Ağrı’nın merkeze bağlı 100. Yıl Mahallesinde yaşayan kadınlar kış sofralarının vazgeçilmez lezzetlerinden olan ve binbir zahmetle hazırlanan erişteler için hazırlıklara başladı. Asırlık gelenekler arasında olan ve lezzetiyle kış sofralarını süsleyen erişte kesimi için her gün birinin evinde toplanan kadınlar, bahçelerde kurdukları bir alanda bir yandan erişte hamuru yoğururken bir yandan da kestikleri erişleri metrelerce uzunluktaki iplere dizerek kurutuyor. Kurutma işleminin ardından toplanan erişteler, tandır ateşinde kavrulduktan sonra paketlenip kışlık yemek yapımına hazır hale getiriliyor. Saatlerce süren zahmetli ve yorucu işlemlerin ardından masalardan kalkan kadınlar, koyu bir sohbet ve semaver çayı eşliğinde günü noktalıyor.
“Çok yorucu bir iş ama gerçekten çok lezzetli”
Kışlık erişte hazırlığının göründüğü kadar kolay olmadığını söyleyen kadınlardan Türkan Doğan, kışın makarna yerine erişte tükettiklerini ve çok lezzetli olduğunu belirterek, “ Bu bizim kışlık yiyeceğimiz, yöresel eriştemiz. Sabah kalkıp hamurumuzu yaptık. Yaklaşık 3 saat kadar torbaya koyup ayaklarımızla çiğnedik. Kıvamı tam olunca getirip küçük bezeler halinde makinayla açtık. Daha sonra kesip kurutmaya bıraktık. Kuruduktan sonra hepsini kavuracağız. Kışın makarna yerine bunu yapıyoruz. Çok güzel ve lezzetli oluyor. Önce suda pişirip sonra sosunu ekleyip hazırlıyoruz. Göründüğü gibi değil çok zahmetli bir iş. Komşularla birlikte yardımlaşarak yapıyoruz. Hepsinin payını veriyoruz. Çok yorucu bir iş ama gerçekten çok lezzetli. Eskiden hamuru yoğurup bıçakla tek tek kesiyorlardı. Ama şimdi makina yardımıyla yapıyoruz.” ifadelerine yer verdi.
“Eski gelenekleri sürdürmek güzel”
Annesinin evine erişte hazırlığı için gelen Öznur Acar ise, gelenek haline gelen bu işlemi yapmaktan keyif aldığını ve erişte makinalarının çıkmasıyla birlikte işlerinin biraz daha kolaylaştığını vurgulayarak, “Her sene bu vakitlerde erişte kesiyoruz. Bütün mahalle toplandık. Bugün bize yapacağız yarın tekrar bir araya gelip diğer komşulara yapacağız. Bu tür geleneksel yemekler kışın çok güzel gidiyor. Babaannem bize öğretmişti zamanında. Maya ve tuz ile hamurumuzu yapıyoruz. Biraz sert olması lazım. Bir çuvala koyuyoruz ayaklarla eziyoruz iyice. Daha sonra bıçaklarla kesip beze yapıyoruz. Ardından bezeleri açıp erişte makinasına koyuyoruz. Organik oluyor. Eskiden elle kesilirdi ama makinalar çıktı. İşimizi biraz daha kolaylaştırdı. Çok güzel bir aradayız, beraber yapıyoruz. Kışın da beraber yiyoruz. Eski gelenekleri sürdürmek güzel.” şeklinde konuştu.