Öncelikle, İzBB Başkanı Tunç Soyer, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun görevini mi üstlendi?

Soyer'e, büyükşehir belediye başkanı olarak, selahiyetlerini, sorumluklarını, görevlerini hatırlatacak birisi yok mudur?

"Çalıştayımızda siyasi iktidarın seçilmiş belediye başkanlarımıza yönelik, partizan, ayrımcı, baskıcı ve adaletsiz tutumu ele alınmıştır. Ülkemizde ucuz, etkin ve sürdürülebilir belediye hizmetlerini kalıcı hale getirmenin tek yolunun da ancak iktidar değişimi ile mümkün olacağı vurgulanmıştır. Bu kapsamda, önümüzdeki genel seçimlerin, belediyecilik adına da hayati seçimler olduğu ifade edilmiştir. Tüm belediye başkanlarımız kendi sorumluluklarının farkındadır."

Bu sözler Seyit Torun'a ait... Geçtiğimiz hafta Sivas'ta yapılan CHP yerel yönetimler çalıştayının ardından yapılan sonuç bildirgesi açıklamasından... 

CHP'yi yönetenlere göre bütün CHP'li belediye başkanları sorumluklarının farkında...

"Başkan Soyer, konuşmasına “Türkiye'de ilerici, Avrupa değerleri ve ilkeleriyle yaşayan on milyonlarca insanız. Avrupalı kardeşlerimizle bağ kurmamız, dayanışma içinde olmamız ve ortak geleceğimizi birlikte inşa etmemiz gerekiyor” diye başladı. Statükoya, muhafazakârlığa, otoriterliğe ve iklim değişikliğine karşı aynı mücadeleyi verdiklerini anımsatan Başkan Soyer, “Bugün burada Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile birlikteyiz. Kendisi İstanbul, Ankara, Antalya ve çok daha fazlası dâhil olmak üzere 50 milyondan fazla Türk vatandaşını yöneten 132 belediyenin koordinasyonundan sorumludur” dedi.
Türkiye ve AB ortaklığının daha dirençli bir toplum için önemine dikkat çeken Başkan Soyer, “İlk olarak, daha etkili iş birliği için kurumsal yeniliğe ihtiyacımız var. İkincisi, AB Türkiye ilişkisi içinde, politika oluşturma ve uygulamada şehirlerin rollerine daha fazla önem vermeliyiz. Üçüncüsü, şehirlerimiz ve ilerici ailelerimiz arasındaki dayanışmayı arttırmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.  

Bu da ancak doğayı içeren bir ufuk geliştirmekle mümkündür.  Bu nedenle, insan haklarının temellerini doğa haklarıyla birlikte yeniden düşünmek zorundayız. Ağaçların, dağların, göllerin, ovaların, ormanların ve nehirlerin hakları… Bunlar topluca ortak yaşam hakkımızı oluşturur. Şehrimizin ekosistemine zarar verdiğimizde vatandaşlarımızın yaşam kalitesini yükseltemeyiz. İzmir'de doğadaki tüm canlıların haklarını içeren ekolojik demokrasi peşindeyiz. Ekonomik demokrasiyi de sosyal demokrasiyi güçlendiren bir diğer önemli bileşen olarak benimsiyoruz. İnsanı kalkınma politikalarımızın öznesi haline getirerek, zenginliğin yeniden dağılımını sağlayan bir sistem kurduk."
https://www.dokuz8haber.net/baskan-soyer-brukselde-avrupa-parlamentosu-uyeleriyle-bir-araya-geldi-dayanismayi-ve-is-birligini-arttirmaliyiz" 29 Haziran 2022

Başkan Soyer, üst düzey oturumda konuşacak
Başkan Soyer, Avrupa Birliği kentlerinin gıda uygulamalarına yön verecek politika ve uygulamaların belirleneceği “20. Avrupa Bölgeler ve Şehirler Haftası”  kapsamında bugün “Avrupa Bölgeler ve Şehirler Haftası 20’nci Yıldönümü Üst Düzey Oturumu’nda “Dirençli Bölgeler İçin Tarladan Sofraya Gıda Tedariki” başlıklı oturumda konuşacak. 9 Ekim 2022

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Strazburg’da 25-27 Ekim tarihlerindeki Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin 43. Genel Kurul toplantısına katılacak. 24 Ekim 2022 https://www.izmir.bel.tr/tr/Haberler/%E2%80%8Bbaskan-soyer-strazburg-da-avrupa-konseyi-toplantisina-katilacak/47410/156

Soyer'in katıldığı bu toplantılarda yaptığı konuşmalar ne derece İzmir'i ve İzmirliyi ilgilendiriyor?

Soyer, bu toplantılara neden İzmirlilerin parasını kullanarak katılıyor?

Bize ne Avrupalının "açlık tehlikesi"nden? 

O ülkelerin gıda tedarik işlerine bakacak bakanları yok mudur?

Sizin aklınıza göre hareket ettiklerinde Avrupalılar açlık tehlikesinden kurtulacaklar, gıda tedarik zincirinde sorunlarını çözecekler mi sayın Soyer?

İzmir'de hiç mi aç yok sayın Soyer?

