üzülerek söylememeliyim ki, meleklerin şehrinde şeytanlar cirit atmaktadır. Hz. Musa'nın aldığı on emrin altıncısında "Öldürmeyeceksin" hükmü vardır. Ancak İsrail hükümeti öldürmekten, eziyet etmekten başka, bugüne kadar hiçbir şey yapmamıştır. Artık bir karar aşamasına, bir yol ayrımına gelinmiştir. İsrail terörü taşınması, hazmedilmesi imkansız bir sınırdadır. Eğer böyle giderse, vahşet durmazsa, inanç ve insan haklarına kategorik saldırılar ısrarla devam ederse ya küresel ya bölgesel bir savaş son tercih olarak karşımıza çıkacaktır. Kudüs konusu sadece Filistinlilerin değil, bütün Müslümanların sorunudur. İsrail yönetiminin yayılmacı politikaları, tek taraflı keyfi, dayatmacı, hukuka aykırı politikaları küresel sistemi de direkt tehdit etmektedir. İsrail'in gayrimeşru güç kullanımı insanlığı felakete sürüklemektedir.
- Kudüs'ün geleceği herkesi ilgilenmektedir. MHP'nin bu çerçevedeki düşünce ve önerileri şunlardan ibarettir. İsrail saldırılarına derhal son vermeli, ateşkes rejimi tesis edilmeli. Kudüs'e özel statü verilmeli, oluşacak bu siyasi statüsünün ihtivasını üç semavi dinin mensupları mutabakat içinde belirlemelidir. Bölgede eşit, adil ve iki devletli sistemin kurulması için BM harekete geçmelidir. 1967 öncesi sınırları dikkate alınarak başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti uluslararası camiada tanınmalıdır. Medeniyetler şehri kudüs'ün ruhunu ve dokusunu bilen Türk milleti, yeni bir nöbet için devreye girmeli. Çare olursa biz gidelim, biz koşalım. Hızır gibi yetişelim.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.