Tarihçi, yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trabzon’daki konuşması sonrası 10 yaşındaki bir çocuğum sahneye çıkarılmasını eleştirdi. “10 yaşındaki çocuklar siyasette kullanılmaz” diyen Ortaylı, Andımızın kaldırılmasına tepki göstermeyen halk şimdi kızıyor” tespitini yaptı.
Sözcü'den Ruhat Mengi'ye konuşan Ortaylı, "10 yaşındaki çocuklar siyasette kullanılmaz. Çocuğun durumu kullanılır, çocuklar açtır, okulsuzdur, korunaksızdır bu siyaset konusu yapılmalıdır ama çocuğun bizatihi kendine siyasi nutuk attırılmaz. Siz Atatürk'ün Andını kaldırmışsınız, sonra 10 yaşında çocuğu çıkarıp siyaset konuşturuyorsunuz, olmaz" değerlendirmesinde bulundu.
"10 yaşında çocuğa kahramanlık şiiri okutturulur" diyen Ortaylı, şunları dile getirdi:
Fransa'da halk tepki gösterdi, Bakan gitti. Bizde Ata'dan dedeye kadar okuduğumuz Öğrenci Andı, “Siyasettir, çocuk siyasete karıştırılmaz” diyerek kaldırılıyor, 10'uncu Yıl Nutku kitaplardan çıkarılıyor ve hiçbir şekilde gereken tepki gösterilmiyor. Sonra “10 yaşında çocuk siyasete karıştırıldı” diye kızılıyor. 10 yaşında çocuğa kahramanlık şiiri okutturulur, Mehmet Akif Ersoy okutturulur, Ömer Bedrettin'in şiiri, Nazım Hikmet okutturulur. Güzel okursa alkışlanır, gülümsenir medeniyet budur. Böyle kel alaka siyasi laf, kendisinin bilmediği şeyleri tekrarlatıp gülmek zevzekliktir. Aynı şekilde 10 yaşında çocukların okumasının milli terbiye, yurttaşlık terbiyesi bakımından çok anlamlı olduğu Öğrenci Andı'nın ortadan kaldırılması da zevzekliktir. Bunları yaparak neyi ispat etmek istiyorsunuz, akıl kârı değil. Çocuklarla uğraşmayın, sağlığına, yemesine içmesine, tatil, spor yapmasına dikkat edin yeter.
Ne var, okulda Türk olduğunu söylüyor, büyüklerimi saymak, küçüklerimi sevmek diyor, bunu mu kaldırıyorsun? Şimdi tepki gösteriliyor. “Böyle abdest alınan yerde, böyle peşkir gelir” atasözünü bilirsiniz.
“Kimse Arapçaya filan dönemez, olacak şeyler üzerinde hayal kursunlar; bu laftan söz edenlerin hepsi cahildir”
“Ortaylı, “MEB için ‘Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yan kuruluşu haline geldi, tarikat ve cemaatlerin etkisinde’ iddiası oldukça yaygın. Türkçe yerine Arapça kullanılsın baskısı mümkün mü?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Hiç kimsenin Türk dilini kendilerine göre çizme yetkisi yoktur, çizmeye kalktıkları an karşılarında tokat atmaya kalkacak bir münevver kitle, bir vatandaş kitlesi ve geniş bir öğretmen kitlesi olur, Türkiye'nin farkı budur. O nedenle kimse Arapçaya filan dönemez, olacak şeyler üzerinde hayal kursunlar. Bu laftan söz edenlerin hepsi cahildir, Arap harflerini bilmiyorlardır. İmam hatip okullarındaki çocuklar eski harflerle yazı yazmayı bilmiyorlar, Arapça cümle yazdıkları zaman ‘elif'le ‘maksure'yi ayırt edemiyorlar, hangisi nerede kullanılır bilmiyorlar. “
"FETÖ'nün üniversiteye soktuğu öğrenciler karşımızda oturuyor"
Ortalı, “‘Yargının hiçbir ideolojisi, cemaati olamaz’ diyen Adalet Bakanı Abdülhamit Gül gitti, yerine ‘Fethullah Gülen'e en yakın isimlerden biri’ olarak bilinen eski bakan geldi. Özellikle sosyal medyada tepkiler aralıksız devam ediyor. Siz nasıl yorumladınız?” sorusuna da şöyle yanıt verdi:
“FETÖ bitmeyecek mi diyorsunuz, niye bitsin? Bu işlerden çıkar sağlayan, beleş geçinen, makam kapan insanlar var. Vazifeleri, misyonu, durumu, kalkınma düzeyi, tarihi birikimi itibarıyla Türkiye'nin bunlara fırsat vermesi çok garip. Şimdi bunu temizlemek dururken bu bir çıkıyor, bir iniyor. Demek ki kontrol edemediğimiz bir ülke bu ve insanlar bunun farkında değiller. Üniversitede sınıfa girdiğin zaman onların kopyasıyla okula giren insanlar karşında oturuyor. Üniversitede bunu gördüm ben. Kopya çekerek girdiler, bu bilindi, açığa da çıktı, hukuk kararıyla belli oldu. ÖSYM Başkanı da bunun için görevinden atıldı, bunlar belli. Bu adamların ne olduğu her zaman biliniyordu, fevkalade kalitesizlerdi, hiçbir şey yapılmadı bunlara. Kopya çektiler, uzaklaştırma cezaları tatbik edilmedi. Şimdi böyle bir üniversite dururken neyin kıyametini koparacaksın? “