Muğla'nın Seydikemer ilçesindeki konteynerde eşiyle yaşamaya başlayan makine mühendisi Süleyman Akdemir: "Rüzgarlı havalarda rüzgar türbini, güneşli havalarda güneş panellerini kullanarak kendi elektriğimi üretiyorum. Yağmur suyu hasadı da yapıyorum, evde bunu kullanıyoruz"
Serpil Akdemir: "Doğaya minimum zarar veren kendi çapında dönen bir evimiz oldu. Elektriğimizi kendimiz üretiyor, suyumuzu yağmurdan topluyoruz. Ekolojik bir ev oldu sayılır"
Daha sakin bir hayat için İstanbul'dan Muğla'nın Seydikemer ilçesine taşınan ve satın aldıkları araziye koydukları konteynerde yaşamaya başlayan çift, enerjiyi güneş ve rüzgardan, su ihtiyacını ise yağmurdan karşılıyor.
Makine mühendisi Süleyman Akdemir ve emekli eşi Serpil Akdemir, Kovid-19 salgınının ardından daha sakin ve izole bir yaşam için Fethiye'ye yerleşmeye karar verdi. Daha sonra Seydikemer ilçesinde 3 dönümlük bir arazi satın alan çift, buraya koydukları ve sıcak bir yuvaya dönüştürdükleri konteynerde hayatlarını sürdürmeye başladı.
Mimar kızlarıyla projesini hazırladıkları konteyner evin üzerine güneş paneli ile rüzgar türbini yerleştiren Akdemir çifti, evin bir odasını da kumanda odası yaptı.
Süleyman Akdemir, AA muhabirine, evlerinin bulunduğu bölgede elektrik ve su olmadığını söyledi.
Ürettiği enerjinin hayatlarını sürdürmeye yettiğini anlatan Akdemir, "Rüzgarlı havalarda rüzgar türbini, güneşli havalarda güneş panellerini kullanarak kendi elektriğimi üretiyorum. Yağmur suyu hasadı da yapıyorum, evde kullanma suyu olarak bunu kullanıyoruz. 150 tonluk bir sarnıç yaptım ve etrafta yağmur suyu toplama havuzlarım var. Aynı zamanda çatılardan biriken suları da tanklara toplayarak değerlendiriyoruz ve bahçedeki ağaçları da buradan suluyoruz." diye konuştu.
Akdemir, depoladıkları enerjiyi özenli kullandıklarını ve geceleri ihtiyaç dışında elektrik harcamadıklarını dile getirdi.
Bahçede fazla aydınlatmaları olmadığını belirten Akdemir, "Buranın en güzel tarafı şehirde göremediğimiz gökyüzünü seyretmek. Bu çok keyifli. Bazen bütün ışıklarımı kapatıyorum ve yıldızları seyrediyorum. Gökyüzünü izlemenin keyfi hiçbir şeyde yok. Yakın zamanda bir teleskop da aldım. Yıldızları seyretmeye daha çok önem vereceğiz." dedi.
"Doğayla iç içe olmak istedik"
Serpil Akdemir ise büyükşehirin stresinden kaçtıklarını, Fethiye'nin de kalabalıklaştığını hissettiklerinden daha huzurlu bir yer arayışına girdiklerini anlattı.
Doğayı çok sevdiklerini ve doğayla iç içe olmak istedikleri için sakin bir yere yerleşme kararıyla altyapısı olmayan bir yerden arazi aldıklarını belirten Akdemir, şunları kaydetti:
"Doğaya minimum zarar veren kendi çapında dönen bir evimiz oldu. Eklektiğimizi kendimiz üretiyor, suyumuzu yağmurdan topluyoruz. Ekolojik bir ev oldu sayılır. Memnunum çünkü sakin ve her şey doğal. Özellikle çevremizdeki köylü arkadaşlarımız evi çok merak ediyorlar. Gelip geçerken 'Ev olacak da nasıl olacak?' diyorlardı. Evimiz tamamlanınca onları davet ettik ve çok beğendiler. 'Biz böyle düşünmemiştik. Bunu hayal etmemiştik' dediler. Onlar da bize yardımcı olmaya çalışıyor."