TEMA Vakfı Başkanı Ataç, madencilik faaliyetleriyle doğanın ciddi tahribata uğradığını, sadece 2 bin 685 noktada çıkılan maden ihalesinde Kayseri ilinden büyük alanda madencilik yapılacağına dikkat çekti.
TBMM İklim Araştırma Komisyonu'nda Türkiye’de toprak ve yeşilin savunucusu olarak bilinen TEMA’dan "Ormanları parçalıyoruz, durduralım, bir tane ülkemiz var başka gidecek yerimiz yok" değerlendirmesi yapıldı.
Milliyet gazetesinden Önder Yılmaz'ın haberinde konuşmasının detaylarına yer verilen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, madencilik faaliyetleriyle doğanın ciddi tahribata uğradığını, sadece 2 bin 685 noktada çıkılan maden ihalesinde Kayseri ilinden büyük alanda madencilik yapılacağını belirterek, "Yanlışlık var, acilen bakılmalı" dedi.
'3 kök sorun var'
TEMA Başkanı Ataç, atmosferdeki insan kaynaklı karbondioksit birikiminin yüzde 35’nin arazi bozulumundan kaynaklandığını söyledi. Ataç, coğrafi konumu nedeniyle Türkiye’nin iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkelerin başında geldiğini, 21. yüzyılın sonlarına doğru ekstrem iklim olaylarına en çok maruz kalacak üçüncü ülke olacağını bildirdi.
Ataç, geçmişte hiç konuşulmayan çevre ve iklim değişikliği konularının artık herkesin gündeminde olduğuna işaret ederek, “Hepimizin gözlüklerimizi değiştirmemiz gerekiyor. Herkes çevreci olmak zorunda” uyarısı yaptı.
'Politika üretme', 'yasal mevzuat' ve 'uygulama' alanlarında üç kök sorun yaşandığını belirten Ataç eksiklikleri, 'risk değerlendirme eksikliği, düşük motivasyon, üst uygulama politikalarının oluşturulamaması, iklim ve su kanunu gibi yasaların tamamlanamaması' olarak sıraladı. Ataç, bakanlıklar arasında örtük hiyerarşinin bulunduğunu öne sürdü.
'Burada bir yanlışlık var ve acilen bakılmalı'
Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki maden faaliyetlerinden örnekler sunan Deniz Ataç, 16, 17 ilin maden ocakları haritasını çıkardıklarını belirterek, “Burada bir yanlışlık var. Bu ihalelerin dörtte biri yapılırsa Türkiye başka bir yer olur pek çok açıdan. Ciddi fiziksel değişiklikler olacak, çok büyük çukurlarla karşılaşacağız. 4’üncü grup metalik madencilikteki su kullanımı inanılmaz ve tahribat çok büyük. Sülfürik asit ya da siyanürle çıkarılıyor. 2019 Temmuz ile 2020 Ağustos’ta 13 ay geçti ve yine bir ihale oldu ve o ihalede de 2.685 noktada maden ihalesine çıkıldı. Sadece bu ihalede çıkarılan alanların toplamı da Kayseri ilinden büyük. Burada bir yanlışlık var ve acilen bakılmalı” dedi. Burdur bölgesindeki mermer ocaklarına ilişkin fotoğrafları gösteren Ataç, “Bölge delik deşik olmuş, vallahi burada bir yanlışlık var” ifadelerini kullandı.
'Bir kestik üç diktik demeyelim'
Ormanların da zarar gördüğünü dile getiren Ataç, şunları ifade etti:
"11 yılda 10 hektar küçük parçaların oranı yüzde 118 artmış. ‘madencilik, enerji ve diğer’ izinler nedeniyle 146 bin hektar, orman alanından çıkarılmış. Biz ormanları biraz kolay araziler görüp değişik nedenlerle parçalıyoruz. Çok parçalamışız ormanları. Bir de ne olur, ‘bir tane kestik, üç tane diktik’ demeyelim artık, onun o bir tanesi yetişene kadar 100-150 yıl demek, yeri gelene kadar… Ne olur kesmeyelim artık. Artık hep beraber restorasyona geçmemiz lazım ama elimizdekileri önce korumamız lazım. Yani elimizdeki ormanları parçalamayalım. Bir tane ülkemiz var, başka gidecek yerimiz de yok.”
Eroğlu: Vahşi madenciliğe karşıyım
Komisyon Başkanı Veysel Eroğlu ise iktidarları döneminde 2.1 milyon hektarlık alanı orman olarak Türkiye’ye kazandırdıklarını belirterek, Ataç’a, “Yok bir tanenin yerine üç değil, en az beş tane diktik” şeklinde esprili karşılık verdi. Eroğlu, şunları söyledi:
“Ben vahşi madenciliğe karşıyım ama çevreci madenciliğe mecburuz. Devlete düşen, tüm kurumlardan izinleri toplayıp ÇED çalışmasını yapmak. İhaleyi alan kişinin kimseyle muhatap olmadan ertesi gün kazmayı vurması lazım. Şimdi vatandaşlarla iş adamlarını karşı karşıya getirmiş oluyoruz. Yapılacak şey; tüm işlemleri devlet tamamlasın, kendi kurumlarından izinleri, ruhsatları ne varsa yapsın, her şey tamam olduktan sonra ihaleye çıksın.”
Eroğlu, orman alanlarında verilen izinlere ilişkin istatistikleri de açıklayarak, "2020 sonu itibarıyla bugüne kadar 20 bin 452 tane izin verilmiş, alanı 75 bin 659 hektar, yüzde olarak yüzde 0.33 yani binde 3.3; yani esas diğer izinler çok daha fazla” diye konuştu.