Soyer'in "Gediz"i kurtarma faaliyetleri hangi aşamada? Yerinde mi sayıyor?

Soyer'in "Gediz"i kurtarma faaliyetleri hangi aşamada? Yerinde mi sayıyor?

İzBB Başkanı Mustafa Tunç Soyer'in Gediz'i kurtarmak için başlattığı proje hangi şamada? Asiye'nin kurtulduğunu TV'lerden öğrenmiştik... Gediz'in kurtuluş öyküsünü kimden öğreneceğiz?

A+A-

Tarihler Temmuz 2021 ayını gösteriyordu... İzBB Başkanı Mustafa Tunç Soyer, o günlerde Gediz'le yatıyor Gediz'le kalkıyordu...

O günlerden Soyer'in konuşmalarına: 

"Ege Belediyeler Birliği ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tunç Soyer “Var olan arıtma tesisleri çalıştırılmıyor. Çünkü elektrik parası ödemek istenmiyor. Sadece elektrik parası ödememek için arıtma tesisini çalıştırmayan işletmelerle biz bu nehri kurtaramayız. Kanal İstanbul denilen şeyin maliyeti ile 50 tane Gediz temizlenebilir” dedi.

Soyer, Murat Dağı’ndan doğan, geçtiği 401 kilometrelik hat üzerindeki tarım alanlarına can veren aynı zamanda İzmir'in içme suyunu besleyen Gediz Nehri ve havzasındaki inceleme turunun ikinci gününe Uşak'ta başladı. “Temiz Gediz Temiz Körfez” sloganıyla kirliliğin kaynağını yerinde görmek ve çözüm önerileri geliştirmek isteyen Başkan Tunç Soyer, Güneli Köyü içerisinden akan deredeki kirliliği inceledi. Ardından Manisa’nın Kula ilçesinde 5 milyon yaşında olduğu tahmin edilen peribacalarını gezdi.

tunc-soyer-el-birligiyle-gediz-i-temizleyecegiz-899752-1.jpg

İklim krizine de değinerek gelecekte insanlığı bekleyen tehlikeleri anlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, şunları söyledi: “Anadolu iklim krizi ile baş başa. Yerküre artık hastalandı. Bir buçuk santigrat derece ısındı. Adına iklim değişikliği dediğimiz hastalığı yaşıyor. Bütün dünya bunu yaşıyor. Ne yapıyor, tedbir almaya çalışıyor. Biz hiç bir şey yokmuş gibi yer altı kaynaklarımızı har vurup harman savurmaya devam ediyoruz. Üreticimiz büyükbaş hayvan yemi olarak silajlık mısır yetiştiriyor. Silajlık mısırın bir fidanı büyümek için 84 litre su tüketiyor. Ve biz geçen yıl 25 milyon ton mısır silajı ürettik. Geçen yıl 4 milyon ton pamuk, 2 milyon ton patates üretmişiz. Düşünün pamuk ve patates gibi stratejik ürünlerden bu kadar az üretmişiz ama 25 milyon ton silajlık mısır üretmişiz. Silajlık mısır suyu hızlı ve çok tüketiyor. Ayrıca pis suda da yetişebiliyor. Gediz simsiyah akıyor ve bir tek silajlık mısır yetiştirebiliyorsunuz. Hepimiz biliyoruz ki yer altı su kaynakları aşağı indi. 7-8 metreden su çıkarken, artık 250-300 metrelerden su çıkmaz oldu. Kuruyoruz. Tükeniyoruz. Bitişe doğru, yok olmaya doğru gidiyoruz. Bu da yetmiyor, yeraltı kaynaklarımızı tüketiyoruz. Kirletmeye devam ediyoruz.”

“ELEKTRİK PARASINDAN DOLAYI ARITMA TESİSLERİ ÇALIŞTIRILMIYOR”

Kütahya'nın Murat Dağı eteklerinden doğan Gediz Nehri'nin kaynağına gittiklerini, cam gibi berrak bir su gördüklerini de ifade eden Başkan Tunç Soyer, “Buz gibi bir su.. İçtik... Ondan sonra aşağı inmeye başladık. Aşağı indikçe o berraklıktan eser kalmadığını, suyun artık simsiyah aktığını gördük. Hemen yanı başında arıtma tesisi kurmuş organize sanayi bölgeleri var. Belediyelerin arıtma tesisleri var. Arıtma tesisine gidiyorsunuz, çıkış suyunu gösteriyor. Pırıl pırıl. Ama arıtma suyunun deşarj edildiği deredeki noktaya bakıyorsunuz siyah su akıyor. Çünkü tesis var ama çalıştırmıyorlar. Neden? Çünkü elektrik parası ödemek istenmiyor. Bu kadar ucuz olmamalı. Sadece elektrik parası ödememek için arıtma tesisini çalıştırmayan işletmelerle biz bu nehri kurtaramayız” diye konuştu.

“BİZ MİLLİYETÇİYİZ YURTSEVERİZ”

Nehirlerin bu coğrafyanın can damarları olduğunu da söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Gediz Nehri'ndeki kirliliğe ilişkin, “Bizim için canlarını veren atalarımız bize pırıl pırıl nehirler bıraktı. Biz torunlarımıza temiz nehirler, bereketli topraklar bırakabilecek miyiz? Nerede kaldı bizim milliyetçiliğimiz? Mangalda kül bırakmıyoruz milliyetçilik konuşulacağı zaman. Nerede kaldı milliyetçilik? Milliyetçilik eğer toprağını, nehrini korumak değilse nedir? Biz milliyetçiyiz, yurtseveriz. Onun için hep birlikte koruyacağız” ifadelerini kullandı.

