Kyodo News'in haberine göre, 25 Ağustos'ta denizde herhangi bir radyasyon tehlikesi olup olmadığına dair analiz yapıldı.
Çevre Bakanlığı, "kirli suyun" arıtılmasından sonra bile bileşen halinde kalan radyoaktif materyal trityumun "insan sağlığına ve çevreye olumsuz etki edecek düzeyde olmadığını" bildirdi.
Japonya Balıkçılık Federasyonu da dün santralin yakınındaki sudan alınan ilk balık örneklerinde tespit edilebilir düzeyde trityum olmadığını açıkladı.
Çevre Bakanı Akihiro Nişimura, yaptığı açıklamada, güvenlikle ilgili temelsiz söylentilerin dolaşmasına izin vermemek için hükümetin süreci "yüksek düzeyde tarafsızlık, şeffaflık ve güvenilirlik" ile kapsamlı şekilde gözlemleyeceğine dair söz verdi.
Çin gibi komşu ülkelerde konuya ilişkin endişe sürerken Japon hükümeti, radyasyon düzeyini gözlemlemek için çeşitli adımlar atıyor. Bu kapsamda Çevre Bakanlığı, bir süreliğine her hafta deniz suyu örneklerini inceleme sonuçlarını yayımlamayı planlıyor.
Fukuşima'nın atık su boşaltma süreci
Mart 2011'de meydana gelen 9 büyüklüğündeki depremin yol açtığı tsunami, Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali'ndeki 4 nükleer reaktörden 3'ünde hasara yol açmış, radyoaktif serpinti nedeniyle santralin çevresi "tahliye bölgesi" ilan edilmişti.
Tesis bünyesindeki 1 ve 3 numaralı reaktörlerde oluşan çekirdek erimesi sonrası, reaktörlerin soğutulması için içlerine su basılmaya başlandı. İşlem gören ve radyoaktif özellik kazanan atık su zamanla birikmişti.
Haziran 2020'de Balıkçılar Kooperatifleri Ulusal Federasyonu (JF Zengyoren), atık suyun okyanusa boşaltılmasına karşı çıkan özel deklarasyonu oy birliğiyle kabul etmiş, dönemin Başbakanı Suga Yoşihide de nükleer atık suyun okyanusa boşaltılmasını kapsayan planı 13 Nisan 2021'de duyurmuştu.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), Temmuz 2023'te Japonya'nın biriken atık suyun denize tahliyesi planının güvenlik standartlarıyla uyumlu olduğunu bildirmişti.