Şeyh Sait ayaklanması ile İngilizler amacına ulaştı

Şeyh Sait ayaklanması ile İngilizler amacına ulaştı

Yılmaz Ateş yazdı…

Kuzeyimizde Ukrayna-Rusya, Güneyimizde İsrail-Filistin savaşlarının bütün acımasızlığıyla devam ettiği bir dönemde devletin atadığı valinin yönetimindeki Diyarbakır Belediyesi’nin “Şeyh Sait Bulvarı’nın yapımına başlandığı” açıklaması, Türkiye’nin birliğini zedeleyen tartışmaları tekrar siyasetin gündemine oturttu.

Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren kimlik siyaseti (mezhep-etnisite), tarih boyunca emperyalizmin mazlum milletleri böl-yönet politikasının en etkili aracı olmuştur. Türkiye’nin kendisini yok etmek isteyen emperyalizme karşı verdiği Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan zaferle çıkarak tam bağımsız bir devlet olması emperyalistleri ve çıkarları bozulan işbirlikçilerini karşı devrim eylemlerine yöneltmiştir. Laik cumhuriyeti yıkmaya ve ülkeyi bölmeye kalkışmışlardır. Karşı devrimlerin en etkilisi Şubat-Nisan 1925 aylarında Elazığ-Bingöl-Diyarbakır bölgesindeki Şeyh Sait ayaklanmasıdır.

“Şeyh Sait’le adamları ellerinde yeşil sancak, göğüslerinin üzerinde Kuranıkerim; bankaları, evleri, dükkanları basıp soyarak ‘Hak yolunda’ ilerliyorlardı. Türklerden, Tanrı adına teslim olmalarını istiyorlardı. Vaizler onlara cennette ödüller vaat ediyorlardı.” (Lord Kinroos, Atatürk, s/469)

Şeyh Sait’in Kürt-İslam devleti kurma emeline başta bölgedeki aleviler (Varto, Tunceli) ve Diyarbakırlılar olmak üzere yöre halkı alet olmamıştır. (a.g.e, s/470) Başbakan Fethi Okyar kabinesi (İçişleri ve Adalet Bakanları hariç) ile muhalefetteki Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF) etkili önlemler alınmasına karşıydılar. Toplanan CHP grubu sert önlemlerin alınmasına karar verince başbakan istifa etti ve İsmet İnönü başkanlığında kurulan yeni hükümet, kendisine iki yıllığına geniş yetkiler veren Takrir-i Sükun Yasasını meclisten geçirerek, ‘dini siyasete alet edenler vatan haini sayılmıştır.”

Atatürk’ün liderliğindeki CHP’nin Şeyh Sait ayaklanmasına bakışı budur. Bu bakış, İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Deniz Baykal döneminde de değişmemiştir. Peki Kemal Kılıçdaroğlu dönemindeki CHP’nin bakışı nedir?

Ekim 2023’te yayınlanan (yaklaşık iki ay önce) ve Kılıçdaroğlu’nun önsözünü yazdığı, “CHP Yıllığı 1923-2023 Geçmişin Mirasıyla Yeni Yüzyıla” adlı kitapta Şeyh Sait ayaklanması aynen şöyle değerlendiriliyor:
“Şeyh Sait ayaklanması içte çok partili yaşama geçişle birlikte iktidar muhalefet çatışmasının gün yüzüne çıktığı, dışta Musul sorununun siyasal yolla çözülemeyeceğinin anlaşıldığı bir ortamda çıktı.”

Sloganı şeriat isteği olan ayaklanmacıların amacı İngiliz desteğinde bağımsız bir Kürt devleti kurmaktı.
Türkiye’nin Lozan’da da ısrarla vurguladığı gibi Türk- Kürt kardeşliğini ve gelecekte bir arada yaşama istencinde oldukları inancını yok etmeye yönelikti ve yalnız Musul vilayetinde değil Doğu ve Güneydoğu Anadolu topraklarında yaşamlarını sürdüren Kürt yurttaşlarımızın da Türkiye’den ayrılmak istediklerini kanıtlamaya dönük İngiliz politikasının vücut bulmuş haliydi.