“HERKES TOPU BİRBİRİNE ATMIŞ”

Soyer, bugüne kadar 'O Manisa sınırında Manisa'nın işi. O Kütahya sınırında veya Uşak sınırında onların işi' denildiğini ve herkesin topu birbirine attığını o nedenle de sorunun sahipsiz kaldığını söyledi. Bu sorunun sahibinin kendilerinin yanı sıra tüm toplum olduğunu vurgulayan Başkan Soyer, “Biz aynı havzanın insanlarıyız. O pis akıyorsa hepimiz etkileniyoruz. Kirletmenin önünü kesersek, o gümbür gümbür akan su yine bütün havzayı iyileştirecek. Eski sağlığına kavuşturacak. O nedenle bir an önce kirletmeyi durdurmamız lazım. Bunu durdurduğumuz anda ovada yeniden bin bir çeşit ürün yetişecek. İçtiğimiz su sağlıklı hale gelecek. Ancak o zaman biz evlatlarımızın yüzüne bakarken utanmayacağız. Ancak o zaman hepimiz vicdanı rahatlamış insanlar olacağız. Gediz sadece bir nehirden ibaret değil hepimizin can damarıdır” diye konuştu.

“1 MİLYAR 500 MİLYON LİRAYA TEMİZLENMESİ MÜMKÜN”

Ülkede bu işten sorumlu bakanlıkların, genel müdürlüklerin bulunduğunu da ifade eden Başkan Tunç Soyer, “Bu benim işim değil. Bir yerel yöneticiyim. Benim bildiğimden fazlasını onlar da biliyor, neden yapmıyorlar? 1 milyar 500 milyon liraya Gediz'in tamamen temizlenmesi mümkün. Ne kadar eksik arıtma tesisi varsa hepsi yapılacak, hepsi elektrik parasını ödeyecek. Kanal İstanbul denilen şeyin maliyeti ile 50 tane Gediz temizliyor. 50 Gediz’i temizlemek için kaynak aktarmaya karar veriyorsunuz. Peki, 50 Gediz’i temizlemek mi daha önemli yoksa bir kanal açmak mı önemli? Yöneticiler bir tercih yapıyor. Biz de yöneticilerin tercihleriyle hayatımızı sürdürüyoruz. Buyurun buradan devam edin” dedi.

Daha doğru tarım politikalarını geliştirmek, doğayı ve suyu korumak için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Tunç Soyer, “Benim umudum var. Sizden ve kendimden umudum var. Biz el ele verirsek, birlikte hareket edersek ne sanayici elektrik parasını ödemekten kaçabilir, ne de yöneticiler buna umursamazlık yapabilir. El birliğiyle Gediz’i temizleyeceğiz, evlatlarımıza temiz bir gelecek bırakacağız” dedi.

“ELİMİZDEN GELEN FEDAKARLIĞI YAPACAĞIZ”

İzmir'e su veren Gördes Barajı'nın köye çok yakın olduğu halde buraya su vermediğini ifade eden Soyer, “Bunu çözeceğim. İzmir'e döner dönmez bununla ilgili ne gerekiyorsa yapacağım. İçiniz rahat olsun. Buna seyirci kalmayacağız. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak elimizden gelen fedakarlığı yapacağız. Gediz Ege Bölgesi'nin can damarı. Gediz can çekişiyor. Buraya sahip çıkmamız lazım. Kirletilmesine izin vermememiz lazım. Bunların hepsi birbirine bağlı. Gediz kirlendikçe buradaki su sorunu da büyüyor. Hem Gediz Nehri'ni temizlememiz hem de Gölmarmara'yı kurtarmamız lazım. El ele vermezsek sorunu çözemeyiz. O nedenle tüm belediyeler tüm kamu kurumları ve kooperatifleri seferber edeceğiz. Eğer kirletmezsek Gediz kendini yenileyerek akmaya devam edecek. Bu hikaye kader değil, değişebilir. Bunu değiştirme gücü de bizde” diye konuştu.
Soyer’in Gediz Havzası’ndaki inceleme turu 4 gün sürecek ve 17 Temmuz Cumartesi günü Foça’daki basın toplantısıyla sona erecek."

Peki, o günden bu güne Gediz için neler yapıldı? 
O günden bugüne Soyer'in ağzından Gediz için şunu yaptık, şunu başardık gibisinden bir açıklama duyan oldu mu?
Soyer'in "Ben çok ders çıkardım, çok proje hazırladık, çok çözüm önerilerimiz var. Bundan dolayı bir dönem daha yapmak isterim. Bu dönem benim İzmir aşkımı büyüttü." lafları İzmir basınında yer almıştı...
"Çok proje hazırladık" laflarının arasında Gediz var mı orasını bilemiyoruz ama; Asiye'nin nasıl kurtulduğunu TV dizisi izleyicileri biliyordur sanırım... 
Soyer, 7 yıl kadar öncesinde de Seferihisar'da güneşten elektrik üretmek için kolları sıvamış, yönetiminde yer aldığı kooperatif kurmuştu... 
Sorun bakalım bu kooperatif ne alemde?
Kooperatif üyelerine iki yıl içinde üretime geçileceği, buradan üretilen elektriği tüketecekleri, fazlasının da satılacağı sözleri verilmişti... 

Bugün o kooperatif İPHONE 6'yı şarj edebilecek elektriği üretebilmiş midir? 
Soyer, neden bu kadar "BUZA" yazmayı çok seviyor? 
Mezbaha hikayesini, Kale'deki çocukların Körfezde Yelkenli yarışlarını yazamaya gerek var mı? 
Neyse ay sonuna az kaldı...
"Gün doğmadan neler doğar" der Anadolu insanı...

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.