Etkin pişmanlıktan yararlanarak bildiklerini anlatmaya başlayan “FETÖ BORSASI” sanığı AKP İzmir İl Başkan eski Yardımcısı Ahmet Kurtuluş’un İzmir Cumhuriyet Savcısı Ferhat Deniz’e verdiği ifadeyle Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin Atatürk Spor Kompleksi’ndeki tesislerin kiralanması ihalesi mercek altına alındı.
Ahmet Kurtuluş’un sözünü ettiği ihaleyle ilgili “Derin değil, çok derin” başlıklı yazımda spor kompleksinin yapımı ve ihale ile kiralanmasını anlattım.
İhaleyi mercek altına alan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/125848 soruşturma sayısı ile emniyetten araştırılmasını istedi.
Emniyet yetkilileri de 30 Kasım 2018’de Teknik Takip ve İzleme Büro Amirliği’ne hazırladıkları raporu sundular.
İhale günü yaşananları, ihaleye katılan ancak elenen Eslem Sosyal Hizmetler ve Türkan Büyükbaş Kantin İşletmeciliği şirketlerinin yetkililerinin yaşadıklarını da “Aydın’daki ihaleye katılanlar kimden şikayetçi oldu” başlıklı yazımda belgelere dayanarak aktardım.
Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin belediyenin kuruluşu olan Aybel’e devrettiği Atatürk Spor Kompleksi’nin 19 Aralık 2017’de yapılan “kiralama” ihalesini kazanamadıkları açıklanan iki firmanın yetkilisinin emniyette verdiği ifadelerde üç önemli kişi vardı.
Birincisi orta boylu, normal yapılı, kısa saçlı, hafif kirli sakallı, esmer bir genç.
İkincisi bu gencin ihaleye katılan Türkan Büyükbaş Kantin İşletmecisi yetkilisi ile telefonda görüştürdüğü erkek şahıs.
Üçüncüsü ise kazanamayan iki firmaya da “ihaleye girmemeleri yönünde” telkinde bulunduğu iddia edilen Ayçin Sevmiş.
Polis, bu üç isim hakkında araştırma başlattı.
8 Aralık 2018’de Teknik Takip ve İzleme Büro Amirliği’ne sunulan raporda ihaleye giren ancak kazanamayan Türkan Büyükbaş firması yetkilisi Derviş Büyükbaş’ın söz ettiği orta boylu, normal yapılı, kısa saçlı, hafif kirli sakallı, esmer bir gencin Edip Alican Özyörük olduğunu belirledi.
Kimdi bu Edip Alican Özyörük?
Polis bunu da buldu.
Edip Alican Özyörük ihaleyi kazanan Derin Spor temsilcisi Ayçin Sevmiş’in oğluydu.
Ayçin Sevmiş’in oğlu Edip Alican Özyörük’e ulaşan polis, 10 Aralık 2018’de bilgisine başvurdu.
Özyörük ifadesinde şunları söyledi
"BNG isimli firmayı bilirim. Sahibi soy ismini bilmediğim Savaş isimli şahıstır. Bu şirkette çalışan İsmail isimli arkadaşım vasıtasıyla buraya gelip giderdim bu şekilde samimiyetimiz oluştu. Geçen yıl Savaş abim bana Aydın ilinde bir ihale olduğunu söyledi. Benden sadece gidip dosyayı teslim etmemi rica etti. Bern ihale işinden hiç anlamam. Sadece dosyayı teslim etmek için oraya gittim. Hatta ihale günü sabahı Aydın ilinde İş Bankası’na teminat mektubu almaya gitti. Bu evrak yetişmediği için elimdeki evrakları ihale kuruluna teslim ettim. Kurul dosyayı inceledi. Teminat mektubu eksik olduğu için dosyayı kabul etmediler. Ben de geri döndüm. Özel araba ile gittim ancak aradan çok zaman geçtiği için kimin arabası olduğunu bilmiyorum. İhaleye katılan firmaları tanımam. Bu kişilerle de herhangi bir irtibatım olmadı."
BNG adlı firma gerçekten de eksik evrak nedeniyle ihaleye alınmadı.
Evrakların “eksik” verilmesinin ihalelerde sıkça kullanılan “rekabetin sağlanması” için olup olmadığını bilmiyoruz.
Keza, Edip Alican Özyörük’ün “rica üzerine” gittiği ihalede annesi ile karşılaştığında ne yaptığı ve Türkan Büyükbaş Kantin İşletmecisi yetkilisi ile telefonda görüştürdüğü erkek şahısla ilgili hiçbir bilgi yok.
Zaten ifadesinde tanımadığını ve irtibatı olmadığını söylemiş.
Edip Alican Özyörük’ün son aylarda ne iş yaptığını biliyor musunuz?
MİT İzmir Bölge eski Başkanı ve bu ihalede adı sıkça geçen Gürbüz Yüksel’in şoförü.
Polis, Edip Alican Özyörük’ün ifadesi üzerine BNG isimli firma sahibi Savaş Bingöl’ün de bilgisine başvurdu.
Savaş Bingöl 7 Aralık 2018’de verdiği ifadede ihale için evrakları hazırlayıp arkadaşı Alican’dan teslim etmesi için ricada bulunduğunu ancak teminat mektubunun eksik olması nedeniyle dosyanın ihale kuruluna teslim edilemediğini söyledi.
Bingöl polisin sorusu üzerine de Ali Sütçü ve Ayçin Hanım’ı da geçmişten insani olarak tanıdığını ekledi.
