Soğuk havaların başlamasıyla beraber insanların en temel ihtiyaçlarından olan ısınma, toplumun her kesimi için önemini arttırıyor. İzmir Odun-Kömür Satıcıları Esnaf Odası Başkanı Mustafa Düzyol, kış ayının yaklaşmasıyla beraber kömür ile ısınma ihtiyacını karşılayan vatandaşların fiyatlar karşısında her yıl daha az oranda kömür aldıklarını belirtti. Düzyol, “Doğalgazda yaşanan fiyat artışının insanları kömüre yönlendireceği düşünülürken insanlar kömüre de yaklaşamaz oldu” dedi. Düzyol, 25 kilogramlık bir kömür torbasının fiyatının 190 TL, ton fiyatının 7 bin 500 TL, odun fiyatının ise 6 bin 500 TL olduğunu aktardı. Bütün sektörlerde yaşanan fiyat artışının odun ve kömür sektöründe de yaşandığını dile getiren Düzyol, özellikle kömür fiyatındaki pahalılığın öncelikli nedeninin, daha önce devletin tekelinde olan maden ocaklarının özelleştirilmesi olduğunu belirtti.
Düzyol, “Devlet, Rödovans Anlaşması adı verilen bir anlaşma ile özel şirketlere bu maden ocaklarını kiralıyor. Anayasaya göre bu ocakları satamayacağı için böyle bir çözüm uygulanıyor. Bu kiralama süresi 25-30 yıl arasında değişebiliyor. Bu durum vatandaşın kaliteli kömüre ulaşmasını engelliyor. Bu ocaklar devlet elindeyken kaliteli kömür daha çok okul ve askeriyeye tahsis ediliyordu. Biz bu durumda devletten bu kömürün vatandaş için de kullanılmasını talep edebiliyorduk ama artık o şansımız da kalmadı. Özelleşen ocaklardaki kaliteli kömür, daha pahalıya satılıyor. Şu anda vatandaşın ulaşabildiği kömür hem pahalı hem de kalitesiz” diye konuştu.
“Bölgesel farklılıklar kömürün fiyat ve kalitesini etkiliyor”
Kömürün tüketiciye ulaşıncaya kadar nasıl bir maliyet zincirinden geçtiğini açıklayan Düzyol, “Geçmişten günümüze kadar ısınma ve enerji alanlarında kullanılan kömürün serüveni taş ocaklarından çıkarılmasıyla başlıyor. Daha sonra torbalanma süreci var ve bu süreçte kömür aslında ambalajlanıyor. Bu da bir maliyet ayağı oluyor. Torbalandıktan sonra nakliye süreci var. Bu süreçte çalışan personelin gideri var ve en sonunda hepsi maliyete yansıyor. Özellikle bölgesel farklılıklarda da hem kömürün fiyatını hem de kalitesini etkiliyor” ifadelerine yer verdi.
Düzyol, Ege Bölgesi’nde çıkan kömürün özellikle Soma madenlerinin oluşum sürelerinin eski olduğunu bu yüzden kaliteli olduğunu belirtti. Türkiye’nin her bölgesinde maden ocağı bulunmadığını ve nakliyenin fiyat dengesinde değişiklik yarattığının altını çizen Düzyol, “Doğu Anadolu Bölgesi’ne gittiğimizde kullanılan kömürün daha oluşumunu tamamlamamış kömür olduğunu görüyoruz. Oradaki satıcı batıdan gelen pahalı kömür yerine oralarda çıkan daha düşük maliyetli kömürü satıyor. Kullanılan kömür kalitesiz olunca hem ısınma ve enerjiden verim alınamıyor hem de insanların sağlığı etkileniyor” dedi.
“Kömürcülük sektörünün geleceği uzun olmayacak”
Yenilenemeyen ve fosil yakıt olarak kullanılan kömürün geleceği hakkında konuşan Düzyol, “Sanayi Devrimi’yle başlayan ve önü alınamayan fosil yakıtlar olan petrol ve kömür rezervlerinin büyük çoğunluğu hem ülkemizde hem de dünyada tüketildi. Dünya da bu tehlikeye karşı yenilenebilir enerji kaynaklarına rağbet her geçen gün artıyor. Kömürcülük sektörünün geleceğinin uzun olacağını düşünmüyorum. Alternatifler arttıkça, ısınma ve enerji için kömürün yerine yeni şeyler kondukça kömüre olan ihtiyaç ortadan kalkacak” ifadelerini kullandı.
MERT UYGUNER