"Halkın Bakkalı açıldı

13 Mart 2020 Cuma

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kampanya süresince söz verdiği vaadlerden birini daha hayata geçirdi. Bir yandan üreticiyi desteklemek bir yandan da yurttaşlara sağlıklı, adil gıda ulaştırmak için İzmir’e Halkın Bakkalı  geldi. İlki İzmir’in simge noktalarından Kemeraltı’nda açılan Halkın Bakkalı’ndan yurttaşlar kooperatifler aracılığıyla üretilen ürünlere ulaşabilecek.  

İzmir Büyükşehir Belediyesi halkın güvenilir, ucuz ve sağlıklı gıdaya erişimini sağlamak için bir adım daha attı. Kadifekale ve Kültürpark üretici pazarlarının ardından kooperatifler aracılığıyla üretilen ürünleri yurttaşlarla buluşturacak Halkın Bakkalı’nın ilk şubesi İzmir’de açıldı. Kemeraltı Balıkçılar Meydanı’nda hizmete giren Halkın Bakkalı’nın şubeleri diğer  Büyükşehir Belediyeleri’nce de açılacak ve tüm Türkiye’ye örnek olacak." https://www.izmir.bel.tr/tr/Haberler/halkin-bakkali-acildi/41386/156

Madem bu gıda tedarik işlerinden bu kadar iyi anlıyorsunuz ve Avrupalıların da sizin aklınıza ihtiyaçları var... Eeeee... O zaman bu "Halkın Bakkalı" (Dev Projeniz) neden BATTI? Bu lafları biz uydurmadık... Bilakis İzBB'nin web sitesinden aldık...  

Sayın Soyer, ne oldu bu mutluluk fotoğrafları? Tarih mi oldu? 

Yeni Asır gazetesi bugün 2.5 yıl öncesindeki mutluluk karelerinin yerini nelerin aldığını manşetten duyurdu...

Halkın Bakkalı için tüm Türkiye'ye örnek olacağını söylüyorsunuz... 2.5 Yılda yere göğe sığdıramadınız "Halkın Bakkalı" projeniz "Of" oluyorsa... Tedarik zincirinin hangi halkası koptu da bu Halkın Bakkalı tepe taklak oldu? İzmir zenginlerinin bile Halkın Bakkalı fiyatları "el yakıyor" derken; siz bu projenizin nasıl Türkiye'ye örnek olabileceğini öne sürebildiniz? Siz kendinizi İhsan Alyanak, Yüksel Çakmur falan mı sanıyorsunuz?

Alyanak, TANSA'yı kurmuştu 80'den önce... Şubelerini nereye açtırtmıştı biliyor musunuz? Varoşlara... Dar gelirli insanların yaşadığı mahallelere... Çok değil... TANSA'larda 40-50 çeşit ürün satılıyordu... Temel gıda maddeleri satılıyordu... Pirinci'nden şekerine... Nohut'undan çayına... TANSA daha sonra TANSAŞ oldu ve Yüksel Çakmur'un döneminde de Türkiye markası olmuştu... Daha sonrasını yazmaya gerek var mı...

Hiç kusura bakmayınız sayın Soyer, şu 3.5 yıllık İzBB döneminizden İzmir halkının yararına bir projeniz var mı? İzmir'i Seferihisar'dan daha kötü yönettiğinizin farkında mısınız? 

Geldiğiniz günden bugüne sanırım 1500 parça İzBB'nin taşınmazlarını satışa çıkardınız... Sanırım 900'e yakınının satışı gerçekleştirildi... 

Peki, bu taşınmazların içinde Tarım Lisesi yapılacak arsa/arazi yok muydu? Vardı!

Başka bir deyişle, Tarım Lisesi kurmak İzBB'nin görevi mi? Öncülük edin, MEB talebinizi değerlendirsin, İzmir Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğüne yaptırsın... Sizin böyle bir talebiniz olduysa, MEB'te olumsuz yaklaştıysa buyurunuz açıklayınız... 

Urla Belediyesi Kayyum'dan yer almaya kalkışmışsınız... Buyurunuz belgesine... 

Sayın Soyer, kusura bakmayınız ama "YAŞA" dediğiniz 3 günde ölüyor... Avrupalıların meseleleri kendilerine... İzmir'in meselelerine ne zaman eğilmeyi düşünüyorsunuz? Bugün Avrupa Konseyi'nde yapacağınız konuşmanızdan İzmirliler nasıl yararlanacaklar? Kentiçi ulaşım yüzde 10-15 ucuzlayacak mı? Ekmek 4 TL'den 3 TL'ye mi düşecek? 

İZSU, suyun tonunda yüzde 50 indirime mi gidecek? 365 Gün AP'de, AB'de konuşmalar yapsanız, İzmirlilere ne gibi bir faydası dokunacak?

Birileri de hatırlatsa bari İzBB Başkanı olduğunu... 

Ha... Belediye başkanlığı olarak görüp göreceğiniz de buraya kadar... Dikkatli olun da bu kalan bu 1.5 yılı sağ salim bitirebilesiniz! 

Pek öyle de görünmüyor ama...

Not: İzmir medyasında bir Deniz Yücel furyası başlamış... Sormayınız gitsin... İyi de Deniz Yücel'in MV olacağını kim söylüyor? Olamayacağı ortadayken! İlginç detaylar hafta sonu Telegram Haber'de...