Ve sıra geldi ihalede adı sıkça geçen Ayçin’e…
Polis yaptığı araştırma sonunda Derviş Büyükbaş’ın ifadesinde adı geçen “ihaleyi alan firmanın yetkilisi olarak kendisini tanıtan, bakımlı ve alımlı, ihalede kendilerine yardımcı olmasını isteyen bayan” ile ilgili araştırma yaptı.
İhale evrakları ve diğer adres bilgileri üzerine yapılan araştırmada bu kişinin Ayçin Sevmiş olduğunu ve Derviş Büyükbaş tarafından da teşhis ettirdi.
Peki bunca iddiadan sonra Ayçin Sevmiş ne dedi?
5 Aralık 2018’de bilgisine başvurulan Ayçin Sevmiş siyasi ve ticari danışmanlık yaparak geçimini sağladığını belirterek şunları söyledi:
"Ali Sütçü ve benim şirketim olan Derin Spor ile ihaleye girdik… İkinci turda ihalenin bize verildiği söylendi…. Diğer iki firmanın neden elendiğini hatırlamıyorum…. İhaleyi aldıktan sonra Ali Sütçü kredi başvurusunda bulundu olumlu yanıt alamadı. Bu süreçte aramızda anlaşmazlıklar oldu…. Bu sebeple ortaklığımı bitirerek ayrıldım…. Şirketten ayrılmadan önce aramızdaki anlaşmazlığı Ahmet Kurtuluş’a anlattım. Ali ile Ahmet aralarında görüşmüşler. Ahmet bana telefonla ulaşarak Ali Sütçü ile ortak olacağını, benim alacağım parayı da halledeceklerini söyledi…. Ahmet Kurtuluş’u yaklaşık 4 yıldır tanırım…"
Ve bütün bu ihale sürecinde adı geçen, Ahmet Kurtuluş’un Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun “sıkıntısını” çözdüğü için spor tesisinin işletmesini verdiği iddia edilen MİT İzmir Bölge eski Başkanı Gürbüz Yüksel.
İzmir Cumhuriyet Savcısı Ferhat Deniz, 18 Aralık 2018’de Gürbüz Yüksel’in de “şüpheli olarak ifadesine başvurdu.
Ahmet Kurtuluş’u, Kudret Dikmen’i tanıdığını söyleyen Yüksel, Aydın Belediyesi’ne de sadece “nezaket” ziyareti yaptığını, iş takibi yapmadığını söyledi.
“Vatansever” kod adlı gizli tanığın ifadeleri de sorulan Gürbüz Yüksel, ihale ile kiralanan sosyal tesisle ilişkisi olmadığını da savundu.
Yüksel, Ahmet Kurtuluş’un ifadelerine ise, Okan Bato ile iş ilişkisi dışında bir ilişkisi olmadığını söyleyerek, “Tamamen Ahmet Kurtuluş’un kendini kurtarmak amacıyla ileri sürdüğü dayanağı olmayan iddialardır” dedi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütülen soruşturmada sadece ifadelerle yetinilmedi.
Emekli Maliye Uzmanı Necdet Gökçe ve Maliye Bakanlığı Uzmanı Abdullah Koç bilirkişi olarak atanarak, ihale hakkında rapor istendi.
İki uzman tarafından hazırlanan raporda, ihalenin tek oturum yerine ara verilerek yapılmış olmasının Devlet İhale Kanunu’na aykırı olduğu belirtildi.
Raporda ayrıca ihalede rekabetin sağlanması için şartnamelerin açık ve net olması gerektiği, söz konusu ihalede tekliflerin nasıl hazırlanacağının net ve açık olarak ortaya konmadığı için geçerli tek teklifin kaldığını bunun da rekabet koşullarının oluşmadığı konusundaki nihai değerlendirmenin başsavcılığın takdirinde olduğu vurgulandı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından Ahmet Kurtuluş’un ifadesi üzerine başlatılan soruşturma daha sonra Aydın Cumhuriyet Savcılığı’na gönderildi.
Aydın Cumhuriyet Savcılığı’nın da ilk işi söz konusu ihalenin komisyonunda görev yapan isimlerin ifadesini almak oldu.
Mehmet Beyter’in başkanlığında, Mustafa Güler, Hülya Koçyiğit, Naciye Şenoğlu ve Başer Şahin’den oluşan ihale komisyonu üyeleri Aydın Cumhuriyet Savcılığı’na verdikleri ifadelerde, ihaleye katılan firmaları tanımadıklarını, ihalenin herhangi bir firmaya verilmesi konusunda talimat veren olmadığını, teknik ve idari şartnamede yazılan koşullara göre ihalenin yapıldığını savundular.
2018’de Ahmet Kurtuluş’un ifadesi üzerine başlatılan Aralık 2017’de Aydın Büyükşehir Atatürk Spor Tesisleri işletme ihalesi ile ilgili yürütülen soruşturmada son durum ne?
Dosya artık Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı’nda.
Öğrenebildiğimiz kadarıyla bir süredir üzerinde “gizlilik” kararı var.
Bu yüzden diğer ayrıntılar ile ilgili bilgi sahibi değiliz.
Dosyayla ilgili “takipsizlik” kararı mı verilecek yoksa kimi isimler için “dava” mı açılacak onu ancak soruşturma tamamlanıp üzerindeki gizlilik kararı kaldırılınca öğreneceğiz.
Bu arada Derin Spor’un şartları yerine getirmemesi yüzünden sözleşmesi iptal edildi.
Milyarlık tesis neredeyse kaderine terk edilmiş durumda.
Tartışmalı ihaleden şatafatlı açılışa, sonunda gelinen nokta bu.
İzmir’deki “FETÖ BORSASI” soruşturmasında bir dosya daha kapanacak mı yoksa yeni dosyalar açılacak mı yaşayıp göreceğiz.
SERDAR ÖZTÜRK