Bu politika İngiltere’nin Musul sorunu nedeniyle 6 Ağustos 1924’te Milletler Cemiyeti’ne (MC) başvurmasından bir gün sonra patlak veren Nesturi Ayaklanması ile kendisini belli etti.

Ayaklanmanın bastırılması sürecinde öncü olan Azadi örgüt yapısı açığa çıkarıldı ve lider kadrosu tutuklandı. İngilizler pes etmedi.

Milletler Cemiyeti Konseyi’nin üç kişiden oluşan heyeti yerinde incelemeler yapmak üzere 11 Şubat 1925’te Musul’a göndermesinin ardından 13 Şubat’ta Şeyh Sait ayaklanması çıktı. Fethi Okyar hükümetinin etkin önlemler almaması üzerine ayaklanma kısa sürede gelişti.

Fethi Bey hükümeti meclisin güvenini yitirince 2 Mart’ta istifa etti. İsmet Paşa başkanlığında kurulan hükümet Takrir-i Sükun yani Düzeni Sağlama Yasası’nı çıkardı.

Ayaklanma Halk Fırkası Grubu’nda da görüşüldü, ayaklanmacılarla Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası arasında bağ kuruldu.

Bir yandan askeri harekat ciddiyetle yürütülürken öte yandan isyan bölgesinde ve Ankara’da iki İstiklal Mahkemesi kuruldu. 15 Nisan’da ayaklanma hemen her tarafta bastırılırken ayaklanmanın elebaşları Şeyh Sait ve Seyit Abdullah da yakalandılar.

31 Mayıs’ta bölgede asayiş ve güven yeniden sağlanırken ayaklanmacılarla birlikte ayaklanmayı destekledikleri iddiasıyla kimi gazeteciler ve TCF üyelerinin İstiklal Mahkemeleri’nde yargılamaları başladı.
İdam da dahil çeşitli cezalar alan ayaklanmacılar sorgularında TCF’nin programında benimsediği yerinden yönetim ilkesinin kendilerince benimsendiğini ve özellikle Urfa’daki temsilcileriyle işbirligi yaptıklarını açıklayınca mahkeme kendi bölgesindeki parti şubelerinin kapatılması kararını aldı.

Bu kararı Ankara İstiklal Mahkemesi de benimsedi. Her iki mahkemenin kanısını dikkate alan hükümet 5 Haziran 1925’te partiyi kapattı.

Şeyh Sait Ayaklanması ile İngilizler amacına ulaştı. Türkiye’nin Musul’a askeri bir harekat yapma olasılığı kalmadı. Ayaklanma henüz emekleme döneminde olan çok partili demokrasinin de sonunu getirdi.” (s,30-31)

Şeyh Sait ayaklanmasını dünya, Türkiye ve CHP tarihi böyle kaydetmiştir.

“CHP’nin tapusu Mustafa Kemal Atatürk’tedir. Biz emanetçiyiz” diyen yeni genel başkan Özgür Özel’in, bu konudaki “çekingen duruşu” emanetçilikle örtüşmemiştir. Bu bakış açısı seçim öncesi iktidar ve muhalefetin bir güzellemesi olarak kabul edilse dahi yarında bir başka seçimde, yarım asırdır kanımızı emen emperyalizmin işbirlikçisi FETÖ ve PKK’ya da acıma duygusu yolunun açılmasına hizmet etmez mi? Bu vatanın kurtuluşu, birliği ve bütünlüğü için seve seve canını veren şehit yakınlarımıza ne diyeceğiz? CHP’nin 14-28 Mayıs seçimlerinde aldığı yenilgi, Atatürk devrimlerine ve emanetine, Türkiye’nin kuruluş felsefesine, CHP tarihine, değerlerine sırt çevirmenin mükafatı(!) olduğu halen anlaşılamadı mı?

Atatürk’ün deyimiyle “Türkiye’nin geleceği nezakete ve safsataya teslim edilemez.”

GÜNCEL Haberleri

Kaplan Pençesi Tatbikatı-24/2 Akdeniz'de icra edildi
Antalya'nın bazı ilçelerinde sağanak etkili oldu
"Yenidoğan çetesi" davasının 5. gün duruşması tamamlandı
Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyum kararı
Bakanlık listesini güncelledi: Ünlü markanın ismiyle satılan börekte tespit edildi, 'yemeden önce 2 kez düşünün'