Atalarımız ölçüyü güzel koymuş, 'Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz' diye... Yani demişler ki, bir kişi ile ilgili bilgi sahibi olmak istediğinizde onun sözlerine değil eylemlerine bakın...

Bugün koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin yönetildiği, hatta bulunduğumuz coğrafyada oyunların kurulduğu yer olan Ankara Beştepe'deki külliyeyi 'saray' diye diline dolayanlar acaba kendileri ne yapıyor? Mesela, seçim öncesi bol bol mutfağından video paylaşıp 'Mütevazi adamım' imajı çizmeye çalışan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ne diyor, ne yapıyor? Bir yanda fakirlik edebiyatı yaparken diğer yanda geceliği 100 bin liralık boğaz manzaralı odalarda, Antalya'da en lüks otellerde konaklıyor.

Peki CHP'nin 'sosyal demokrasi' nutukları atan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ne yapıyor?

LÜKS BİNAYA YERLEŞTİLER

Hemen anlatayım... Tunç Soyer, 4.5 yıl önce göreve gelir gelmez ilk yaptığı iş Varyant'ta botanik parkı gibi 4 dönüm bahçesi olan ve kentin en güzel deniz manzaralarından birine sahip tarihi şato binasını kendisine lojman yaptı. Burayı belediye bütçesini kullanarak baştan sona tadilattan geçirdi ve eşi Neptün Hanım'ın da ısrarıyla buraya yerleşti.

Hatta "İçerisinde hiç yıkım yapmadık, orjinalini koruduk" gibi sözlerle kendisini savundu ancak biz şatonun içinden tadilat bahanesiyle yıkılan duvarların fotoğraflarını manşetten yayınlayınca sus pus olup kaldı, ayrıca içeride de ajan avı başlattı. Tabii, Yeni Asır, bu şato sefasını defalarca manşet yapınca Soyer çifti de buranın bir bölümünü dijital kütüphaneye çevirdi. Ama o kütüphaneden yararlanan var mı, orasını şu ana kadar duymadık.

20 MİLYON LİRA HARCADI

Meğer, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da "Benim Soyer'den neyim eksik?" diyerek Rumeli Hisarı'nda belediyeye ait tarihi köşkü kendisine ikametgah yapmış... Bunu CHP Genel Başkanlığı için bu köşkün mahseninde Manisa Milletvekili ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve CHP İzmir eski Milletvekili Selin Sayek Böke ile görüştüğü yönündeki haberlerden öğrendik.

Hemen araştırdık...

Meğer, Ekrem Başkan, burasının sadece tadilatı için belediye kasasından 20.9 milyon lira harcamış ve ardından 8.5 dönüm bahçesi olan koskoca köşkü ikametgahına çevirmiş. Söylendiğine göre İmamoğlu sürekli burada kalıyormuş, eşi Dilek İmamoğlu ise, pek gelmiyormuş. . Hadi, bizim Tunç Başkan'ın "Ekmeğimizi bölüşeceğiz" diyerek geldikten sonra ilk iş olarak şatoya yerleşmesini artık İzmirliler olarak kanıksamıştık ancak "Hakça bölüşeceğiz" diyen İmamoğlu'nun da ondan aşağı kalmadığını görünce "vay be" demeden geçemedik. Meğer onların 'bölüşmekten' anladıkları en güzel ve lüks parçayı kendilerine almakmış...

Bu arada İmamoğlu da köşke kurulurken Soyer gibi bir kültürsanat kılıfı da uydurmuş.

KÜLTÜR-SANAT FAALİYETİ!

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Hüseyin Çoşgun'un Rumeli Hisarı'ndaki söz konusu köşke ilişkin geçtiğimiz yıl verdiği soru önergesine '"İBB Yazı İşleri ve Kararlar Daire Başkanlığı" tarafından verilen yanıtta aynen şöyle yazıyor: "Onarımlar sonrasında şehrin önemli bir noktasında bulunan tescilli bir kültür varlığı, atıl, kullanılmaz ve çürüyen halinden kurtarılarak Belediyemiz Başkanlık Çalışma ve Yaşam Ofisi olarak kullanılmak üzere restore edilerek, iç mimari uygulamaları yapılmıştır. 8 bin 524 metrekare peyzaj alanına oturan yapının deprem güçlendirmesi, restorasyonu, konservasyonu, iç mimari, uygulamaları, peyzaj ve çevre düzenlemesi, aydınlatması ve güvenlik önlemleri bir bütün halinde tarihi dokuya uygun şekilde ele alınmış ve ihale sözleşme bedeli kapsamında 20 milyon 39 bin 962,85 TL harcama ile tamamlanmıştır. Yapı ve çevre peyzajı ile düzenlenecek etkinlik ve programlarla İstanbul halkı ile eğitim, kültür ve sanat faaliyetleriyle buluşacaktır."

TÜRK HALKINDAN VİZE YOK

Yani iki başkan da kendilerine lüks konutları yaşam alanı seçerken 'kılıflarını' da kütüphane ve kültür-sanat etkinlikleri diye hemen uydurmuşlar... İşte CHP, bu gibiler yüzünden iktidar olamıyor... Türk halkı, lafa gelince "Biz sosyal demokratız.

Ekmeğimizi bölüşeceğiz" diye gelenlerin ilk fırsatta en güzel parçayı kendilerine aldıklarını gördüğü için bunlara vize vermiyor, vermez de...

ERHAN GÜLENÇ