Urla, Vahşi Batı'daki gibi "Altına Hücum" yaşıyor! CHP'den 48 Aday adayı...
İzmir'in turistik ilçesi Urla, CHP'den aday adayı enflasyonu yaşıyor! Türkçesi, "ipini koparan" Urla belediye başkanlığına CHP'den aday adayı oldu!
Öncelikle, Aydınlı gazeteci Metin Can'ın siyasi tespitini hatırlatalım: "AKP cahilleri, CHP sahilleri sömürüyor!"
Urla... İzmir'in Yarımada'daki turistik bir sahil ilçesi...
Urla, son 10-15 yılda yerli yabancı burjuvazinin gözdesi ve "ölü yatırım"lar (Yılda en fazla 40-45 gün kullanılan villa, malikane vb.) cenneti oldu diyebilirsiniz...
Urla, neredeyse 4 yıldır kayyum heyeti tarafından yönetiliyor... Urla emlak kaynakları, kayyum heyetinin en az 7-8 bin inşaat ruhsatını verdiğini öne sürüyor...
Urla kaynakları, Urla belediyesi kayyum heyetinin Urla'ya adeta Vahşi Batı'daki "Altına Hücum" mantığı ile yaklaştığını, yönettiğini, yeşil doğasını betona dönüştürdüğünün altını çiziyorlar...
Hal böyle olunca; daha doğrusu İzmir'in 30 ilçesi arasında Urla'daki "rant"ta kayyum heyetinin yönetim anlayışlı da eklenince, ortaya böylesine aday adayı manzarası çıkması kaçınılmaz oldu!
Açıkçası bu manzaraya bir ad konulacaksa "İpini koparan Urla'ya CHP'den aday adayı oldu" diyebilirsiniz!
Ülke genelinde CHP'den belediye başkanlıklarına aday adayı olanlara bakıldığında; Kemal Bey'in (KK'nın) başarısından söz etmeniz ve yiğidi öldür ama hakkını vermeniz gerektiğini düşünürsünüz!
Aday adayları arasında öyle unsurlar var ki; bırakın elini sıkmayı, birlikte helaya bile gitmezsiniz!
Çünkü, KK, 13.5 yılda CHP'yi bayağı bir güzel temizledi!
Kendini bilen Atatürkçü, Solcu, Devrimci ne kadar üye varsa ya kapının önüne koydu ya da köşelerine çekilmesi sağladı!
Türkçesi, aday adaylığı için bugün meydana çıkan ve ne idiği belirsizlerin YÜZDE 90'nın tek sorumlusu ve yegane temsilcisi de KK'dır!
Urla'dan örnek verelim mi?...
En son yazılan ve çizilenlere göre CHP'den 48 kişi Urla belediye başkanlığı adaylığına talip olmuşlar...
Bunların içinde öylesine güzel unsurlar var ki; KK, tarafından Urla'ya aday adayı olarak gönderildiğini söyleyebilecek kadar kalitede ve kartvizitinde de ne iş yaptığı belli olmayan ama "iş adamı" yazdığı belirtiliyor!.. KK'nın aday adaylığı sürecini Ankara'da bir villadan takip ettiğini, Özgür Özel'le bu villada görüştüğünü ve hatta ulu orta "Buğra abi İZBB'ye, ben de Urla'ya aday olacağım" diyebilecek kadar da medeni cesarete sahip bir kişilik bu unsur!
Peki, bu süreçte KK'nın zerre kadar aday adaylarına bir desteği olabilir mi?
Olduğunda, Özgür Özel'in genel başkanlığı tartışılmaz mı?
Ya da İmamoğlu'nun kurultay emekleri!
Urla adayı öyle KK'nın demesiyle de belirlenecek bir iş değil!
KK, her şeyden önce milleti miting meydanlarında hak, hukuk, adalet diye bağırttırırken; acaba Urla'nın hakkını, hukukunu, adaletini aramak aklına geliş midir; yoksa engellendiğine göz yummaya mı devam etmiştir?
Zamanında, Eren Erdem, Enis Berberoğlu vb. gibiler için yırtınan KK'nın aklına bugüne kadar neden Urla'daki Burak Oğuz'un hakkını, hukukunu aramak bir türlü gelmemiştir?
TCK 235'te indirimi TBMM'ye getirip geçirterek yolsuzluk yapan yandaşlarını cezaevine girmekten kurtaran KK, Burak Oğuz'un Yargıtay'dan çıkması beklenilen dosyası için ağzını açıp iki çift laf etmiş midir?
KK'nın Urla sessizliğini neye bağlayalım?
Tuncelili oluşuna mı?
Dersimli oluşuna mı?
Haziran İstanbul seçimlerinin (İmamoğlu'nun 2. defa kazandığı) ardından en az 5-6 defa KK'yı CHP'nin başından ayrılması için tavsiye yazıları yazmıştık... (Keşke o zaman bırakmış olsaydı, en azından 38.'nci kurultayın tadını da böyle çıkarmamış olurdu!)
KK'ya güncel tavsiyemize gelince; adaylık işlerine bulaşacağınıza kadar elinizden tutan mı var; buyurun yeni bir parti kurun da görelim siyasi gramajınızı!
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.