Buca ilçesinde deden toruna kasaplık mesleği ile uğraşan Murat Aydoğan, 20 yıldır közde şiş kuzu kelle satarak müdavimi olan müşterilerine farklı bir lezzet sunuyor. Aydoğan, lezzet sırrının yaklaşık 4-5 saat kellenin ateşte bekleyerek nar gibi kızarması olduğunu belirtiyor.
Babasının çocukluk yıllarında dedesi ile bir gezisinde çiğ kuzu kelleyi ısırması ile başlayan kasaplık hayatını anlatan Murat Aydoğan, “Bu iş bize dedemizden kaldı. Dedemiz bir süre kasaplık yaptıktan sonra mesleği bırakmış fakat aradan geçen yıllarda babamın 6 yaşlarında olduğu dönemlerde yolda yürürken bir kasabın önündeki çiğ kelleyi ısırması üzerine dedem ertesi gün yeniden kasap dükkanı açmış. Dedem, hem babamın kelleyi bu kadar sevmesi hem de ikiz olan babam ve amcamın meslek sahibi olmaları için bu kararı vermiş. Zaten iş yerimizin adı da babamların ikiz olmasından geliyor. Babamlar 1996 yılına kadar memlekette bu işe devam ettiler ama amcamı kaybedince kasap dükkanını kapatıp İzmir’e yerleştik. Burada 5 yıl ara verdik fakat baba mesleğini bırakamadık ve tekrardan kasaplık işine geri döndük” dedi.
"Kuzu kelle işine ‘bir tane de bana ver’ diyen müşterilerimiz sayesinde başladık”
Yaklaşık 20 yıldır kasaplık yaptığını ve kelle kızartma işine müşterilerinin istekleri üzerine başladığını söyleyen Aydoğan, “Biz kasap olduğumuzdan ötürü tavuk çevirme yapıyorduk. Tabi biz kelleyi sevdiğimiz ve işin ehli olduğumuz için arada sırada kendimize kelle yapıyorduk. Gelen müşterilerimiz kelleyi görünce ‘bir tane bana ver, bir tane bana ver’ derken biz kelle işine girmiş olduk. Neredeyse 20 yıl oldu bu işe başlayalı ve herkes çok memnun. Özellikle İzmirliler sakatatı çok sevmesinden ötürü büyük bir ilgi ve talep var ve İzmirliler iyi bir yer bulduğunda oradan vaz geçmiyorlar” ifadelerini kullandı.
“Et, balık, kelle bunlar yenir elle”
Kellenin nasıl yenilmesi ve pişirilmesi gerektiğini anlatan Aydoğan, “Kellenin ilk önce kuzu kelle olması şart. Biz ilk önce kuzu kellesini temin ediyoruz ve güzel bir temizlikten geçiriyoruz. Kellenin temizlik işlemi bittikten sonra ise geceden tuzlu suya yatırıyoruz ve sabah erken saatlerde şişlere takarak 4-5 saat yavaş yavaş kızartıyoruz. 'et, balık, kelle yenir elle' deriz. Tabi bu söz eskiler için geçerliydi artık insanlar zahmetsiz olarak kelle yemek istiyor. Biz de kelleyi artık ayıklayıp veriyoruz" diye konuştu.
Sözlerinin devamında ise, “Bizim yaptığımız kellenin farkı ise suda kaynatmadan pişirmemiz. Kelleyi suda kaynatınca bütün güzelliği gidiyor. Bu sebeple biz de Türkiye’de ilk olarak kelleyi kızartmaya başladık. Yani temizledikten sonra olduğu gibi takıyoruz şişlere ve yavaş yavaş nar gibi kızarıyor” dedi.